“Karşılaşma..”
“Evimize gidiyoruz!” dedi Inko sevinçle ve Inko’nun arkasından yürümeye başladılar... “Daha ne kadar var?” dedi Izuku bıkkınlıkla. “Sabredin azıcık.” diye yanıtladı Inko, Izuku’nun sorusunu. “Bir saniye, spor festivali!” dedi Izuku. Sakura anlamamış gibi bakarken, Inko gülümsüyordu. “Gitmek ister misin?” dedi Inko. “Tabii ki!” dedi Izuku, gözlerinin içi parlıyordu. “Valizleri yerleştirelim, gidersin.” dedi Inko. Sakura artık korkmuyordu, ‘hatırlaması gerek’ diye geçirdi içinden Sakura. “Sakura, iyi misin?” dedi Inko. “Evet!” dedi Sakura ve tatlı bir gülümseme sundu. “Gelmişiz!” dedi Izuku önündeki apartmana bakarken. “Hatırlıyorsun!” dedi Inko. Her an ağlayabilecekmiş gibi görünüyordu. “Valizleri bana verin siz.” dedi Inko ve birşey demelerine fırsat bırakmadan ellerinden aldı. “Izuku, sen git istersen.” dedi Sakura.
“Teşekkürler Sakura!” dedi ve hemen yolunu ezbere bildiği yere, UA’ya doğru koştu.
———Dekuisinlove: Japonya’dayım! UA Spor Festivali’ni izlemeye gidiyorum!
686.928 beğeni, 347.382 yorum.
Earphonejack: Ben 1-A sınıfındayım!
Dekuisinlove: Ciddi misin? Ne kadar güzel!Qwerty: Orada olacağım!
Dekuisinlove: Seni bekliyor olacağım!
———
Izuku, yorumlara cevap verdikten sonra yoluna devam etti. Bir şekilde içeri girdi ve festival başladı. “O Deku değil mi?” tanıdık gelen bir ses ile yanına döndü. “Jirou?” dedi şaşkınlıkla. “Oh, selam!” dedi Jirou gülümseyerek. “Bol şans.” dedi Izuku göz kırparak. “Elimden gelenin en iyisini yapacağım!” dedi Jirou tek elini havaya kaldırarak. “Hey! Kulaklık Kız!” dedi arkadan sarışın bir çocuk. Izuku bir süre ona baktı ve sonra çocuğun gitmesi ile kendine geldi. Bir anda telefonun çalması ile yerinden sıçradı. Bilinmeyen bir numara arıyordu. Biraz düşündükten sonra telefonu açtı. “Alo?” dedi Izuku. “Merhabalar, Izuku Midoriya mı?” dedi telefondaki ses. “Evet, kimdiniz?” diye sordu Izuku merakla. “Şuanda Spor Festivalini izliyorsunuz, değil mi?” dedi telefondan gelen ses. “Evet, neden?” dedi Izuku. “Moral vermek amacıyla festivalin sonunda şarkı söylemek ister misiniz, bu okulda çok seveniniz var.” dedi tanımadığı adam. “Olur tabii, ama siz kimsiniz?” diye sordu Izuku yeniden. “Ben UA okulunun müdürü, Nezu.” dedi Nezu. ”Odama gelebilirsiniz!” dedi Nezu ve odasının yerini tarif etmeye başladı.Izuku yerinden kalktı ve anlattığı yere doğru ilerledi. Kapıyı tıklattı ve ‘gel’ sesini duyduğu zaman içeri girdi. “Merhaba efendim.” dedi Izuku gülerek. “Buyrun, oturun.” dedi Nezu. Izuku, hemen Nezu’nun gösterdiği koltuğa oturup Nezu’ya baktı. “Teklifinizi kabul ettim evet, ama neden istediniz?” diye sordu Izuku. “Moral verme amaçlı.” dedi Nezu gülümseyerek. “Çay ister misiniz?” diye sordu Nezu. Izuku, olumlu anlamda kafasını sallayınca Izuku’ya da çay doldurdu Nezu. “Teşekkürler!” dedi Izuku ve Nezu’nun uzattığı bardağı aldı. Biraz konuştuktan sonra Nezu, Izuku’nun gitmesine izin verdi. Izuku geldiği yoldan geri döndü ve yerine oturdu. Sarışın bir çocuk ile kahverengi saçlı bir kız yarışıyordu. Sarı saçlı çocuk Izuku’ya birilerini andırıyordu. Sanki daha önce karşıkaşmışlar gibi hissediyordu.
Izuku’nun gözleri yavaş yavaş karardı ve en sonunda bayıldı.
Izuku’nun tüm dersleri bitene kadar hiçbir sıkıntı çıkmamıştı, fakat tam çıkarken Katsuki ve çetesi onu durdurdu. Biraz dövdükten sonra onu serbest bıraktılar. Katsuki tam sınıftan çıkacakken konuştu. “Benliğin olmadan kahraman olmazsın!” dedi ve gülerek sınıftan çıktı. ‘Haklı olabilir.’ diye düşündü Izuku. Fazla zaman kaybetmeden yerden kalkıp evine gitti. Anahtarını çıkarttı ve kapıyı açtı. Açması ile şaşırması bir oldu. “Mitsuki teyze!” dedi şaşkın bir ses ile. “Görmeyeli ne kadar büyümüşsün sen!” dedi Mitsuki yerinden kalkarken. Kapının önünde duran Izuku’ya sarıldı ve birkaç soru sordu. Izuku tam odasına gidecekken aklına gelen soruyu sordu. “Kacchan burada mı?” dedi korkarak. “Evet, senin odanda.” dedi Inko gülümseyerek. Izuku hızlıca odasına girdi. Katsuki, Izuku’nun yatağına uzanmış onun eşyalarına bakıyordu. “Kacchan!” dedi Izuku kekeleyerek. Katsuki’den cevap gelmedi.
