7.bölüm

48.1K 2.3K 287
                                    


Önce Parlat ⭐️ Sonra Oku




Kopan bir ipe sımsıkı bir düğüm atarsanız,ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür.Ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan tek nokta yine o düğümdür!

Kapanan kapı tekrar açılınca Dila ağzına gelen tüm sözleri geri yuttu. Tamam kocasına dikleniyordu ama yüzüne de öyle laflar edemezdi.

Henüz o kadar cesareti yoktu.

İçeri gelen kadınla anında dudakları iki yana kıvrıldı dayandığı tezgahtan doğrularak.

"İyi misin annem betin benzin atmış?" Dedi Sultan hanım kuşkuyla..

Gülümsedi Dila, doldurduğu bardağı alarak annesine doğru ilerleyip masayı işaret etti.
"İyiyim sultanım iyiyim. Otursana."

Kalabalıktan dolayı kızıyla başbaşa kalıp konuşamamışlardı hiç. Daha kapıyı açtığında bir hayli zayıflayan kızıyla kısa çaplı bir şok geçirmiş içerlemişti yaşlı kadın. Tüm gece boyunca ev halkının tepkilerini ölçmüş kızına davranışlarını izlemişti. Olası bir ters durumda vallahi alır giderdi. Ama yoktu, damadı bakışlarıyla bile bir çocuğa bakar gibi şefkatle bakıyor sevgisiyle sıcacık hissettiriyordu.

"Sen yemek yemiyor musun?" Diye sordu kaşlarını çatarak. "Bu ne halindir sarı papatyam, ödüm koptu seni kapıda öyle görünce."
Bir şey diyecek gibi olan kızının konuşmasına fırsat vermeyip. "Evdekiler sana kötü mü davranıyor yoksa?" Diyerek yüzündeki o ifadeleri çözmeye çalıştı.

Dudaklarını birbirine bastırıp bir gözüyle de kapıyı kontrol etti Dila. Yeni gelindi bir duyan olsa, annesiyle fısır fısır evin dedikodunu yapıyor zannederlerdi.

Masanın üzerinde çay bardağını tutan elleri avucunun içine aldı Dila. "Vallahi herkes iyi," dedi yatıştırıcı bir sesle.. "evliliğe alışmaya çalışıyorum sadece, ondan biraz iştahsızım bu ara. Ama toparlanırım kısa sürede düşünme beni sen."

Sultan hanımın iç geçirerek gözleri buğulansada belli etmemeye gayret ederken bir elini çekip kızının elinin üzerine bastırdı.

"Ben sana öleyim Dila'm. Biliyorum zor ama vallahi sonra alışıyorsun." Diyerek boynunu büktü kızının kadersizliğine.. " Ben evlendiğimde senden daha küçüktüm, tanımaz etmezdim bile babanı. Sonra ne oldu, çok sevdim daha dedim bu adam benim anam babam hayatımın hepsi.." Eşinden bahsederken bile gözlerindeki o parıltı takdire şayandı. Yüzünde oluşan tebessümde ilavesiydi. "Mirhan oğlum da iyidir, alışman için elinden geleni yapar hem yemekte gördüm nasıl seni düşündüğünü."

Omuzlarını silkti Dila. Annesiyle babası nadir görülen ömürlük sevenlerdendi.

Onlar gibi olabilmeleri imkansızdı, hele ki günden günde örülen mesafelerin tuğlalarını kocası döşüyorken.

Bu konuyu değiştirdi hemen. Mirhan Arslanoğlu'nun adının geçtiği konuları bile konuşmak istemiyordu.

Herkese ne kadar da iyi, yalnız kendisine kötü..

"Deren'i gönderecek misiniz?" Diye sordu pattadanak..

Sultan hanım farklı bir konuya ışık hızıyla dalış yapan kızının utandığını farz ederek üstelemedi. Çenesini aşağı doğru gerdirirken kızının eline bir öpücük bırakıp çayını içti.

"Bilmiyorum ki babanla konuşmadık daha. Aslında eğitimi için olduğundan, gitse yine onun faydasına olur, sonuçta bir yıl kadar kısa sürecek bi süreç."

MECRUH (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin