"ya ben çiçekçi dükkanına girdim. İstediğin çiçekleri söyledim falan kadın yapmaya başladı. O sırada küçük tüysüz köpekler vardır ya onlardan geldi dükkana. İşte o zaman işler karıştı....."
Dükkana girdiğim de jungkookun istediği çiçekleri siparişi verdim. Dükkanda her çeşit çiçek vardı ve onları incelerken içeriye tanımadığım bir kadın girdi.
Küçücük köpek kuyruğunu sürekli sallıyordu ve dükkan sahibi bu kadınla ilgilenmeye başladı. Köpek gözünü benden ayırmıyordu ve gerçekten havlamıyordu. Çok uslu köpekmiş gerçekten.
"afedersiniz"
"buyurun"
"köpeğime 2 dakika bakabilir misiniz? İçeriden çiçek buketini almam gerekiyor"
"tabiki"Köpeğin ipini bana uzattığında ikiside içeri girdi.
"ne kadar uslu bir köpeksin sen... Havlamıyorsun bile...."
Demeye kalmadan yapıştı şortuma. Korkudan ne yapacağımı bilemedim. Köpek dişlerini şortuma geçirmişti ve tutup çektiğim de ağzında kumaş parçası vardı.
Kendimi masanın üzerine attığım da bağırmaya başladım.
"YARDIM EDİN"
Köpek ise sandalyenin üzerine çıkıp tişörtümü ucunu yakaladığında etrafta koşuşturuyordum. İçeriden kadın çıktığında zar zor Köpeği üzerimden aldılar.
Tabi ben üzerimdeki kıyafetlerin ucu falan yırtıldı sanıyordum. Meğerse köpek üzerimde sadece donumu bırakmış.
İnsanlar dükkanın önünde sanki dizi izliyormuş gibi beni izlemeye başlamıştı. Ve tabii burada ne oluyor sorusunun cevabı sapıktı. Daha sonra içeri polis girdiğin de masanın örtüsünü üzerime bağlayıp apar topar arabaya bindirdiler.
"sonrası burası işte"
Tae kahkaha atmaya başladığın da jimin çarşafını düzeltti.
"niye bu kadar çok güldünüz anlamıyorum yani... İnsanlık hali. Herkesin başına gelebilir"
"nası insanlık hali gözünü seveyim götünde donundan başka birşey yok"jinBizde jiminin haline gülmeye başladığımız da tae nefes alıp asıl soruyu sordu.
"namjoon ve Jhope bizi burdan çıkarmaya gelir dimi?" tae
"heralde, şimdiye kadar ortada olmadığımızı anlamışlardır." jinTam o sırada kapılar açıldığında içeri namjoon ve Jhope girdi.
"ohh hoşgeldiniz be" tae
"hadi çıkarın bizi burdan" jiminNamjoon jiminin halini görünce suratında anlatılmaz bir bakış vardı. Ben kiminle arkadaşlık kuruyorum gibisinden hepimizin üzerinde gözlerini gezdirdi. Jhope ise şaşkınlığını üzerinden atamamıştı.
"napıyorsunuz Burda?" Jhope
"olaylar olaylar" taeNezarethanenin kapısı açıldığında jimin çıkmak için yeltendi ama görevli onu geri itikleyip namjoon ve jhopu içeri soktu.
Namjoon oturduğunda ikisininde yüzü dağılmıştı."bırakın şimdi, biz buraya nasıl girdik, nası çıktık, nası düştük... Sizin bu haliniz ne? Yüzünüze ne oldu?"
"bizim başımıza gelen kimsenin başına gelmemiştir" namjoon
"yok yaaa" jimin
"jimin" namjoon
"yok ben aristoteles" jiminTae direkt söze atladığın da başımızdan geçenleri anlatmaya başladı.
"lunaparka gittik biz.... Adamı bulmaya çalışıyorduk.... Polis" tae
"JİMİN.... sapıklıktan yakalanmış"
"jungkook ne sapıklığı, yok öyle birşey ya... Cidden yok" jimin
"o değilde siz niye buradasınız?" jin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One of the Ring - Liskook
FanfictionAdım Lalisa Manoban, sessiz bir kadın olduğumu söylerler. Halbuki ben sessiz bir kadın değilim. Ağzım susar, yumruklarım konuşur...