11

1.4K 103 1
                                    

Jungkook

Namjoonla beraber terasa çıktığımızda konuşmaya başladı.

"az önce yeri aradı"
"ne.. Hangi yüzle?"
"özür diledi, yaptığının yanlış olduğunu söyleyip durdu."
"şaka gibi, gerçekten şaka gibi"
"görüşmek istediğini söyledi?"
"istemiyorum namjoon, o kadının suratını görmek istemiyorum."

Ne hakla arayabilir, nasıl bunları söyleyebilir? Herşeyi yeni unutmuşken nasıl beni çıldırtacak gibi davranabilir. Biraz daha konuştuktan sonra evin yolunu tuttuk. Başıma aldığım darbe sayesinde beynim susmak bilmiyordu. Eve girdiğim gibi kendimi yatağıma fırlattım.

Lütfen sus beynim lütfen...

Lisa

Sabah yine erken saatlerde antrenman yapmaya gelmiştim. Haftasonu olmasına rağmen kızlarda benim peşime takılmıştı. Jisoo bile gelmişti. Isınma hareketlerini yapıp klasik ağırlık hareketlerini yapıyordum.

Rose hazırladığı enerji içeceğini bana verdiğinde direk kafaya diktim. Daha çok çalışmam gerekiyordu hızla ellerime sargıları sarıp ip atlamaya başladım.

"lisa?"
"hııı"
"rose ve jennie bir şeyler ayarlamış"
"hııı"
"jimin ve tae ile beraber tatile gideceklermiş"
"haaa?"

Kafamı onlara döndürdüğüm de İkiside gülmeye başladı.

"şaka şaka"
"75..76..77..siz bittiniz şimdi"

İp atamaya devam ederken su gibi olmuştum. İçeri uzun saçlı bir kadın girdi. Jennie direk ilgilenmeye başladığında ben ip atlamayı bırakmış boks torbasına vurmaya başladım.

Kadın bizimkilere soru sormaya başladı.

"afedersiniz jungkooku görmeye gelmiştim."
"isminiz ne acaba haber verelim" jen
"yeri"

O an boks torbasını yumruklama bırakıp kadına dönerek bir kez daha baktım. Jennie ise elinde ki telefonu cebine koymuştu.

Yavaş adımlarla kızın yanına gittiğimde jisoo ayaklanıp yanıma geldi.

"neden, Yani, nasıl... Nasıl buraya gelebilirsin?"
"ne demek istiyorsun?"

Beynim durmuştu, gerçekten mi? Böyle mi davranacaktı.

"ne yüzle geldin?"

Sesim yüksek çıkmıştı ve yeri hafifçe geriye giderek konuşmaya başladı.

"bu bizim aramızda sizi ilgilendirmez"

Dediği şeye gülerken karnım ağrımıştı. Şakaydı dimi ŞAKAYDI bunlar. Gülmeyi bırakıp sert Bi şekilde konuşmaya devam ettim.

"ne diyorsun sen, Ne diyorsun... Karşında keriz mi var... Kırdığın o kalp, üzdüğün o adama tekrar hiçbir şey olmamış gibi gitmek kolay mı?"

Kapıdan tae girdiğinde ilk kimle konuştuğumuzu anlamadı. Daha sonra yanımıza gelerek yeriydi gördü.

"sakın, yeri... Sakın.. Bu ilk ve son uyarım. Jungkooku kim için bıraktıysan, siktir git onun yanına"

Tae şokla yeriye bana bakarken yeri Hızla spor salonunu terk etti.

"nası bulmuş burayı?" tae
"bilmiyoruz" rose
"lisa Bian kızın suratına vuracaksın sandım." jisoo
"bende... İçeri girdiğimde ilk defa onu böyle gördüm" tae
"zaten enerji patlaması yaşıyorum, size uçarım bakın"
"tamam aaa" rose

Geri boks torbama döndüğümde yerinin suratını hayal ederek vurmaya başladım. Ben böyle hissederken kim bilir jungkook nasıl hissediyordu...

Haaa birde aklıma gelen şeyle çocukların yanına geri döndüm.

"bu arada şaka güzeldi."
"ne şakası?" tae
"tatile gittiğinizi söyledik" jisoo
"eee ama gerçek, yar--" tae

Kızlar aynanda taeye dirsek attıklarında gözlerimi açarak onlara baktım. Hepsi oturdukları yerden fırlayıp salonda çıktıklarında sadece ben kalmıştım.... Ahhh ahh

One of the Ring - Liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin