45.Bölüm

36.1K 1.8K 3.1K
                                    




...ÖNCE Bİ' ⭐️ PARLATALIM...

Yorum sınırı: 3K

İnstagram: nnhll__



                             

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




                             

                                    

Elin çek meyl-i dünyâdan eğer âşık isen yâre
Muhabbet câmını nûş et asıl Mansûr gibi dâra

Misâfirsin felek bâğında bendin salma efkâra
Düşersin bir belâya sabrı kıl Mevlâ verir çâre

Felekde hâsılı insân isen bir cânı incitme
Günâhkâr olma fahr-i âlem-i zî-şânı incitme




Gözündeki yaşlarla doktora manidar bir ifadeyle bakıp titreyen dudaklarını ısırdı.

"Biraz kalabilir miyim?"diye sordu bağırmaktan ve ağlamaktan kısılan sesiyle. Doktor ve ekibi dışarı çıkarken gözlerini kırpıştırarak onayladı bitâp düşmüş haline acıyarak..

Göz pınarlarındaki yaşlar dinmek bilmiyor, hızla çarpan kalbi az önce kaybetme korkusunu atamıyordu.. Ya bir şey olsaydı diye geçti zihninin en ücra köşesinden.  Ya Mirhan'ı ömür boyu kaybetseydi... Bu odadan nasıl çıkacaktı, bu odadan çıkmak bir yana onun buz gibi olacak bedenini bu odada nasıl ebediyete yolculayacaktı...Çocuklarına bu durumu nasıl açıklardı peki? Hele Mirhat... Babasını görmeden bir saniye duramayan oğluna artık baban gelmeyecek demek.....

Öyle şeyleri düşünmek dahi, bile bile ruhunu dar ağacında sallandırmaktan farksızdı.. Ruhu canından kanı damarlarından çekiliyordu adeta..

Bir yerde okuduğu bir söz beyninin duvarlarına çarptı..

"Varlığında kıymeti bilinmeyenin, yokluğu imtihan olurmuş.."

Mirhan yoksa o da yok olurdu... Mirhansız nefes alamazdı ki. Küs kalsın, konuşmasın hatta ayrılıkları bile bu kadar canını yakmazken onu kaybetmenin eşiğinden çevirmek ömrü billah unutacağı şey değildi. İçinde büyük bir kıyım vardı şu an.. Bu korkuyu nasıl atlatır nasıl unutur bilmiyordu ama Dila ilk defa sevdiği birini kaybetmenin ne kadar acı olduğuna tanıklık etmişti. Asıl kaybetmenin kalıcılığı bu yaşadığı sondu. Annesini babasını da kaybetmişti fakat canlı kanlı şahit olmak... 

Hemşirenin yanına çöküp ellerine sarılmasıyla ıslak gözlerini kadına çevirdi.. Göğsü hıçkırıklarıyla inip kalkıyor ağlama sesi herkesi derinden etkiliyordu..

"Size sarılabilir miyim?" Dedi çaresizlikle.. Birine sarılıp boşalan elinin ayağının güç toplamaya ihtiyacı vardı. Titreyen eli, kolu ve ayakları tutmuyordu. Önünden kedi geçse ondan medet dilenecek haldeydi ki cidden bir canlıdan güç almak zorundaydı şu an.. Yoksa ayağa kalkacak takâti yoktu..

MECRUH (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin