Keyifli okumalar...❤
1 hafta geçmişti, Dazai'nin yaklaşımının ardından 1 hafta... o süreçte yüzüne bakmamıştım, utanç yüzünden değil, sinir ve nefret yüzünden, ne kadar benim dikkatimi çekmek için götünü yırtsada, dönüp bakmadım... hatta birkaç kere ağızına çakmışlığım olmuştu.
Yaptığımız antrenman'larda bana gelen her topu aradan sıyırıp, gol atmaya çalışıyordu, başarılı olduğu zaman ise millet ona tezahürat edip egosunu arşa çıkarıyorlardı. Bütün bu olanların yanı sıra artık okulun gözdesi ben değil, bu piç olmuştu... evet, amcamları sevindirmek ve benimle gurur duymaları için yaptığım çaba ve emekler bu şerefsiz tarafından sıçılmıştı. Ama ben bunun altında kalmam...
Her zamanki saatte okula vardığımda Atsu ve Aku'yu köşemizde çekirdek kola ile geçen milleti çekiştirirken yakaladım. Bazen bu ikisinin kafasından istiyordum kendime, yanlarına gidip selam verdim, avuçla çekirdek alıp yanlarına oturdum, hem çikleyip hemde Atsu'nun yorumlarını dinliyordum.
-Hey Aku! Şu kız varya... annesi üveymiş,
-Harbimi lan! Oha...
-Harbi harbi... şununda dedesi dün 9. Evliliğini yapmış...
-Öylemi vay amk...
Yaptıkları yorum ve konuşmalar beni güldürürken kapıdan giren bandajlı şerefsizi görmemle ufak olan neşem anında solmuştu. Bize bakıp gülümseyince yerimden kalktım, üstümdeki kabukları yere çirperken Atsu ile Aku gözlerini bana dikmiş çekirdek çikliyordu. Hızlıca görüşürüz dedikten sonra yanlarından ayrıldım, kantine gidip çilekli süt alıcaktım, yoksa burada durursam ve o piç yanımıza gelirse gerçekten komik şeyler olmıyacaktı...
Hızlı adımlarla okul merdivenini aştıktan sonra, hızla kantine vardım. İstediğim sütü ve gözüme kestirdiğim çikolatayı alıp çıktım. Büyük bir mutlulukla sınıfıma giderken biriyle çarpıştım, başımı avuştururken çatık kaşlarımla karşımdakine baktım, turuncu saçları olan burnunda yara bantlı çocuktu, bana bakıp üzgün gözlerle bakmaya başladı,
-A-ah şey özür dilerim seni farkedemedimde...
-Ne!? Sen bana ne demeye çalışıyorsun he!?
-Y-yok sana kısa demeye çalışmadım, sadece acelem vardı ve önüme bakamadım... üzgünüm.
-Kısa dedin demedimki...
Dediğim üzerine ikimizde boş boş birbirimize baktık, en sonunda çocuk gerçekten üzgün olduğunu dile getirip ayağa kalkmıştı, ardından bana elini uzattı, elini tutup kalktım ayağa, yüzüne sinirle bakarken o konuşmaya çalışıyordu, kısa dedin demedim ama o içindekileri dökmüştü... ne aptal ama,
-Şey... adım Tachihara memnun oldum, üzgünüm bu arada...
-Hıhı önemli değil... bende Nakahara Chuuya memnun oldum.
Ufak bir el sıkışmasından sonra acelesinin olduğunu söyleyip gitmişti, elimdeki sütle çikolataya baktım, çikolata ortadan kırılmış süt ise kenarından akıtmıştı, oflayıp yürümeye devam ettim, merdivenleri atlayıp sınıfa çıktım, yan sınıfımda bulunan dedikocu Aku ile Atsu'nun sırasını bulup çikolatayı koydum ufak not koyup çıktım. Bu geçen seferin telafisiydi.
Sınıfıma geçip oturdum, ders edebiyattı, edebiyattan pek anlamasamda Odasaku-sanı seviyordum. İyi ve anlayışlı birisiydi, en ufak kavgada ara buluculuk yapar iki tarafın barışmasını sağlardı, hatta en yakın dost bile olabilirlerdi, Aku ve Atsu bunlara bir örnekti...
Sıramın altından kitabımı çıkarırken düşen notta gezdi gözüm, elime alıp okudum,
"Nakahara Chuuya, aile'nin iyiliğini düşünüyorsan 'ondan' uzak dur..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İrresistible Love ~SOUKOKU♡~
FanfictionSoukoku ship'ini birtek ben tutmuyorumdur değilmi? eğlenmeniz dileği ile... iyi okumalar❤ Lise zamanı Dazai ve Chuuya... İlk birkaç bölüm de, yazım ve noktalama hatası olabilir. Bunu sorun edip tüm kurguyu çöpe atmak, kitaba laf atmak gerçekten uyg...