11.Bölüm - Hediye Kolye

262 42 14
                                    

Will , yaşadığı bu çöküşten sonra bir daha nasıl bu kadar basit nefes alırdı bilmiyorum. Ne kadar zaman geçsede , ben bu kadar basit nefes alamazdım. Will ile hastaneden çıktıktan sonra , beni bir yere götürmüştü. Neresi olduğunu bilmiyordum ama takı dükkanına benziyor gibiydi. Dükkanın önünde durduğumuzda Will , arabada üstünü çıkarmıştı. Önce biraz korktum , sonra başka bir t-shırt giyince , ha tamam korkulacak bişiy yok dedim gülerek. Will bana , "Hemen geliyorum." dediği zaman meraklanıp , arabadan inmiştim.
Arabadan indiğim zaman kapıdan , gizli gizli izliyordum. Tam aldığı şeyi alıp çıkıyorken ona yakalanmamak için koşmuştum. Koşarken ayağım burkulmuştu. Kendimi yere atmak zorunda kalmıştım. Sanırım dizim fena kanıyordu ve canım çok yanıyordu.

Kapıdan çıkıp beni o halde görünce ceketini yere atıp , bana doğru koştu. "Iyi misin?" Dedi korkmuş bir ses tonuyla. Sonra , elini çenemin altına getirdi ve yavaşça kendi kafasına doğru çevirdi. Bir kaç dakika , göz göze kalmıştık. Sonra beni kucaklamaktan başka çaresi yoktu. Kucakladı , arabanın ön koltuğuna yavaşça koydu. Açık olan kapının , üst kısmına serseriler gibi kolunu koydu ve tekrardan "Iyi misin?" dedi. "Iyiyim." Dedim korkarak. Sonra gidip ceketini aldı. Arabanın önünde , o aldığı hediye kimeyse kırılıp kırılmadığını kontrol etti , önemli biri olmalıydı. Onun adına sevindim. Arabaya bindi. Ve hızlıca her zamanki gibi arabayı hızla sürmeye başladı. Yaz tatili gelmişti. Hergün sıkıntıdan bayılacaktım , anlaşılan. Ama , Will beni bırakmazdı herhalde.
Korkuyordum beni bir gün bırakacak diye hep korkuyordum. İnşallah öyle bişiy olmaz. Ama ona önce , amcasını unutturmalıydım. Evin önüne geldiğimizde , bir anda arabayı durdurup , bana dönüp , "Yardım etmemi ister misin?" dedi. "Hayır." Dedim , sertçe. Bunu neden yaptığımı bilmiyorum. Arabadan yavaşça indim. O da hızla gaza basıp , gitti. Yürümeye çalışırken tekrardan yere düştüm. Yardım edecek kimse yoktu. Ben , onu derken bir anda araba sesi geliyordu. Önce korktum ama geri geri gelen Will'in arabasıydı. Bir anda , el frenini çekişini ben bile duydum. Koşarak gelip beni kucakladı. "Yardım etmem gerektiğini söylemiştim , tatlım." Dedi , pis pis sırıtarak. Kapıyı çaldı. Teyzem , beni onun kucağında gördü , ama Will takmayıp bana odamı sorduktan sonra beni odama çıkardı. Yavaşça yatağıma koydu. Beni yatağıma koyarken bir an dudaklarımız değer gibi oldu. Ama ben geriye çektim , kendimi. Böyle bişiy olması imkansızdı. Ben hazır değildim.

"Yaşayacaksın , merak etme." Diyerek , tekrardan pis pis sırıtarak gitti.Will , yaşadığı bu çöküşten sonra bir daha nasıl bu kadar basit nefes alırdı bilmiyorum. Ne kadar zaman geçsede , Will ile hastaneden çıktıktan sonra , beni bir yere götürmüştü. Neresi olduğunu bilmiyordum ama takı dükkanına benziyor gibiydi. Dükkanın önünde durduğumuzda Will , arabada üstünü çıkarmıştı. Önce biraz korktum , sonra başka bir t-shırt giyince , ha tamam korkulacak bişiy yok dedim gülerek. Will bana , "Hemen geliyorum." dediği zaman meraklanıp , arabadan inmiştim.
Arabadan indiğim zaman kapıdan , gizli gizli izliyordum. Tam aldığı şeyi alıp çıkıyorken ona yakalanmamalı için koşmuştum. Koşarken ayağım burkulmuştu. Kendimi yere atmak zorunda kalmıştım. Sanırım dizim fena kanıyordu ve canım çok yanıyordu. Kapıdan çıkıp beni o halde görünce ceketini yere atıp , bana doğru koştu. "Iyi misin?" Dedi korkmuş bir ses tonuyla. Sonra , elini çenemin altına getirdi ve yavaşça kendi kafasına doğru çevirdi. Bir kaç dakika , göz göze kalmıştık. Sonra beni kucaklamaktan başka çaresi yoktu. Kucakladı , arabanın ön koltuğuna yavaşça koydu. Açık olan kapının , üst kısmına serseriler gibi kolunu koydu ve tekrardan "Iyi misin?" dedi. "Iyiyim." Dedim korkarak. Sonra gidip ceketini aldı. Arabanın önünde , o aldığı hediye kimeyse kırılıp kırılmadığını kontrol etti , önemli biri olmalıydı. Onun adına sevindim. Arabaya bindi. Ve hızlıca her zamanki gibi arabayı hızla sürmeye başladı. Yaz tatili gelmişti. Hergün sıkıntıdan bayılacaktım , anlaşılan. Ama , Will beni bırakmazdı herhalde.
Korkuyordum beni bir gün bırakacak diye hep korkuyordum. İnşallah öyle bişiy olmaz. Ama ona önce , amcasını unutturmalıydım. Evin önüne geldiğimizde , bir anda arabayı durdurup , bana dönüp , "Yardım etmemi ister misin?" dedi. "Hayır." Dedim , sertçe. Bunu neden yaptığımı bilmiyorum. Arabadan yavaşça indim. Oda hızla gaza basıp , gitti. Yürümeye çalışırken tekrardan yere düştüm. Yardım edecek kimse yoktu. Ben , onu derken bir anda araba sesi geliyordu. Önce korktum ama geri geri gelen Will'in arabasıydı. Bir anda , el frenini çekişini ben bile duydum. Koşarak gelip beni kucakladı. "Yardım etmem gerektiğini söylemiştim , tatlım." Dedi , pis pis sırıtarak.

