“Kirishima-kun..?”
Poşetleri bagaja yerleştirdikten sonra ikisi de kendi koltuklarına oturdular ve Sakura arabayı çalıştırdı... İkisi de birşey demeden otele geri döndüler. “Geldik!” dedi Sakura enerjik bir ses tonuyla. “Görebiliyorum.” dedi Izuku da bıkkın bir ses ile. Sakura nasıl bu kadar enerjik anlayamıyordu. “Katsu’yu göreceksin yine, heyecanlı değil misin?” dedi Sakura imalı bakışlar atarken. Izuku göz devirdi ve “Sakura, o beni seviyor mu sence?” dedi. “Evet gözsüz!” dedi Sakura arabadan hızlıca inip koşmaya başladı. “Gel buraya!” diye bağırarak Izuku da arkasından gitti. Koşarken Izuku birşeye çarptı. “Taşa çarptım herhalde, bu nasıl göğüs! Taş gibi sert.” diye söylendi Izuku kafasını tutarken. “Taş değil, ama taş gibi birine aitler.” üstünden gelen ses çok tanıdıktı. “Kacchan?” dedi Izuku kafasını yukarı kaldırarak. “Bekle, Kacchan!” dedi herşeyi yeni anlamış gibi. “Evet, ‘Kocchon!’ ben. Memnun oldum!” Katsuki dalga geçerek. “Komik değil!” dedi Izuku. Geri dönen Sakura, “Tamam, yeter bu kadar tantana. Odanıza hadi!” dedi ve Izuku ile Katsuki’yi odalarına doğru iteklemeye çalıştı. Fakat başaramadı, çünkü ikisi de çok ağırdı. “Neden bu kadar ağırsınız? Biraz hafif olun.” dedi Sakura sinirle.
“Emredersiniz efendim.” dedi Katsuki ve gülmeye başladılar. “Hadi, odanıza!” dedi Sakura bu sefer ciddi bir ses ile. Bu sefer cidden başardı sanıyordu, fakat tek yaptığı şey ikisini de yere itmek oldu. Katsuki kafasını yavaşça kaldırıp “Kaçmak için 10 saniyen var...” dedi. Sakura anında kaçmaya başladı. Izuku ise yerden kalkıp odalarına geri döndü. Kapıyı kapatacağı zaman Sakura kapının önünden geçti ve arkasından da Katsuki koşarak geldi. Izuku gözlerini devirdi ve kapıyı kapattı. Küçük bir çekmece açtı ve oradaki klima kumandasını aldı. Klimayı açtıktan birkaç dakika sonra bavulundan kıyafetlerini çıkartıp üstünü giyindi. Altında siyah, çok kısa bir şort vardı. Üstünde ise ona çok uzun gelen, altını yok eden açık mavi bir t-shirt vardı. Üstünde de, ‘Balance’ yani denge yazıyordu. Bir anda kapı açıldı ve içeriye Katsuki girdi. “Neymiş ‘sın ını sıvıyırsın’.” diye söylendi Katsuki. “İyi misin Kacchan?” dedi Katsuki saçlarını karıştırarak. Katsuki biraz kızararak “İyiyim...” diye mırıldandı. “Sorun altım ise hemen değiştirebilirim!” dedi Izuku utanarak. “Hayır, sorun o değil!” dedi Katsuki daha da kızararak. “Peki.” dedi Izuku kekeleyerek. “Yüzüne ne oldu?” dedi Izuku, Katsuki’ye yaklaşarak. Yüzüne yapıştırılmış olan bandın üzerinde hafifçe elini gezdirdi Izuku ilk önce. “Yanlış yapıştırılmış bu bant.” dedi Izuku sakince. “Nasıl yani?” dedi Katsuki anlamadığını belli ederek. “Yaranın yarısı bandın dışında, fark etmedin mi?” dedi Izuku bandı Katsuki’nin canını acıtmadan çıkartmaya çalışırken.
“Direk çeksene.” dedi Katsuki. “Ama canın acır Kacchan!” dedi Izuku, Katsuki’yr bakarak. “Çek sen, acımaz.” dedi Katsuki kararlı bir ses ile. “Tamam, çekiyorum...” diye mırıldandı Izuku. Bir anda çekti ve Katsuki’ye hiçbirşey olmamıştı. ‘Benim değil, senin canın acıdı.’ bakışı atıyordu Katsuki. Izuku yavaş yavaş uzaklaştı ve yara bandı aramaya başladı. “Bende var.” dedi Katsuki cebini karıştırırken. “Ver bana.” dedi Izuku hemen. Katsuki cebinden bir yara bandı çıkarttı. İşaret ve orta parmağının ortasındaki yara bandını Izuku’ya uzatarak. Izuku yeçara bandını Katsuki’nin elinden çekerek aldı ve hızlıca kağıtları söküp dikkatlice Katsuki’nin yarasına yapıştırdı. “Daha iyi oldu.” dedi Izuku gülümseyerek. “Evet, çünkü bu sefer sen yaptın.” dedi Katsuki cezbedici bir gülümseme ile. Izulu olamayacak kadar kızardı ve arkasını döndü. “Hey, Deku.” dedi Katsuki, Izuku’yu kendine çevirirken. “Efendim?” dedi Izuku yere bakarak. “Seni biryere götürmek istiyorum.” dedi Katsuki. Izuku’ya seçim şansı tanımadan elinden tuttu ve sürüklemeye başladı. “Kacchan, altım yokmuş gibi duruyor...” dedi Izuku daha da kızararak. “Birşey olmaz, kimse görmez bizi.” dedi Katsuki p*ç gibi sırıtarak.
