21

955 71 192
                                    

Keyifli okumalar....

Bu bölüm biraz cinsellik içermekte...

Beynim durmuş işlevini yitirmişti, yerde öylece durmuş karşımdaki elemana bakıyordum, eli tamamıyla alçıda, yüzünde hala o geceden kalma yaralar ve morluklar vardı. Yaptığı pislikler tekrar aklıma gelince ürktüm ve geriye doğru sürünmeye başladım, çok sürmemişti hemen kalkıp koşmaya başlamıştım.

Arkama bakmadan koşuyordum, onun yüzünü gördüğümde hatrıma gelen iğrenç ânılar yüzümü buruşturmaya ve kendimden iğrenmemi sağlıyordu.

Bunun burda ne işi vardı?

Hızla koşup Rampo-sanın odasına vardım, kapıyı bir kere tıklatıp direk odaya girdiğimde Rampo-san masasında tiklemişti. Elindeki cips paketini yere düşürmüştü, gözlerini açıp baktı.

Üzgün olduğumu dile getirip kapıyı yavaşça kapattım, ardından karşısına geçip açık yeşil gözlerine kilitlendim,

-Rampo-san Mark! Onun burda ne işi var!? Kovulması için hala nasıl bir sebep istiyorlar!!?

-Öncelikle sakin ol Chuuya, kafanı çalıştır... onun babası kim?

Tamamıyla aklımdan çıkan bu gerçek ile Rampo-sanla bakıştım, doğruydu, haklıydı takımımızdan atılması için sebebimiz vardı, tabi okuldan atılması içinde... ama babası okulun müdürü ise bu olasılık etkisiz kalıyordu...

-Rampo-san ben... korkuyorum ondan...

-Biliyorum Chuuya, ama gerçekten elimden geleni yaptım. Babası okulun müdürü olması onun avantajına oldu, Babası yaptığı yüzünden hakettiği cezayı vereceğini söyledi... Dazai, Babasının veremiyeceği cezayı o gün verdiği için şükretmek lazım.

-Haklısınız....

Üzüntüden, korkudan ve endişeden başımı önüme eğip dudaklarımı kemirmeye başladım, Dazai onu iyi benzetmişti, bir hafta geçmesine rağmen yüzünden geçmeyen yaralardan anlaşılıyordu... ama içim rahat değildi ve o etrafımda olduğu sürece rahat olamıyacaktım...

Kapıyı hızla açıp onu korkutmam ve rahatsız ettiğim için mahcup bir ifade ile Rampo-sana baktım, o bana gülümsüyor herşeyin yolunda olduğunu söylüyordu. Kafa sallayıp kapıya yöneldim, elimi kapı koluna koyup birkaç saniye kapı kolu ile bakıştım, sonra yavaş adımlarla odadan çıkmıştım.

Sınıfımın bulunduğu kata çıkan merdivenlere yöneldiğimde yavaş ve temkinli hareket ediyordum, her an bir yerden çıkar diyede korkuyordum.

Üçüncü katın merdivenine gelip elimi demirine koydum, hızlı adımlarla çıkıp sınıfıma yöneldim, umarım benim sınıfımda olmaz...

Sınıfıma girmeden önce B sınıfına baktım, Dazai hala gelmemişti,

-Umarım iyisindir sevgilim...

Mırıldandıktan sonra sınıfıma girip etrafıma bakındım, Atsu hala gelmemiş dışarıda Aku ile çekirdek çiklemeye devam ediyordu. Kızlar arka sıraya toplanmış dergiye bakıp yorumluyordu.

Arkamda bulunan çocuk hala uyumaya devam ediyordu, sıkılıp iç çektim ve sırama ilerledim.
Sırama çantamı koyup yerleştiğimde başımı ellerimin arasına aldım... ne yapmalıyım...

Ardından gelen bildirim ile bakışlarımı cebimdeki telefona yönelttim, telefonu çıkartıp mesajı atan kişiye baktığımda rahatlamıştım. Dazai idi bu,

Bandajlı sevgilim...
-Chuuya, bugünkü işim biticek gibi değil. Üzgünüm okula gelemiyeceğim. Kendine dikkat et okul çıkışı seni alıcam, Seni Seviyorum ♡

İrresistible Love ~SOUKOKU♡~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin