Medya: Sudenaz Türker.
Bir anda her şey bulanıklaşmaya başladı ve başımda tanıdık bir ses bana sesleniyordu "Selen uyan hadi süpriz bir doğum gününde uyunur mu ?"
Bu Yağız'ın sesiydi hayır hayır her şey bir rüya olamazdı her şey bir rüyadan ibaret olamazdı çok gerçekçiydi ben bitmesini istemiyordum uyanmamak için ellerimi savurdum ancak artık imkânsızdı uyanmaya başlamıştım bile yavaş yavaş gözlerimi açarken mutsuzluktan kendimi berbat hissediyordum zaten her şey gerçek olamayacak kadar güzeldi. Yine de keşke gerçek olsaydı diyerek 'keşkelere' dönüş yapıyoruz uyandım ve iğrenç bir halde Yağız'a bakıyordum o da anlamsızca bana baktı ne diyebilirdi ki her şeyden habersizdi zaten bense ağlamamak için kendimi zor tutuyordum kızarmıştım hissediyordum ancak onun karşısında ağlayamazdım yoksa bi ton soru sormaya başlardı bu gecenin bir an önce bitmesi için dua edecektim. Düşüncelerimi jilet gibi kesen Yağız oldu
-geliyorlar hazır ol
Hep hazırdım ki ben sen değildin elime konfetiyi aldım Yağız da gülleri aldı ve tam yat'a ayak bastıklarında ben konfetiyi patlattım Yağız'da gülleri attı Birsen ise Gökhan'a sarılmış "iyi ki doğdun" vaazları veriyordu. Ben bir köşeye oturdum ve olanları düşünmeye başladım acaba nereden itibaren rüyaydı bunu Yağız'a çaktırmadan sormalıydım tam bana bakmışken bi gelsene işaretiyle onu çağırdım içkisini masaya bırakıp geldi sabırsızca hemen konuya girdim:
-bugün biz spordan sonra eve dönerken ne yaptık
-ya sanada iyi ki bi güzellik yaptım al tarafı başından aşağı çiçek döktüm abartılacak bişey değil ben bunu çoğu kıza yaparım
-küstah dedim ve omzuna hafifçe vurdum o ise yalnızca piç smile yapmakla yetinmişti o parlak bembeyaz dişleri beni alıp sürüklerken Birsen seslendi
-Selen oturmak için mi burdasın canım kalk hadi
-geliyorum bekle
Bi bu eksikti zaten neyse Gökhan'a aldığım hediyeyi vereyim bari çok pahalıya kaçmayıp Gökhan'ın sevdiği gibi ona gri sportif polar aldım açmayıp diğerlerinin yanına koydu nezaketen toka yapıp öptü ve teşekkür etti hafifte olsa gülümsedim bu içten gelen bir gülümseme değildi ancak yapacak bir şey yoktu onca şeyden sonra olacak buydu en azından sahilde olanlar rüya değildi yoksa kafayı kesin yerdim herke içki içerken ben diyet kola içiyordum ne yapayım zaten aman aman bir vücudum yoktu Yağız onları bırakıp benim yanıma geldi ve oturdu sonra konuşmaya başladı
-iyi iş çıkardık ortak baksana çok mutlular
-he he bide bana sor ortakmış hıh
-bişey mi dedin ufaklık
-evet diyorum aynen hani şu onaylama anlamındaki evet
-bir sorun mu var niye bu kadar sinirlisin sen
-yok bişey sadece uykum var
-ne de uykucu çıktın hem dur daha parti yeni başlıyo bak şimdi ortalığı nasıl canlandırıcam
Gitti ve içerden yükselen müzik sesiyle koşarak geri geldi çok hareketli bir parça açmıştı yanıma geldi ve beni kollarımdan tutul kaldırdı deli gibi hızlıca dans ediyordu beni de kendine uydurmaya çalışıyordu manyaktı bu çocuk allahtan rahat giysiler giymiştim yoksa çoktan pes etmiştim yan tarafa baktığımda Birsen ve Gökhan da aynı şekilde dans ediyorlardı "ben dans etmeyi bilmem ki" diye fısıldadım Yağız'ın kulağına o da "bana ayak uydur ve şunu iç" dedi bana verdiği içkiydi istemsizce aldım sonra düşündüm amannn bi daha mı gelicez dünyaya dedim ve bir kerede diktim Yağız bunun likör olduğunu söyledi bir kerette içtiğim için çok sert gelmişti mideme gidene kadar geçtiği yerleri hissetmiştim resmen bu hayatımda ilk içki içişimdi sonra bir bardak daha ve sonra bir tane daha artık bende deli gibi dans ediyordum Yağız içeri gittti ve denizin ortasına doğru ilerletti yat'ı bense biraz soluklanmak için oturuyordum durduğunda Yağız slow bir parça açtı ve yanıma geldi "benimle dans eder misin ufaklık" uzattığı elini tuttum ve kalktım Birsenler çoktan moda girmişti bile sarhoşluğun verdiği etkiyle başımı omzuna yasladım o da bir elini belime koydu bir eliyle de elimi tutuyordu ben çok bitkin ve yorgundum yalnızca ve yalnızca rüyamı düşünüyordum ne kadar