Tanıtım

152K 3K 267
                                    

Onu o karanlık kuytu geceden kurtaran ve bir anda hayatına sızarak, minnet duygusunu iliklerine kadar iliştiren adama tam alıştım sanırken, amansız bir kaza sonucunda yine tek başına,yine yalnız kalmasıyla iki gülüp beş ağlatan hayatına ne demeliydi? Evet şans ona her zaman gülmüştü, ama ağzıyla değil...

Bu kaza Dila'nın boktan hayatını daha da bir çıkmaza sürükledi... Zannınca.

Celladına boynunu kendi uzatmış, Azrail'e yelken açmıştı..  Hem ayaklarını hem de yüreğini kanata kanata gidiyordu.

Ölüme!

Botan onu o dar ağacından kurtarmasıydı hiç bir şey böyle sonuçlanmayacaktı, kurtulacaktı bu ezadan.

Peki ya şimdi ?

Botan'ın ölümü onu Mirhan Arslanoğlu'nun insafına itmişti,  üstelik söylediği yalanla Mirhan'ı da çektiği bu girdaptan sessiz kalmasını mı bekleyecekti ?

Arslanoğlu oyuna geldiğini sanıp yakmaz mıydı tüm şehri içindekilerle beraber.

🖤♾🖤

İğreti bakışları karısının solgun yüzünde geziniyordu. Tiksinti, nefret ve içini yakıp kavuran o büyük öfke..!

Şu an kafasına sıksa adı gibi emindi,bir damla kanı dahi akmazdı, öyleki tüm damarlarından çekilmişti hayat veren o kırmızı sıvı.

Sert parmakları saçlarını çekiştirirken yüzünü ekşitip tekrar o küçük bedende gezdirdi kararmış ela harelerini.

"Sen?!" Dedi Mirhan.. Boğazı düğüm düğümdü alfabesi sarmaş dolaş olarak iç içe girmişti. Kahretsin çözemiyordu da!

Şu an aklından geçen tek şey; bu evi içindeki kadınla ateşe vererek oturup izlemek, sonra da sıkmaktı kendi kafasına.

Ekseriyetle ona bakmayan karısına karşı kuracağı tüm cümleler yine karman çorman oldu zihninde. Bir yanı 'çek git' diyor, diğer yanı... Lanet olsun baskın gelen yüreği,
'gitme,cevap vermesini bekle' diyordu. Gidemedi. Bu odanın dışında bir milim öteye gidemedi..

"Ya sen..Aklım almıyor..." yutkunma ihtiyacı hissederken kendini zar zor toparladı. "Yemin ederim çıldıracağım.. Kafayı yiyeceğim ulaan, kafayı.." dedi bir eliyle de alnını sıvazlayarak.. Yerinde mıh gibi duruyordu. "Beni nasıl bir oyuna alet ettiniz lan siz.. He Dila? Ulan babaannemle ne planlar yaptında kendini bana yamadın.. Ben bunları düşündükçe çıldırıyorum.. " Dediğinde çözülen dilinin bağının ardından kurduğu cümleler fazla yakıcıydı. Ama Dila da yaktığı kadar yansın istiyordu.. Ölçüp tartmadan söylüyordu öylece..

"Sen nasıl bir kadınsın aklım havsalım almıyor, bir kadın ya...Bir kadın, nasıl kendini bu kadar küçük düşürebilir." Başını iki sallarken tısladı sinirle burnundan soluduğunda. "Yazık gerçekten çok yazık. Ağzıma o kadar laf gelmesine rağmen, benim edebim bile kendinden utanıp söylememe razı gelmiyor. Biliyorsun değil mi edebin,hâyânın en önemlisi de iffetin buralarda nasıl önemli olduğunu?" dedi yüzünü buruşturup aynı tiksintili ifade ile çekmedi bakışlarını o bîçare bedenden.

"Aileni de mi düşünmedin? Ne bekledin bu evlilikten Dila, şimdi söyle neyi bekleyeceksin? Demedin mi hiç Mirhan kandırıldığını anladığı an beni öldürür? Demedin mi babamın kapısına atar? Ben anlamıyorum ki beklentiniz ne?"

MECRUH (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin