Rose ve jisooyu evlerine bırakıp Jennie ile kendi evimize gelmiştik. Ben sarhoş değildim araba kullandığım için ama jenn biraz kendinde değildi.
Gece 2ye doğru eve vardığımızda Jennie olduğu yerde kaldı.
"hangisi benim evdi"
"sol tarafta ki"
"hayır hayır, sen sağ ben sol"
"bende aynısını dedim"
"efendim?"Girişe kadar çekiştirdiğim de kapının anahtarını sordum.
"evin anahtarı nerede?"
"almadım ki"
"ne?"Gülmeye başladığında kafamı duvarlara vurmak istedim. Bahçe kapısı açıktır heralde... İki evinde ışıkları yanıyordu bu yüzden sessizce arka bahçeye ilerledik. Tabi ne kadar sessiz olabilirsek...
"LİSA"
aniden bağırdığında ona dönüp şiiiiit diye seslendim.
"sessiz ol jen"
"tamamm, bu ton iyi miii?"
"çok iyi"Yuvarlak süs ağaçlarının üzerinden zıplayıp bahçeye geçtiğimiz de bahçe kapısını zorluyordum.
"jennie nasıl açıldığını biliyor musun?"
Ses gelmeyince hızla arkamı döndüm. Havuzun kenarına çömmüş suya üflüyordu.
"ne yapıyorsun jen?"
"su sıcacık"
"tamam hadi kalk, birisi görecek"
"bu benim havuzum istersem içine zıplarım"
"öyle bir şey tabiki yapmayacaksın, kapıyı nasıl açacağız onu göster"Kafasıyla onaylayıp ayağa kalktığın da bahçeye göz gezdirdim. Gerçekten güzel bir bahçeydi. Puf yastıklar, bahçe masası aydınlatmalar falan filan derken birden havus sesiyle arkamı döndüm.
"kahretmiye seni kahretmiye"
Jennie havuza zıpladığın da su sesi yankılanmıştı. Koşa koşa yanına gittiğimde makyajı akmış göz altları simsiyah olmuştu.
"Jennie, ne yapıyorsun?"
"sende gelsene"Sen benim keçilerime mukavemet ol YARABBİM.... Ayakkabıları mı çıkarıp eşyaları masaya bıraktığım da Jennie ye uzamaya çalışıyordum.
"hadi çık artık, eve bile giremiyoruz, üşüyeceksin"
Saçlarını arkaya atıp elini uzattığında konuşmaya başladı.
"ayağımda ayakkabılar la çıkamam yardımın gerek"
Havuzun köşesine geldiğinde elimi ona uzattım. Arkasını bana döndüğünde onu yukarı çektim.
"benide ıslatın be güzelim"
Jennie havuzun kenarına oturmuş ayaklarıyla suyla oynarken bahçeye koşa koşa güvenlik girdi. Hemde elinde kocaman sopayla.
Bizi görünce kısa bir şaşkınlık olmuştu ama sonra telsizine seslenip başıyla selam verdi.
"yanlış istihbarat... Yanlış istihbarat"
Tabiki rezil olduğumuz yetmiyormuş gibi iki evinde kapısı açıldı. İkiside bahçeye çıktığında jungkook kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
Jennie birden ayaklanıp taeye el salladığında yanıma geldi.
"Lisa"
"efendim"
"su çok güzel"Beni itiklediğinde saniyeler içinde kendimi suda buldum. Jennie kahkaha atarken suda sinirden çırpınıyordum.
"KAÇMA, BURAYA GEL"
"Gelmem"
"YARIN SABAH BUNUN HESABINI SORACAĞIM"Koşa koşa ıslak ayaklarıyla eve girdiğinde tae gülerek yanımızdan ayrıldı. Jungkookun ise suratında tek bir mimik oynamamıştı. O keskin bakışlarını üzerimde hissediyordum ve nefesimi tutup suyun altına girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One of the Ring - Liskook
FanfictionAdım Lalisa Manoban, sessiz bir kadın olduğumu söylerler. Halbuki ben sessiz bir kadın değilim. Ağzım susar, yumruklarım konuşur...