Izuku ter içinde uyandı her zamanki gibi. “Katsuki kim?” dedi uyanır uyanmaz. “Bay Deku, iyi misiniz?” dedi Recovery Girl. “Katsuki kim dedim!” diye bağırdı Izuku bir anda. “Sakin ol, sakin ol.” dedi Recovery Girl sakin bir ses ile. Biraz sessiz kaldıktan sonra cevap vermeye karar verdi. “1-A sınıfından bir öğrenci.” dedi Recovery Girl. “Kahverengi saçlı kız ile yarışan mı?” dedi Izuku. “Evet, ama sen neden sordun?” diye sordu merakla Recovery Girl. “Sadece merak.” diye yanıtladı soruyu Izuku. Recovery Girl, Izuku’ya gitmesi için izin verince Izuku festivali izlemeye geri döndü. Bu sefer Katsuki ile yarı beyaz, yarı kırmızı saçlı bir çocuk yarışıyordu. Katsuki kazanmıştı, Izuku hem kötü, hem de iyi hissediyordu. Madalya takıldı ve Nezu bir anons yaptı. “Tüm UA öğrencileri biryere otursun, bir misafirimiz var.” dedi. Izuku, kendisinden bahsedildiğini anladı ve Nezu’nun dediği gibi yapıp sahneye benzeyen şeye doğru yürümeye başladı.
Sahneye varınca merdivenlerden çıktı ve profesyonel kahraman olan Midnight, Izuku’nun eline bir mikrofon tutuşturup çekildi. Izuku ilk günde olduğu gibi gözünü kapattı ve söylemeye başladı. Kimseden ses çıkmıyordu. Rahat bir şekilde şarkı söyledikten sonra gözlerini araladı ve ona hayranlıkla bakan bir çift kan kırmızısı göz gördü. “Sorusu olan var mı?” diye sordu Izuku. Birisinin eli kalktı hemen. “Sen, kahverengi saçlı tatlı kız” dedi Izuku. “Ben Uraraka,” diye başladı konuşmaya Uraraka. ”Sizce en kusursuz cinayet nedir?” Izuku bir süre sessiz kaldı ve sonra gözlerini yakut kırmızısına dikti ve konuştu. “En kusursuz cinayet,” dedi yeşil saçlı. “Birinin yaşama sevincini öldürmektir.” Sarışın ne olduğunu rağmen birşey demedi, diyemedi. Çünkü biliyordu, yeşil saçlı haklıydı. Herkes hayranlıkla Izuku’ya bakıyordu. Izuku sahneden indi ve Katsuki’nin yanına gitti. “Konuşmamız gerek Kacchan.” dedi. Gözlerindeki parıltı sönmüş, duygusuz bir şekilde söylemişti bunu. “Sen beni hatırlıyorsun!” dedi Katsuki mutlulukla. Ona birkaç kez yazmayı denemişti, fakat Izuku kendisini tanımadığını söyleyip engellemişti. Katsuki yerinden kalktı ve UA’dan çıkıp Izuku’nun evine doğru ilerlediler. “Şimdi,” dedi Izuku. “Neden?” diye sordu. Gözünden yaşlar akıyordu. ”Ne?” dedi. Katsuki anlamıştı, ama anlamamış gibi davranmayı seçti.
“Neden yaptın?” diye sordu yeniden Izuku. “Deku, ben özür dilerim...” diye mırıldandı Katsuki. Gözünden pişmanlığı okunabiliyordu. “İnanmıyorsan gözlerime bak!” dedi Katsuki. “Gözler yalan söylemez...” diye mırıldandı Katsuki ve Izuku aynı anda. “Izuku...” dedi Katsuki. Sesi kısık çıkıyordu. “Efendim Kacchan?” diye yanıtladı Izuku bir taş parçasına otururken. “Ben çok salaktım.” dedi Katsuki. “Öyle deme!” dedi Izuku. “Sadece benliğin yoktu..” dedi Katsuki akan yaşları silerken. “Bırak, aksınlar.” dedi Izuku. “Ağlamadan mutlu olamazsın, bunu unutma.” dedi gökyüzüne bakarken. “Asla unutmayacağım, emin olabilirsin..” diye mırıldandı Katsuki. “İçeri girmez misiniz?” dedi Sakura gülümseyerek. “Ne kadarını duydun?” diye sordu Izuku.
“Fazla değil, hadi geçin içeri.” dedi Sakura. İkisi de oturdukları yerden kalkıp kapıdan içeri girdiler. Birkaç merdiven çıktıktan sonra evin kapısına ulaştılar. Sakura kapıyı çaldı ve biraz beklediler. “Geldim!” diye bağırdı içeriden Inko. Hemen kapıyı açtı ve Katsuki, Izuku ve Sakura’yı gördü. “Katsuki?” dedi Inko şaşkınlıkla. “Biz içeri girelim anne, sonra konuşun.” dedi Izuku, ve Katsuki ile birlikte Izuku’nun eski odasına girdiler, herşeyin başladığı yere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
War of Love - BakuDeku -
Fiksi Penggemar"En kusursuz cinayet," dedi yeşil saçlı. "Birinin yaşama sevincini öldürmektir." Sarışın ne olduğunu anlamasına rağmen birşey demedi, diyemedi. Çünkü biliyordu, yeşil saçlı haklıydı.