da güzeldi her şey gerçek olması için nelerimi vermezdim ki o gülen gözleri denizlere taş çıkartan mavi gözleri ne kadar da derin bakıyordu Yağız'ı tanımadan önce sarışınlardan nefret ederdim esmer kavramı benim için daha iyiydi ancak onu ilk görüşüm onun hafızama kazınışı asla unutulmayacak bir anıydı bana. Ven mavinin bu tonunu ilk kez onda görmüştüm ve sarının güneşten sonra yaşayan bir varlıkta bu kadar parlak oluşu o mükemmeldi tarifi yoktu onun olamazdı onu içimde yaşayan ben asla dışarı kelimelerle vuramazdım çünkü o tanımlanamazdı sözcükler onu anlatmaya yetmezdi bir kere. Müzik bitiyordu ben de bitmiştim kendimi artık Yağız'ın kollarına saldım o da beni tutarak koltuğa oturttu Birsen ile Gökhan yanıma oturdular ancak ne onlara bakacak mecalim ne de kıpırdayacak halim kalmamıştı artık eve gitmek istiyordum. Bir anda içkinin yarattığı etkiyle midem bulandı ve kamaranın arkasına koştum sanırım kusacaktım ön taraftan sesler geliyordu ve sonra Yağız geldi ben eğilirken saçlarımı kaldırdı içimde olan her şey çıkmıştı artık Yağız'ın verdiği ıslak medil ile hayır bir dakika bu beklerde kullanılan popo sil di evet bana poposil verdi ve ben her yerimi onunla temizledim neyse ki bu olanlar yanında bunun pekte önemi yoktu. Yağız ;
-daha iyi misin seni eve bırakayım mı ?
Diye sordu konuşmaya niyetim yoktu o yüzden evet manasında kafamı salladım benim kot ceketimi ve kendi deri montunu alarak arabaya koydu Birsenlere durumu anlattı ve koluma girerek beni arabanın ön koltuğuna oturttu kendi de kapımı kapayım şoför koltuğuna geçti beni eve getirene kadar ikimizde konuşmadık ne diyebilirdim ki her seyi mahvetmiştim evin önüne geldiğimizde sessizliği bozan o oldu
-yürüyebilir misin yoksa gelmemi ister misin
-yürüyebilirim her şey için sağol ve geceni batırdığım için üzgünüm
-hey hiç sorun değil bu benim gecem değildi Gökhan'ın gecesiydi
-yine de her şey için sağol
Dedim ve arkama bakmadan evden içeri adımımı attıp ev karanlıktı etrafı görmek için telefonumu çıkarttım ışığını açarak odama çıktım ve hiç üzerimle uğraşmadan kendimi yatağa attım gerisi boşluk....
~~~~~~~~~~~~
Sabahın ilk ışıklarıyla gözümü açmıştım haftanın başındaydık ve bugün okul vardı başım akşamdan kalma çatlayacak gibi ağırıyordu saat daha 07.30 du rutin işlerimi hallettim ve hazırlanmaya koyuldum yine spor yapacaktık daha ne kadar sürerdi bu bilmiyorum hazırlandım ve okul eşyalarımı da alıp yola koyuldum bugün Birsenlerde hazırlanmayı planlıyordum anahtarlarımı alıp dışarı çıktım hava ne kadar da güzeldi mis gibi kokuyordu temiz oksijeni içime çektim ve sahile doğru yürümeye başladım vardığımda ortalıkta kimse yoktu oturup beklemeye başladım bir kaç dakika sonra yanında bir kızla Yağız bana doğru geliyordu ve hemen atılarak konuştu
-bak Selin bu Sudenaz bize katılmak istedi ben de kıramadım artık birlikte çalışıcaz
-öyle mi sen Sudenaz ile çalış ben kendim koşmak istiyorum artık
Hızla yanlarından ayrıldım kızın spora ihtiyacı yoktu ki ne demek o da bizimle olucak hııh bu kabul edilemez o sinirle Birsenlere doğru yürümeye başladım adımlarım çok hızlanmıştı onlara vardığımda kapı üçüncü vuruşumda açılmıştı açan Yağmur teyzeydi yani Birsen'in annesi hızlaca Birsen'in odasına çıktım hazırlanıyordu halimi gelince yanıma geldi ve oturdu meraklı gözlerle bana bakınca olanları anlatmaya başladım o ise yalnızca gülüyordu bu beni daha da sinirlendirmişti ne demek bu kızda bizimle spor yapıcak yok yea allah allah ben de sinirden salak gibi Yağız ile o kızı yalnız bırakmıştım ah salak kafam düşünemedim ki Türk'ün aklı ya kaçarken gelirmiş ya sı... Neyse gerisini anlasınlar artık kafayı yiyecektim kim bu Sudenaz ?!?!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENGELLERLE AŞK (askıda)
ChickLitBütün engellere rağmen aşık olabilir misin? Sevdiğin seni sevmezse ne yaparsın? Platonik bir kızın aşkı karşılıklı aşka dönüşebilir mi? -Üşüdün mü? -Papatyalar üşümez. -Sen ayrıcalıklı bir Papatya'sın. -O zaman üşüdüm 🌼