One of the Ring - Liskook

40

Lisa

Güneş doğar doğmaz uyanıp anın tadını çıkarmaya başlıyorduk. Yine erkenden kumsala oturmuş jiminin annesi ile sohbet ederken rose ile çok iyi anlaşmışlardı.

Çocuklar ise denizin kenarın da topla oynuyordu. Üzerimde ki kıyafetleri çıkarıp güneşlenmeye başladığımda hava gerçekten güzeldi.

Gölgede kaldığımı hissedince gözlerimi açıp ne olduğuna baktım. Jungkook suratında pis gülümsemesiyle bana bakıyordu.

"hadi"
"nereye?"
"denize"
"güneşle---"

Sırtına alıp denize kadar taşıdığın da gözümde ki gözlüğü kızlara fırlattım. Suya girdiğimiz de ise kıyıdan açılmaya başladık.

"jungkook"
"dün ne arıyordunuz suda, akşam soramadım"
"önemli birşey değildi, yani suyun altında birşey bulduk sandık ama bulamamışız"

Dediğini anlamayarak biraz daha açıldım. Ayaklarım yere değmiyordu ve kumsalda oyun oynayan bizimkilere baktım.

Arkamı döndüğüm de ise jungkook yoktu. Etrafımda dönüp onu ararken ayağıma bir şey dokundu. Balıklarla aram sıfırdır bu yüzden biraz korkmuş olabilirim. Ayaklarımı hızla kımıldatmaya başladım.

Daha sonra ise belime dokunulunca gerçekten çok fazla korkmuştum. Kıyıya doğru yüzmeye başladım. Tam o sıra jungkook beni kendine çekti.

"sen nereye gidiyorsun ha?"
"ya sen niye kötü şakalar yapıyorsun?"

Dediğime gülerken ayaklarımı beline doladım. O ise saçlarımı arkaya atıp konuşmaya başladı.

"ne yapmak istersin?"
"çok fazla zamanımız kalmadı, yarın akşam dönüyoruz"
"evet"
"sörf yapmak ister misin?"
"güzel olabilir aslında"
"eğlenceli olur"

Ayaklarımı belinden indirdiğim de beni kendisine çekip öptü. Ve hızla kıyıya yüzmeye başladı.

"jungkook, balık vardır Burda. Benide bekle"

Hızla bende kıya doğru yüzerken jungkook sörf fikrini çocuklara söylemişti. Onlarda bu olaya olumlu bakarken şezlong oturup kurumaya çalışıyordum.

Jisoo bize meyve suyu getirdiğin de yanıma oturdu.

"jiminin annesi seninle konuşmak istiyormuş"
"şuan nerede?"
"ileride ki dükkanda köpeklerle ilgileniyor"
"tamamdır"

Şezlongun üzerinden şortu üzerime geçirdiğim de hızla dükkana doğru yürümeye başladım. Beni görünce ise suratında kocaman gülümsemesi ile karşıladı.

Önünde 3 tane köpek onları yıkamakla uğraşıyordu ve elinde ki hortumu alıp ona yardım etmeye başladım.

"Lisa, kızım gel şuraya otur"
"buyurun efendim"
"seninle biraz konuşmak istiyorum. Jungkook benim 2. Evladım. Çok severim onu.. Onu mutlu ettiğin için teşekkür ederim"
"estağfurullah efendim."
"öyle kızım öyle... Umarım çok daha mutlu olursunuz"

Biraz daha sohbet ettikten sonra köpekleri yıkamak için ona yardım ettim. Daha doğru köpekler değilde ben ıslanmıştım. Zaman nasıl geçtiğini anlamamışken çocuklar akşam yemeğini hazırlamaya başlamıştı.