28

790 64 311
                                    

Bu bölüm, Dazai'nin son zamanlarda yaşadıklarını konu alıyor...

Şimdi daha anlaşılır olucak herşey... Bölüm biraz uzun sıkılmamanız dileği ile... Keyifli okumalar...🖤🖤

Yazar'dan;

Dazai, Chuuya ile geçirdiği eğlenceli akşamdan sonra evine gitmişti. Kapının yanında bulunan minik kutuda, tekrardan mektuplar görünce iç çekip kapağını açtı.

Bu sefer önüne o herzamanki siyah zarf değil, kırmızı bir zarf vardı.

Dazai kaşlarını çatıp, koltuğuna ilerleyip oturdu. Zarfı yırtarcasına açtığı vakit kağıtta yazanlara göz gezdirdi. Kağıtta yazanları okudukça sinirleri artıyordu ve dişlerini sıkıyordu.

Kağıtta yazanlar şu şekildeydi;

"Sevgili Dazai-kun... bizi, Liman Mafyasını görmezden gelerek büyük bir hata yapıyorsun...

Biliyorsunki senin minik sevgilinin düşmanı bol, onlardan biri bana ulaşıp senin zaafın olduğunu söyleyince, bende bu fırsatı tepmek istemedim...

Nakahara Chuuya, 18 yaşında ve ufak bir aileye sahip, bir yenge birde amca... ne kadarda acı verici değil mi?

Peki onları şimdi patlatırsam ne olur? Mektubu alır almaz, Liman Mafyasına gelmeni istiyorum...

Bekliyorum,"

Dazai elindeki kağıdı katlayıp ayağa kalkmıştı, sinirliydi. Ya şimdi Limana giderdi yada Chuuya yattığı yerde ölücekti.

Başkası olsa blöf der geçerdi, ama bu Liman mafyasının patronu idi... o sadiste güven olmazdı...

Elini cebine atıp telefonunu aradı, ardından arka cebine elini atınca, telefonunu hızla eline aldı.

Hemen rehberden Rampo'yu tuşladığında, telefonu kulağına götürdü. Birkaç çalıştan sonra telefon açıldığında, Dazai hemen konuşmaya başladı.

-Rampo-san!! Her zamanki siyah zarflar yok, bu sefer kırmızı var elimde ve tehdit içeriyor!

-Ha? Ne tehditi?

-Eğer şimdi Liman Mafyasına gitmezsem ailesini patlatma ile tehdit etti, artık ne bok bilmiyorum ama... ağh! SİKTİR!!

-Öncelikle sakin olmalısın Dazai-kun...

Rampo ağızındaki şekeri çıkarıp elinde sallarken, yeşil gözleri ile dışarıdaki manzarayı izliyordu.

-Git.

-Ne?

-Git Dazai... Mafyaya git.

-Ama Rampo-san...

-Akutagawa-kunu da almayı unutma...

-Aku mu? O neden?

-Eğer o yanına refakatçi olarak giderse, başına birşey gelmez... dediğimi yap ve bana güven.

-Pekala... Ağh! bu çok can sıkıcı...

-Görüşmeden sonra beni aramayı unutma. Ayrıca sabah erkenden buluşalım. Turnuvadan önce sana birkaç şey söylemem gerekiyor.

-Ah... peki.

-Kapatıyorum öyleyse?

-Tamam... ah Rampo-san!

-Noldu Dazai?

-Sağol...

Ardından Dazai, Rampo'nun yüzüne telefonu kapatıp, telefonu koltuğa fırlattı. Ardından telefonu geri alıp Aku'yu aradı.

İrresistible Love ~SOUKOKU♡~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin