9.bölüm

50.3K 2.3K 1.1K
                                    




ÖNCE PARLAT ⭐️ SONRA OKU



İçinde kocaman bir dünya kurmuştu adam..
Ve kadın o dünyanın gökyüzüydü..

Duyduğu şey zihninde uğultuya dönüşünce elini sert bir şekilde karısının omzunun üzerinden duvara geçirdi Mirhan.

Boşayacaktı öyle mi, boşayacaktı?!

"Sakın ola benim sabrımı zorlama kadın.." dedi öfkeden gözleri kararırken. İşaret parmağını şakağına bastırdı. Tane tane, işlercesine, yüzüne yüzüne: "Bo şan ma yok, ömür boyu birbirimize mahkumuz, bunu sok aklına.." diye söyledi.. O cümleyle bile yüreği kora dönüşürken, olabilme ihtimalini düşünmek dahi istemiyordu.

Sıklaşan nefesiyle başını iki yana salladı Dila aynı dikkafalılıkla.. Avuçlarını kocasının sert göğsüne bastırırken bu yakınlıktan uzak kalabilmekti amacı. Ama Mirhan yerinden milim kıpırdamıyordu kızarmış gözlerini, zümrütlerinde sabitledi..

Boşa çabasının üzerine ellerini adamın göğüslerinden indirip iki yana açtı Dila yılmışlıkla.

"Benim sana tahammülüm bile yok bunu görmüyor musun?" Dedi daha çok canını acıtmak istercesine. "İstemiyorum ne seni, ne soy adını, ne de bu evi. " Omuzlarını tutan eller sertleştiğinde anladı ne kadar can yaktığınız. Daha çok yakmak istedi. Canını yakanın canı yansındı ona ne... " Boşa beni Mirhan," dedi yine asi asi.. "boşa ki o çok değerli nikahından düşeyim."

İçten dudaklarını ısırıyordu Mirhan. O sakin kalmak için çaba sarfederken karısı sakinlik bize göre değil sen yak yık diyerek bam teline bastıkça basıyordu.

Bu hırsla sert bir yumruk daha geçirdi duvara.Dudakları arasından kaçan tiz çığlığını avucunu ağzına kapatarak bastırdı Dila.

"Ben çok mu istiyorum lan." Diye haykırdı yüzüne. "Ben hayatımdan çok mu memnunum sanki..Ulan kandırılmışım hayatım sikilmiş,ona rağmen aileme sesim gitmesin diye eve gelmiyorum.." Bu noktada sesi daha çok kalınlaştı. "Sırf sen rahat et diye sabahın köründe siktir olup gidiyorum, gecenin bir vaktinde geliyorum, neyin derdindesin sen hâlâ?"
Yükselen sesi Dila'yı iyice duvarın dibine sindirirken sesin aşağı kadar gittiğine ikisi de emindi. Umursamadı Arslanoğlu..

Eliyle odanın içini gösterdi. "Bu işte," dedi net bir bakışla. "ikimizin hayatı bu oda kadar, istesekte istemesekte ilerisi yok.." yüzünü ekşitti o kelimeyi bile kullanmayı sevmiyordu Mirhan. "O yüzden aklından çıkar saçma sapan boşanma gibi şeyleri."

Parmaklarının baskıyla tuttuğu omuzları bıraktı, geri çekilirken koluna yapışan elle duraksadı tekrar. Bakışları koluna indiğinde bembeyaz narin ellere baktı önce, yavaş yavaş kan çanağına dönmüş elalarını kaldırıp o elin hırçın sahibine sonra da..

"Oyuna devam diyorsun öyle mi? " diye sordu Dila tek kaşını kaldırarak.

Onaylayarak başını sallarken Mirhan bakışlarını anında o gözlerden çekti. İçine içine çekiyordu Dila...

"Peki.." diyerek omuzlarını kaldırıp indirdi.. "Hiç bir zaman huzurun olmayacak öyleyse," dedi küçümseyici bakışıyla.

"Sonra baba olmak isteyeceksin ama istemekle kalacaksın sadece," canı yandı ikisinin de şu sözle.. devam etti Dila yanmaya da yakmaya da. "şöyle ki Arslanoğlu huzur dileneceksin, boşayamadığın her güne lanet edeceksin,  bunları da göze al madem." Dedi peşin peşin şimdiden söyleyerek..

MECRUH (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin