Ride

1.3K 154 171
                                    

Sokakta biraz dolaştıktan sonra saat iki üç gibi Minho ve Jisung'un Hyunjin'lerden çıktığını görünce yanlarına gittim.

"Neden eve gitmedin? Hyunjin seni sorduğunda eve gitti demiştim."

"İyi demişsin."

"Aranız mı kötü?"

"Hayır, her zaman ki gibi."

Sözü kısa kesip aceleyle eve girmiştim. Odama girdiğim gibi üstümdeki elbiseden kurtulup makyajımı temizledim.

Aynaya bakarken sorunun başta bende olduğunu düşündüm ama hayır kesinlikle bende değildi, sorun tam olarak Hyunjin'deydi o tam bir puşt.

Ben tam kendi kendime düşüncelere dalarken Jisung kapıyı çalıp kafasını hafiften içeri uzattı "Girebilir miyim?"

"Tabikide."

"Koca bebişi uyuttum onun küçüğüne gidiyim dedim."

"İyi ettin."

"Neyse Minhoyu boşver. Sen iyi misin?"

"Evet, yani neden olmiyim ki?"

"Ne biliyim. Hyunjinle takıldıktan sonra yanımıza geldiğinde pek kötü gözüküyordu."

Bu dediklerinden sonra birden göz yaşlarımı tutamayıp ağlamaya başladım.

"Kuzum." Jisung hemen yanıma geldiğinde omzuna yaslanıp ağlamaya devam ettim.

Zar zor ağzımı açtığımda konuşamamaktan korkuyordum ama birkaç kere boğazımı temizledikten sonra konuşabildim.

"O-o beni sevmiyor."

"Sen onu seviyor musun?"

Evet aslında doğru soru buydu. Onun beni sevmemesine bu kadar kafayı takmışken bende onu seviyor olmalıydım ama hiç bir kolay yem olamamışken bu sefer mi kolay yem olacaktım?

"Benim biraz uyumaya ihtiyacım var, sende Minho'nun yanına git."

"Tamam kendini üzme bak, iyi geceler, gerçi bu seste nasıl uyuyacaksak."

"Birazdan onlarda kesilir, iyi geceler."

Sabah mutlu bir güne uyanmak için aklıma Hyunjin'i hiç bir şekilde getirmedim. Onun yerine yarın çizim dersinde çizeceğim resmin taslağını oluşturdum, çok güzel olmuştu.

Tüm pazar günü yatıp Gilmore Girls izledim ve sonuç olarak hayatımın Hyunjinsiz de çok güzel ilerlediğini bir kez daha anladım. Tüm hafta sonu Jisung bizde kaldı, bazen bu çocuğun ailesi, evi yok mu diye düşünüyorum.

Gece yatmadan önce Seungmin görüntülü aramıştı. Türkiye'ye beni almadan tatile gitmişti şerefsiz.

"Ee sende durumlar ne?"

"Burda bi çocuk buldum taş."

"Oo Türk mü?"

"Hayır Koreli."

"Türkiye'de Koreli'nin ne işi var ya?"

"O da benim gibi tatile gelmiş hatta aynı yaştayız ve aynı yerde yaşıyoruz."

"Ve bunu Türkiye'de birbirinizi görünce mi farkettiniz?"

"Tam olarka öyle."

"Adı ne çocuğun?"

"Jeongin~"

Bunların ilişkisi şimdiden Minho ve Jisung'un ilişkisinden beter olucağı belliydi.

"Kapatıyorum Felix, buradaki teyzeler bize yemek yapmışlar."

"Ay iyi git zıkkımlan."

Seungmin'le konuşamı kapattıktan sonra göz bandımı takip yorugunluktan hemen uykuya daldım.

Pazartesi olduğunda okula giderken Minho'nun da dersi bizle aynı saatte olduğu için o arabasıyla bırakmıştı. Jisung nasıl okulumuzdaki bir öğretmenle hatta o öğretmen en iyi arkadaşının abisiyse nasıl sevgili oluyolar anlamıyorum, ben kesinlikle utanır yapamazdım.

Tüm gün Hyunjin'i görmemiştim ve bu durumdan da gayet mutluydum hatta o kadar kendime karşı cesaretim artmıştı ki karşısına dikilip sen kimsin ki Lee Felix'in duygularıyla oynamaya kalkıyorsun diyebilirdim ama yinede bir yanım Lana gibi 'seni dudaklarımda özledim' diyordu.

Son dersten önceki tenefüsteydik, tüm gün sınıfta kalmaktan bunalıp dışarı çıkmıştım. Jisung'a mesaj attığımda bankların birinde oturduğunu söylemişti, banklara göz gezdirirken tek başına bir bankta oturup kulağına kulaklık takan Hyunjin'i gördüm.

Ne olursa olsun onu kendime aşık edecektim, kalp kırıklarına zaman yoktu ve hemen harekete geçmeliydim sonuçta birini kendine aşık etmek o kişi Lee Felix değilse çok zordu.

Hızlıca Hyunjinin yanına adımladım başta bankın önünde durduğumda beni görmemişti ama yanına oturduğumda bi zahmet kafasını çevirip bakabildi.

"Fe-"

"Sadece sus."

Sözünü böldükten sonra onunda her zaman bana yaptığı gibi kulağındaki kulaklığı çıkarıp kendi kulağıma taktım.

Don't leave me now
Don't say good bye
Don't turn around
Leave me high and dry

Beni şimdi bırakma
Güle güle deme
Arkanı dönme
Beni yüksek ve kuru bırak

"Beni bırakacak mısın?"

"Cidden mi?! Beni bırakan sendin! Ayrıca biz beraber bile değiliz ne bırakmasından bahsediyorsun!" Sinirle ayağa kalktığımda Hyunjinde ayağa kalkmıştı ama keşke kalkmasaydı çünkü o anlık sinirle yüzüne tokatı yapıştırmıştım.

"Cidden mi?! Beni bırakan sendin! Ayrıca biz beraber bile değiliz ne bırakmasından bahsediyorsun!" Sinirle ayağa kalktığımda Hyunjinde ayağa kalkmıştı ama keşke kalkmasaydı çünkü o anlık sinirle yüzüne tokatı yapıştırmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hyunjin'i çok özlemişken böyle şeyler yaptırmak hiç içime sinmedi ama malum konu böyle.

06.05.2021

Born To Die❛HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin