Bir Papatya Yaprağı Daha

5 0 0
                                    

 Yağız ile çok güzel bir gün geçirmiştik ve beraber uyumuştuk. Sabah Yağız'dan önce kalkıp ona kahvaltı hazırladım istediği gün bitmişti ve benim gitme vaktim gelmişti.Ona bir not yazıp bıraktım.Bana da Buğra'dan mesaj gelmişti bizi iş görüşmesine çağırıyolardı.Eve gittim duş alıp üzerimi giyindim saçımı yaptım ve Buğra'ya buluşacağımız yerin adresini mesaj olarak attıktan sonra ayakkabılarımı da giyip çıktım.İş garsonluktu, Buğra ile aynı yere girecektik.

-Günaydın prenses

-Günaydın Buğra Bey

-Nasılsın?

-İyidir seni sormalı?

-İyi bende yeni işimize hazır mısın?

-Evet gümbür gümbür

-Hadi bakalım o zaman hakkımızda hayırlısı

Sonrasında hiç konuşmadan yürümeye devam ettik.Başvurduğumuz yere gelince bir kere içeri baktım güzel lüks bir yere benziyordu.Bir süre Buğra ile bakıştıktan sonra ikimizde içeri girdik.Kasaya doğru yöneldik,Buğra kasada duran adama selam verdi ve görüşmeye çağrıldığımızı söyledi.Adam bizi ufak ofis tarzı yere aldı ve karşımıza oturdu sanırım patronumuz oydu.Buğra ile konuştuktan sonra bana döndü kıyafetleri ve çalışma saatlerini anlattı annemler burada olmadığı için kolaylıkla çalışabileceğim saatlerdi.Kabul edip ne zaman başlayaacağımızı sorduk bize hemen şimdi kıyafetleri alıp başlayabileceğimizi belirtti ve soyunma odasını gösterdi.Gidip kıyafetlerimizi giydik. Buğra; beyaz gömlek, siyah pantolon ve siyah bir kravat takmıştı ben ise; beyaz gömlek ve kalem etek. Buğra bana baktıktan sonra hayır bu kıyafetle olmaz bakışı attı ama işin açığı çok da sallamadım.Komilerin başında duran bir garson vardı ve bizimle de o ilgilendi neler yapacağımızı tek tek anlattı. Akşamları özel yemeklerin olabileceğini onun için saçımın topuz olması gerektiğini de söyledi,Buğra da sakallarını kesecekti.İşe başlamıştım sipariş alıp tepsilerle masaya götürüyordum zor değildi. Aklıma Yağız gelmişti uyanıp notu görmüş müydü acaba?

Yağız'ın Ağzından;

Sabah uyandığımda yanımda kimse yoktu,ayağa kalkıp gözlerimi ovuşturdum. Banyoya ve salona baktım yine kimse yoktu en son kahvaltı hazırlıyor olabileceğini düşünerek seslendim;

-seni şımarık kır papatyası nerdesin sıkıldım

Ancak Selen mutfakta da değildi kahvaltı hazırdı ve masada bir not vardı.Aklımdan 'Paran buzdolabının üzerinde' yazmıyordur inşallah diye bir düşünce geçince notu okumadan gülümsedim. Notu elime alıp okumaya başladım; "Kahvaltın hazır okyanus gözlü, son gece için teşekkür ederim ve son öpücük için de.Kendine iyi bak, Hoşçakal.."

Bu biraz içimi burkan bir not olmuştu.Sonunda Selen'e hissettiğim şeye bir anlam vermiş ve bunu dile getirmiş ama epeyce geç kalmıştım. O onunla oyun oynadığımı sanıyordu ancak ben hiç öyle düşünmemiştim.Oturup kahvaltı ettim. Masayı ellemeden odama çıktım ve hazırlanmaya başladım.Bugün babamın şirketi için halletmem gereken şeyler vardı.

Selen'in Ağzından;

Yorgunluktan ölüyordum.İşten çıkmış sürüklenerek eve gidiyordum.Buğra ile yollarımız ayrılınca uyuşukluğu bırakıp eve hızlı adımlarla gittim ve kendimi hemen yatağa attım.Hemen uykuya dalmıştım.Sabah kalktığımda biraz oyalanırsam işe geç kalacağımı farkettim.Buğra 6 kere aramıştı.Hemen hızlı bir şekilde hazırlandım saçımı da topuz yaptım ve çıktım.Yolda Buğra ile karşılaştım biraz azar yesem de sonun da susup yürümeye devam ettik.İşe tam zamanında yetişmiştik.

Garsonların şefi olan Mustafa ile çok iyi anlaşmıştık 21 yaşındaydı muhabbeti çok iyiydi.Buğra ne kadar konuşmama karışsa da şefimdi sonuçta illa ki iletişime geçmem gereken konu olabiliyordu. Servisi kapatmamıza yarım saat kala neredeyse restaurant boşalmıştı.Kasanın önünde Mustafa ile durmuş Muhabbet ediyorduk.

ENGELLERLE AŞK (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin