İrresistible Love ~SOUKOKU♡~

7

Keyifli okumalar❤❤

Sinir oluyorum... tek kelime ile sinir...

Bu Sam denen piç bizimle alakası olmamasına rağmen, ne hikmetse hep dibimizde... öğle arasında masamızda yemek yer, antrenmanda bizi izler, arada kalkıp topa vurur, her tenefüste üşenmeyip sınıfımıza gelir, hayır yani beden eğitimi dersindeyken bile camdan sarkıp bize sesleniyordu... en gıcık olduğum şey ise hep Dazai'nin yanındaydı...

Ben ne kadar sinir olduysam bu duruma Aku ile Atsu'da oluyordu... çok yavşak kişilikliydi bu herif ve biz onu dövmek istiyorduk,

Günlerden Salı, yine aynı saatte aynı kafede öğle aramızı geçiriyorduk, bu ibne'de aramızdaydı...

-Hey Dazai gerçekten seni görmiyeli bi hayli uzamışsın, bide çok yakışıklı olmuşsun lan, seni görüpte tutulmayan aptaldır,

-Hadi ama Sam, abartılcak bir durum değil,

O aptal onu överken, diğer aptal sözde alçak gönüllülük yapıyordu, görmüyoruz Dazai, görmüyoruz, arşa yol alan götünü...

Aku ile Atsu'ya bakış atıp kalktım ayağa, bütün gözler bendeyken ellerimi cebime sokuşturup lavaboya gittim, evet biz erkekler içinde dedikodu yeri lavabo.

Kapıyı kapatır kapatmaz içeriye damlayan Aku ile Atsu konuşmamı bekliyordu, derin nefes alıp konuşmaya başladım,

-Onu dövelim!

-O bizden daha güçlü...( Aku Atsu)

-Onu şişeye oturtalım!

-Dediğimiz gibi, güçlü...(Aku Atsu)

-Aku senin pederi ara, adamlarını yollasın kuşunlayalım bu piçi!!

-Kusura bakma Chuuya, o dosyaları bir daha görmek istemiyorum...

-Lanet... lan madem birşey yapmıyacaz niye koştura koştura geldiniz!?

-Ben dedikodu için geldim, çekirdekte vardı yanımda.

Atsushi cebindeki çekirdek paketini çıkardı, Aku elinden alıp,

-Şimdi çikleriz bunu bizim alanda

-Dedikodu yapcazmı?

-Herkezin kulağını sızlatcaz..

-Yehu!!

Olanlara ruhum sökülmüşcesine izlerken Aku bana döndü,

-Bence onu bu kadar kafana takmana gerek yok Chuuya, yoksa takmanı gerektircek başka sebeplermi var?

-H-hayır ben sadece takımımızdan olmayan birine bu kadar güvenmememiz gerektiğini söylüyorum! Takım başkanıyım sonuçta...

-Hıhı ondan şişeye oturtacaktın zaten... güvenmediğinden...

-Tch! Sizinle değerli vaktimi kaybedemem gidiyorum ben!

-Hey Chuuya! Dikkat ette kendini kaybetme! Sonra seni bulamıyoruz ortadan kayboluyorsun! Ahahaha- ah ne vuruyon Atsu!

Onları orada bırakıp çıktım, sinirlerim bozuluyordu, bilmiyorum o çocuğu boğasım geliyordu.

Kantine geldiğimde içimde zaten harlı olan sinire bir kere daha üflenmişti sanki, sinir ile kıpkırmızı kesilirken karşımdaki masada Sam'ın Dazai'nin kollarına sarılışını gördüm, hızla yanlarına gidip Dazai'nin sol kolunu tutan Sam'i itip sağ kolundan asıldım Dazai'i, bana şaşkınlık ile bakarlarken kenarda boş bulduğum odaya sokmuştum, ardından kapıyı kapatıp bir süre kapı ile bakıştım,