Antrenmanlara başladığımda final maçı için hazırlanıyordum. Artık zamanı gelmişti ve oraya kazanmak için çıkıyordum.
Hepimiz maçın yapılacağı alana gelmiştik ve kameramanlar röportaj yapmak için bekliyordu. Bana ayrılan yere oturduğumda han'da buradaydı. Televizyoncularla konuşuyordu.
"Welcome, Sasha, are you afraid of losing to Lisa?"
(hoşgeldin sasha, lisaya yenilmekten korkuyor musun?)"hah... Are you kidding me? I beat the tights, who's Lisa? It's nobody. It's so easy to beat him, believe me..."
(hah... Şaka mı yapıyorsun? Ben taysonu yendim, Lisa da kimmiş? Hiç kimse değil. Onu yenmek çok kolay inan bana...)Lucas bana söylediklerini çevirdikten sonra birkaç daha soru soruldu.
"What caught your attention when you came here?"
(buraya geldiğinizde dikkatinizi çeken şey ne oldu?)"I thought I'd see a lot of animals around, but all I saw was Lisa."
(etrafta çok fazla hayvan görürüm sanmıştım ama tek gördüğüm Lisa oldu.)"Lisa, tell the truth, aren't you afraid of me?"
(Lisa doğruyu söyle korkuyorsun değil mi? Benden korkuyorsun?)"ne diyor?"
"sana korkak diyor"Will sakin olmamı söylediğinde elimi sertçe masaya vurdum. Ayağa kalktığımda sashada ayaklandı. Kameraların flaşları parlarken han direkt araya girdi.
"yes, friends.... Our press conference is over."
(evet, arkadaşlar.... Basın toplantımız bitmiştir.)Oradan ayrıldığımız da çocuklar konuyu dağıtmaya çalışıyordu. Jungkook yanımda sessizce oturuyordu ve aklının bir şeylere takıldığı çok belliydi.
"iyiyim ben jungkoookk. Korkmuyorum."
İç çekip bana döndü.
"dövüş çıkacağım iç çekip durma"
Parmaklarıyla alnıma vurduğunda kocaman gözlerle ona baktım.
"maçımmm var, niye kafama vuruyorsun?"
"bir daha düşün"
"ne?"
"kaybedebilirsin, ya da pes et. Canın yanarsa pes et. Mutlaka pes et."
"daha başlamadan pes etmemi mi söylüyorsun?"
"pes etmezsen, tırmanırım o kafese Lisa"
"tamam tamam, öleceğimi düşündüğüm zaman pes ederim. Sırt üstü yatar bırakırım. Ama dayanırsam mutlaka kazanacağım"
"aişşş niye bu kadar gaza geldin ki?"
"bugün sende gaza gelmelisin jungkook, sevgilin dünya şampiyonu olacak...."İşaret verildiğinde herkes odadan çıktı. Jungkook ise çok endişeliydi. Onun endişeli olması benide geriyorken hazırlanıp ismimin söylenmesini bekliyordum.
Jungkook
Elim ayağıma dolanmış yerlerimizi almıştık. Spiker yerlerine geçtiğinde çok fazla insan vardı. Koreden, taylanttan ve çoğu ülkeden Lisa için onlarca kişi gelmişti. Pot ışıkları yandığında tezahüratlar başlamıştı."invincible Englishman from the blue corner..... SASHAAA....."
(mavi köşeden yenilmez İngiliz..... SASHAAA.....)
"gördüğümüz kadarıyla sasha bugüne kadar bütün rakiplerini ezdi geçti ama şu konuya dikkat çekmek istiyorum Lalisa Manoban gibi birisiyle daha önce hiç karşı karşıya gelmedi."
Birden korece konuşan birisi duyduğumuzda hepimiz şaşkınlığımızı gizleyemedik. 2 sunucu vardı ve bunlardan birisi Lisa için tutulması hepimizi sevindirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One of the Ring - Liskook
FanfictionAdım Lalisa Manoban, sessiz bir kadın olduğumu söylerler. Halbuki ben sessiz bir kadın değilim. Ağzım susar, yumruklarım konuşur...