Sakura’nın kapısına gelince Katsuki durdu, doğal olarak Izuku da durdu. “Neden buraya geldik?” dedi Izuku merakla. “Göreceksin.” dedi Katsuki, hâlâ gülüyordu. Katsuki telefonunu çıkarttı ve Sakura’ya yazmaya başladı.
———
SHINEEE: Sakura, arabanın anahtarını verebilir misin? Lazım da.Sakurask: Senden kibarlık beklemezdim, neredesiniz? Getireyim iki dakika.
SHINEEE: Kapının önündeyiz, hızlı hadi.
Sakurask: Tamam, sabret! Getiriyorum.
———
Katsuki ve Izuku kapının önünde öylece beklemeye başladılar. Aradan birkaç dakika geçti ve Sakura kapısını yavaşça açtı. Elini küçük aralıktan uzattı ve anahtarı Katsuki’ye verdi. “Tamamdır.” dedi Katsuki sırıtarak. “Artık nereye gittiğimizi söyleyecek misin?” dedi Izuku. Sakura hızlıca kapıyı kapattı ve sinsice dinlemeye başladı. “Hayır, sürpriz.” dedi Katsuki, Izuku’nun elini tutup çekiştirerek. “Kendim yürüyebilirim!” dedi Izuku sakinliğini korumaya çalışarak. Katsuki ve Izuku hızlıca otelden çıktılar, tüm gözler onların üzerindeydi. Izuku çok utanıyordu fakat belli etmemeye çalışıyordu. Sonunda arabaya geldiler ve ikisi de yerlerine oturdu.Sessiz geçen birkaç dakikanın sonunda bir restorana gelmişlerdi. Ama kahvaltı konseptli bir yerdi burası. “Nasıl?” dedi Katsuki kendinden emin bir gülümseme ile. “Çok güzel.” dedi Izuku gülümseyerek. “Burayı nasıl buldun?” dedi Izuku merakla. Katsuki cevaplamadı çünkü eğer cevaplarsa çok utanırdı. İkisi de birşey demeden içeri girdiler. “Boş bir masa bulmak zor olacak.” dedi Izuku boş bir masa ararken. “Bak, şurada bir tane var.” dedi Katsuki hemen. “Hadi gidelim o zaman.” dedi Izuku mutlu bir ses tonu ile. Hemen gidip o masaya oturdular ve siparişlerini verdiler. “O üstünde çalıştığın şarkıya ne oldu?” dedi Katsuki bir yandan yemeğini yerken. “Hâlâ tamamlanmadı. Bazı sözler eksik.” dedi Izuku sesli bir şekilde yutkunarak. Katsuki ve Izuku’nun arasında birkaç dakikalık bir sessizlik oluştu. İkisi de kahvaltılarını bitirdikten sonra biraz oturmaya karar verdiler.
“Şuna bak, yayınlasam mı acaba?” dedi Katsuki telefonu Izuku’ya uzatırken. Izuku telefonu eline aldı ve aldığı anda kıpkırmızı oldu. “Hayır, olmaz!” dedi Izuku hemen. “Evet, olur!” dedi Katsuki ve telefonunu aldı.
———@Dekuisinlove ders çalışıyor. Ciddi olamıyorum! Şu tatlılığa bakın! XNSŞXMAPXMAŞXLWPD
268.739 beğeni 193.763 yorum
Dekuisinlove: Yayınlama demiştim!
SHINEEE: Çok geç. •‿•RedRiot: Oh! Sende mi Deku’yu tanıyordun Baku-bro?
SHINEEE: Evet B*ktan saçlı, ne yapacaksın?DekuBakuSupermacy: AĞAĞAAĞĞAĞAĞAĞAĞĞAĞSPAPSPAĞ
SHINEEE: Arkadaş iyi mi..?
———
Izuku yorumları okurken DekuBakuSupermacy adlı hesaba takıldı. Shiplediklerini biliyordu, ama onu seme olarak görmelerini beklemiyordu. “Sen vs semelik?” dedi Katsuki, Izuku’nun aklını okumuş gibi.Aradan neredeyse hiç zaman geçmeden tam Izuku ağzını açacakken birinin sesi geldi. “Baku-bro, bu sen misin?” dedi tanıdık ses. “Bekle...” dedi Izuku arkasını dönüp. “Sen Eijiro Kirishima’sın!” dedi heyecanla. “Evet, sende Deku olmalısın!” dedi Kirishima mutlu bir ses tonuyla. “B*k saç? Burada ne yapıyorsun?” dedi Katsuki, Kirishima’nın oturduğu masaya bakmaya çalışırken. “Kulaklık kız da mı?” dedi Katsuki göz devirerek. “Sürprizimizi beğenmedin mi Bakugou?” dedi Jirou, ve böylece konuşmaya başladılar...
——
Geciken bölümden dolayı özür dilerim! Yavaş yavaş finale yaklaşıyoruz. Kitap hakkındaki düşüncelerinizi yazabilir misiniz? Yazarsanız ona göre hikayeyi yönlendirmeye çalışırım!
——
ŞİMDİ OKUDUĞUN
War of Love - BakuDeku -
Fanfiction"En kusursuz cinayet," dedi yeşil saçlı. "Birinin yaşama sevincini öldürmektir." Sarışın ne olduğunu anlamasına rağmen birşey demedi, diyemedi. Çünkü biliyordu, yeşil saçlı haklıydı.