ENGELLERLE AŞK (askıda)

HUZURA AYRILAN BİR GÜN

Selen'in ağzından:

-hayır inanmıyorum Buğra asla öyle bişey yapmaz

-istediğin kadar aptalı oyna Selen o çocuk seni seviyo ve senin yanında bugüne kadar kendine alıştırma amaçlı durdu ister inan ister inanma!

-sonuç olarak hep yanımdaydı değil mi Yağız en ufak bir şeyde kaçıp gitmedi beni bir kez olsun yalnız bırakmadı her anımda yanımda oldu her seferinde destek çıktı ben ona ne kadar o gözle bakmasamda umursamadı seni sevdiğimi bilmeme rağmen beni bir kez dışlamadı ama sen ne yaptın söylesene Hasan Mert'le konuşmama bile izin vermiyorsun. Oysa ki o bana abi gibi davrandı sen Yağız Özmert beni sevmeyen ama beni sahiplenen bi insansın buna hakkın yok beni daha fazla umutlandırmaya hakkın yok !!

son anda dudaklarıma yapışmasıyla sitemim yarıda kalmıştı işte bundan nefret ediyordum ama bir yandan da nefret ettiğim bir şeyi seviyordum bu mümkün müydü? İnsan nefret ettiği bir şeyi aynı zamanda sevebilir miydi ? İlk kez karşı çıkmayacaktım en azından bu sefer değil. Selen Duran yelkenleri suya indirmişti ve bir kez daha engeller kalkmıştı aradan. Beni bıraktığında gözlerimi bir kaç saniye sonra açtım gözlerine bakamadım sanırım kızarmıştım çenemden tuttu ve kafamı yukaru kaldırdı kaldırsa ne fayda yine gözlerine bakamıyordum. Saftım işte ne kadar kırarsa kırsın yapboz gibi bir araya getirip bozmasına izin veriyordum.Zihnimdeki karmaşadan onun sesi ayırdı yine "gözlerime bak kır papatyası" gözlerimi gökyüzünü unutturan denizi yok saydıran mavi gözlerine değdirdim işte her şeyin bittiği andı bu başkasına aşık olma ihtimalini bile es geçtiren o mavi gözleri en ufak tebessümüme sebepti. Ve o an aklıma bir şey geldi:

-senden gitmeden önce bir şey istesem

-öptük diye hemen gaza gelme ne istiyceksin

-bana sadece 1 gününü ayırır mısın ?

-ne gibi ?

-sadece bir gün Yağız bana içinde kopan frtınaları, yaşadığın olumlu olumsuz hiç farketmez hayatını, girmesi imkansız olan kapılarını, sevgine ulaşmanın yolunu bana açar mısın ?

-bu bir çıkma teklifi mi ?

-Odun !!

-saat daha geç değil bugünümü sana feda ederim ancak beğenmezsem bir daha böyle saçma bir şey yapmam

-ya beğenirsen ?

-eğlenmiş olurum :))

Yağız piç smile yaptıktan sonra telefonunu çıkarıp saate baktı ve bana döndü :

-hadi motorum ilerde yürüde gün bitmeden istediğin olsun hayalperest kır papatyası

hızlı adımlarla yürüdükten sonra siyah harika bir motorsikletin yanında durduk bana kaskı verdikten sonra kendi de bir kask takmıştı kaskımı taktıktan sonra Yağız'ın arkasına bindim ve beline kollarımı doladım bana dönüp "ilk hedefimiz neresi" diye sorduktan sonra "istediğin her yer sana bırakıyorum" dedim ve başımı sırtına yaslayıp kendimi rüzgara bıraktım motor durana dek öyle kalmıştım motor durduğunda nerede olduğumuza bakmak için kafamı kaldırdım ve bir at çiftliğinde olduğumuzu görünce şaşırdım Yağız ve hayvan severlik garip gelmişti kaskı çıkarıp ona verdikten sonra gözüme simsiyah bir at kestirdim ve hemen onun yanına gittim biraz huysuz gibiydi rahat durmuyordu kenarda bulduğum küp şekeri elime aldım önce işaret ve baş parmağım arasında şekeri tutup ata gösterdim ve onunla konuşmaya başladım "sadece şeker vermek istiyorum huysuzluk yapıp bi olay çıkarma sadece seni biraz sevip gidicem anlaştık mı koca oğlan" at suratıma ifadesizce bakarken şekeri ona uzattım ve yemesini bekledim o koca atın kocaman dişlerini görüp irkilsemde bozuntuya vermeden şekeri almasını bekledim avuç içimden şekeri alırken çok temkinli davranıyordu sanki o şekeri alırken bende başını sevmeye başladım yumuşacıktı küçükken hep tek boynuzlu bir atımın olmasını istediğimi hatırladım ve gülümsedim ben kendi kendimi sırıtırken yanımdan gelen ses beni korkuttu: