Keyifli okumalar...🖤
Sabahın ilk ışıkları ile açtım gözümü, sağımdan sırt üstü pozisyonuna geçip, ellerimi açtım. Tavanla bakışırken, aklıma yarınki uçak seyehatim geldi. Bugün yapıcak çok işim vardı...
Hemen yerimden doğrulup, ayağa kalktım. Boy aynasından kendimle bakışıp, banyoya yöneldim. Kapıyı açıp içeriye giriş yaptım. Işığı açıp lavaboya yürüdüm.
Musluğu açıp avucuma su doldurdum. Yüzümü hızlıca yıkayıp, altımdaki donu çıkardım. Ardından hızlıca duşa girdim.
Geçen birkaç dakikanın ardından duştan çıkıp, üzerime bir havlu sardım. Hızla banyodan çıkıp odama yöneldim. Dolabımdan bir baksır, bir dar kot, birde bol krem rengi örgü kazak çıkardım. Çıkardıklarımı hızlıca giyinip, bir çift çorabıda ayağıma geçirince, ayna karşısına geçtim.
Üzerimi düzeltip, saçlarımı taradım. Masanın üzerindeki saati bileğime geçirirdim. Çekmeceyi açıp içerisinden siyah tokamı alıp, saçımı bağladım. Ardından hızla siyah terliğimi giyinip, telefonuda cebime atınca odadan çıktım.
Evin sessizliği ile herkesin uyuduğunu anlayıp, merdivenlerden yavaşça indim. Salona varınca koltukta uyuya kalan Shun ve Kenji ile karşılaştım. Televizyonda açık olan aksiyon filmini izlerken, uyuya kalmışlar.
Televizyona yaklaşıp, düğmesinden kapattım. Ardından yanında bulunan dolaptan çift kişilik pikeyi çıkartıp, arkadaşlarımın üzerini örttüm. Sonra hızlı adımlarla mutfağa ilerledim.
Mutfağa girince ses çıkarmamak için kapıyı yavaşça kapattım, ardından buzdolabına ilerleyip olan yiyeceklere baktım.
Kısa bir sürede plan yapıp malzemeleri çıkardım. Kenji ve Shun için, sevdikleri yulaf lapası hazırlarken, diğer yandan Rampo-san için pasta yapıyordum. Yemekten sonra yeniceği için hızla buzdolabına yerleştirip, tekrardan mutfak tezgahına döndüm. Rood için pirinç topları hazırlarken, diğer yandanda Tanizaki için o çok sevdiği miso çorbasını hazırladım.
Patates kızartıp, yanına sosis ve salam tabağı hazırladım, kaşarlı rulo börekleri yapıp masaya yerleştirirken, ev sakinlerinin kokudan rahatsız olmamaları için, mutfağın kaydırmalı bahçe kapısını açtım.
Açmamla Aku ve Atsu ile karşılaştım. Kapının önünde "çöpü atmam, yok sen atarsın" kavgasını yaparlarken, arkamdaki masaya baktım. Daha salondaki yemek masası hazırlanıp tabaklar dizilecekti...
Bahçeye çıkıp Atsu'ya seslendim,
-Hey Atsu!
Bağırmam ile bana dönen, iki çift göze gülerek baktım.
-Hadi gelin bana yardım edin.
-Hay hayy!!
Atsu koşarak yanıma geldi, ardından mutfağa dalıp, tabakların üzerinden yiyecekleri ağızına atmaya başladı. Aku'da yanıma ağır adımlarla geldikten sonra konuştu.
-O medeniyetten uzak biraz, kusura bakma, Günaydın...
-Oh, günaydın Aku...
Elini omzuma koyup yürürken, bende ilerlemeye başladım. Mutfağa girdiğimizde patates tabağının neredeyse yarısının olmadığını gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İrresistible Love ~SOUKOKU♡~
FanfictionSoukoku ship'ini birtek ben tutmuyorumdur değilmi? eğlenmeniz dileği ile... iyi okumalar❤ Lise zamanı Dazai ve Chuuya... İlk birkaç bölüm de, yazım ve noktalama hatası olabilir. Bunu sorun edip tüm kurguyu çöpe atmak, kitaba laf atmak gerçekten uyg...