28.Bölüm

39K 1.8K 2.3K
                                    



Şeker tadında nice bayramlara fıstıklı beyaz çikolatalarım..🦋

ÖNCE🌟PARLAT

YORUM SINIRI: 1.6K


Bölüm Şarkısı: Kıraç-Zerda

Sevmek için yüzü görmek şart değil

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Sevmek için yüzü görmek şart değil..Yüreğinde duruşunu da seversin..

Koçalı çiftini yolcu ettikten sonra mutfağı toparlayıp etrafa da hızlıca bir çeki düzen vermişti Dila. Her ne kadar gitmelerini istemese de Eymen'in yavaştan çıkmaya başlayan ateşinden dolayı bir şey diyememişti. Çocuk mevzubahis olunca ağız dil bağlanır ısrarın önü kesilirdi.. Mirhan ise onları kapıya kadar geçirdikten sonra daha da gelmemişti içeri. Neredeydi ne yapıyordu hiç bilmiyordu. Gerçi bilmek istediği de söylenmezdi. Toplantı vardı ve o toplantıya sakin bir yerde online olarak katılmıştı kesin.. Aklına yine o kadın geldikçe -hoş aklından çıktığı da söylenmez- kanı fokurduyor kasıklarından rahmine ince ince sızılar geliyordu. Ayakta durdukça rahminde hissettiği baskı daha da yoğundu üstelik. Dündendir içini öylesine bir doğum kaygısı kaplamıştı ki düşündükçe bile bağrı sıkışıyor korkusu içini titretiyordu.. Kendini çalışan kadının yardımıyla zar zor yatak odasına atıp uzandı yatağa. Saat daha öğle vaktiydi. Bugün de kalırlar mıydı yoksa giderler miydi henüz bilgisi yoktu. Onun için dinlenmeliydi biraz. Ayaklarının altına iki yastık daha koyarak kan akışının tek bir yönde toplanmasına engel oldu. Yanan midesi yüzünden sabaha kadar uyumadığından kendini hemen uykunun uyuşuk kollarına teslim etmişti.

Deniz'in gitmeden evvel dedikleri kafasını iyice bulandırırken sigara üzerine sigara yakmıştı genç Arslanoğlu. Dila'nın masada dediklerini bir bir anlatmıştı Doktor. Aralarında ki anlaşmazlığı çözmeleri için iyi de bir nasihat vermişti. Bir gün iyi iki gün kavgalı nereye kadar gidilebilinirdi  böyle? Dila'nın sır gibi sakladığı geçmişi ardında dururken değişen ruh hali de neler yaşadığına ayna tutuyordu. Eh tabi Mirhan'ın ortağı olan Yeşim de aralarında ki duvarları tam yıkamadan tekrar ördürtüyordu. Ve bir de Arslanoğlu'nun kendi benliğine yaklaşılmasına izin vermeyen sınırları vardı illa.. Deniz de bunların farkına varmış çekinmeden dile getirmişti..Dila'nın, Mirhan'a kafa tutup meydan okumasının altında yatan başka bir sebebin olduğunu ama bunları yaparken de ondan bir hayli çekindiğini gözlemlediğini demişti.. Yani sorunlarının biraz da Mirhan'ın sınırlarından kaynaklı olduğunun da altını çizmişti..Ama can çıkar huy çıkmazdı işte. Mirhan da böyleydi.Fazla samimiyetin tez ayrılık getirdiğinin kanısını gençliğiyle ödemişti. Şimdi böylesi iyiydi..

Sevgisini alanen hareketleriyle belli edemese de ağzından çıkan sözlerle ve dokunuşuyla ispatlamaya çalışıyordu kendince. Gerçi anlamak istemeyen bir bakışla anlar o bakışın da ona neler anlattığını bilirdi..Gel gör ki aksi karısı anlamıyor üzerine bir de eski nişanlın da nişanlın diye tutturuyordu. Sigarasını söndürüp giydiği Polo yaka tişörtün yakasını düzelterek ayaklandı içeri geçmek için. Yeterince burada kafasını toplamaya çalışmış, sakin bir tutumla karısıyla konuşacaklarını ölçüp tartmıştı. İçeri geçtiğinde mutfaktan gelen seslerle orada olduğunu düşünerekten başka yöne sapmadan direk o tarafa yöneldi. Görünürde yoktu ve evin çalışan kadını öğlen için alternatif bir şeyler hazırlamış, akşam yemeği içinde hazırlıklara başlamıştı.

MECRUH (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin