Apar topar binaya girdiğimde bizi bekleyen kadının yanına ilerledim. Sinirden burnumun ucunu bile göremiyordum. Cevaplarım değiştirilmiş üstüne üstlük çarptırılarak yayınlanmıştı.
"hoşgeldiniz Lalisa hanım"
"röportajı KİM ONAYLADI"Kadın ne olduğunu anlamadan karşıdaki odayı gösterdi. İçeri girdiğimde ise ikinci bir şokla karşılaştım. Karşımda han oturuyordu ve beni görünce ayaklandı.
"ohooo Lisa hanım, sizi bekliyordum bende"
"sen yaptın"
"tam olarak neyi.... Hıhıııhıığ"Kadına döndüğüm de ise önünde ki paraları gördüm.
"eee Lisa, sana söylemiştim Herşey para para... Para..."
Ceketini düzeltip odadan çıktığında masanın üzerinde ki herşeyi dağıttım. Yanımda olan herkes birden gitmişti. Kahretsin... Kahretsin...
Eve geri döndüğümde bir umut çocukları görmek olmuştu ama hiç kimse yoktu. Aksine peşimizden Will gelmişti.
"tam tersine bir açıklama yapacağız merak etme Lisa"
"maçına odaklanmalısın, çok az bir zamanın var"
"başıma bakmaları için doktor çağırır mısınız?"
"tabiki, sen dinlenmene bak"Bi süre sonra başımın ağrısı daha fazla artmaya başladı. İçeri giren doktor ilk muaneyi yaptıktan sonra çantasından çıkardığı iğneyi koluma yaptı.
"mereka etmeyin, aldığınız darbe yüzünden baş ağrısı olabilir. Üstünüzde ki yorgunluğu atmanız için serum takacağım."
"teşekkürler"Odama çıktığımda serumu takıp tekrar konuşmaya başladı.
"2 günlük sonra antrenmanlara tekrar başlayabilirsiniz"
"neden yarın değil"Seruma baktığımda jeton yeni düşüyordu. Benim gözler yavaş yavaş kapanırken lucas ve doktor odadan çıkmışlardı.
Bunun hesabını 2 gün sonra soracağım lucasJisoo
Ne yapacağımızı bilmiyorduk ama sahilde kumları üzerine oturmuştuk. Herkes gergindi en çokta tae gergindi.
"nasıl böyle bir şey yapabilir?"
"jungkook sen iyi misin?"Cevap vermemişti. Tam o sırada Jin konuşmaya başladı.
"arkadaşlar bence bir sorun var" jin
"evet Jin, hemde büyük bir sorun" tae
"hayır yani öyle değil, lisayı tanıyoruz." jin
"eee" jimin
"böyle bir şey asla yapmaz" jennie
"ya lucasın dedikleri..." tae
"ne zamandan beri başkası dinlemeye başladın tae" namjoon
"ya, birden yazıları görünce tepem attı." tae
"bu işte bir iş var" rose
"bencede" jennie
"jungkook, sende bu kadar üzülme"jisoo
"Lisa böyle bir şey yapmaz" jk
"evet" jisoo
"han" jk
"ne?" namjoon
"hatırlayın... Odaya girip bağırmıştı."jk
"ne var bunda?" tae
"bişiler olmuş ki bağırıyordu." jm
"bence hanla ilgili değil. Basım yanlışı yapılmıştır." jhope
"biz fazla abartıyoruz" jin
"lisa birinizi aramış mı?" tae
"hayır" rose
"mesaj atmış mı?" tae
"hayır" jen
"peki nerede kalacağız?" jimin
"bilmiyorum" jisoo
"ya kusura bakmayın ama eğer böyle bir şey olmasaydı. Lisa en az 10 kere bizi arardı." taeO sıra hepimizin sesi kesilmişti. Doğruluk payı vardı ama inanmak istemiyorduk hiç birimiz... Hava yavaş yavaş kararıken jungkook ayaklandı.
"nere gidiyorsun jungkook"
"lisanın yanına"
"hadi ama jungkook..." tae
"güneş batıyor, güneş... Bellii bir şeyler olmuş. Yanında olmamız gerekirken deniz kenarında oturuyoruz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One of the Ring - Liskook
FanfictionAdım Lalisa Manoban, sessiz bir kadın olduğumu söylerler. Halbuki ben sessiz bir kadın değilim. Ağzım susar, yumruklarım konuşur...