Kucakladıktan sonra , kapının önüne gelip zile bastı. Teyzem kapıyı açınca , Will hiç takmayıp bana odamı sordu , ve odama doğru ilerledi. Teyzem bir an şoka girdi zannetmiştim. Yatağıma beni uzandırırken , bir an dudaklarım onun dudağına değer gibi oldu. Sonra gözlerim , onun gözleriyle bir beş dakika temas kurdu. Sonra Will , "Merak etme , yaşayacaksın , tatlım." Dedikten sonra yine pis pis sırıttı sonra , gitti. Teyzem , yine sorulara başlamıştı. Ama öyle yorgundum ki teyzemi odadan kovalamam gerekiyordu. Teyzem benim için endişeleniyordu. Will'in iyi biri olmadığına inanıyordu. Will ile göz teması kurmuş sıcakcık yatağımda uyumak istiyordum , hemen. Yatağıma uzanıp , siyah , kırmızı ve üstünde love yazan yorganımu üstüme çekip yattım.

Sabah , yine Will'in emredermişcesine ki mesajları ile uyandım. Hazırlandım ama o kadar da özen göstermemiştim. Benim için çok önemli bir gün olmazdı herhalde. Will'i çıkıp kapının önünde bekliyordum. Şu ayağımı da aslında Will'e karşı kullansam mı diye düşünüyordum. Aslında güzel bir fikirdir. Will , arabasıyla gelmişti. Arabasından inip , "Gelmiyor musun? Ömrüm boyunca bekleyecek değilim." dedi.
Gıcık ya , resmen benimle oynuyordu. Sabırla nefesimi içime çekerek , "Ayağım burkuk ne yapabilirim." dedim. Will , yanıma geldi. Elini uzattı , koluma girip arabaya kadar eşlik etti. Vardığımız da Aile Orman Parkı'na gelmiştik. O kadar güzeldi ki aileler , çocuklar , piknik masaları , köpekler , frizbiler vb. herşey çok güzeldi. Parkın tam ortasında ki , piknik masasına oturmuştuk. Yaz havasında , buz gibi bir portakal suyu içmiştik. Will ile ordan burdan sohbet ederken birden cebinde ufak bir hediye kutusu çıkarmıştı. Benim arkama gelip , kutuyu açıp boğazıma bişiy takmıştı. Sonradan kolye olduğunu anladım. Çok zarif ve kibar bir kolyeydi. Metal bir renkti , ince bir zinciri vardı. Ucunda ise yuvarlak bir taşı vardı. O kadar hoş bir davranıştı ki , bende neler düşünmüştüm. Sonra , "Çok teşekkür ederim , senden beklenilecek bir davranış değildi. Sağol." dedim. Ardından sarılmıştım. Her zaman ki gibi , kokusunu içime çekerek. Ondan sonra bir tane köpek geldi , masamızın önünde durup , kafasını yana çevirerek bize baktı. Bir kere havladı ve gitti. Neye işaretti bilmem ama , o da kolyeyi beğenmiş gibiydi. O kadar güzel bir gündü ki bugün , yaşayacağım ya da yaşayamayacağım bütün duyguları , içermişti bugün âdeta.

Insanlar hayatlarını denerler. olmadı mı birdaha denerler , deneme çoktur hayatta ama , o denemeler bitti mi , aslı geldi mi o zaman dönüşü yoktur hiçbirşeyin. Ve insan o hiçbirşeye razı olur. Denemeleri , salladığı gibi. O kolye , benim herşeyim olmuştu bir anda . Herşeyim , hiçbirşey olmamalı ve denemelere benzememeliydi...

Aşk , Acı Mı Anne?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin