Sabah uyandığımda her yerim ağrıyordu ağlamaktan başımda çatlamak üzereydi artıkYağız'dan nefret ediyorum benimle oynamaktan ne zaman vazgeçer orası meçhul ancak ben onu sevmekten vazgeçemem insan sevdiğine kırılmazmış kırılmadım ki paramparçayım...
Birsen ile hazırlanmaya başladık bugün Gökhan bizi gezdirecekti arabayla evet Gökhan reşit olmuştu o 19 yaşındaydı ve ehliyeti vardı ayrıca altındaki araba bir harikaydı AUDİ A7 vazgeçilmez mükemmel araba her neyse ben pek arabalarla ilgilene bir tip değilim hayatım kitaplardan ibaret genellikle yaşamadığım şeyleri kitaplardan yaşardım, hissederdim. Ve vazgeçilmezim müzik... Kim müziği sevmezdi ki ? Birsen kendine yine çok özeniyordu oysa ben hazırdım bile siyah dar pantolon asker yeşili kısakollu bir t-shirt ve dağınık topuz bir saç yeterliydi zaten bu akşam maksat Gökhan ile Birsen vakit geçirsindi ben bir araçtım ama bunu Birsen'e söyleyince çok kızıyordu ya da gerçekten doğru söylüyordu ben öyle hissediyorda olabilirdim. Birden Birsen'in telefonu çalmaya başladı telefonun ekranında kocaman harflerle "BALDANADAM" yazıyordu ıyyy itici sevgililer kesinlikle kıskanmıyordum ama iyilerdi. Biraz fazla iyi. Birsen sonunda telefonu kapattı ve bana döndü bu bakış çok kötü bir bakıştı kesin bir pürüz çıkmıştı hadi ama kıyafet değiştirmeyi sevmiyorum:
-şeyyy bi misafirimiz varmış yalnız biz olmıycaz Gökhan'ın bir arkadaşı da gelicekmiş
-kıyafet değiştirmek zorunda kalmadığım sürece hiçbir şeyin önemi yok ve biraz çabuk ol defileye değil Gökhan'ın yanına gidiyoruz.
-tamam daa...
-hadii !!!
birsen hemen hazırlanmaya başladı saat akşam 9'a geliyordu okuldan sonra anca hazırlanabilmiştik. Yağız okula gelmemişti merakta etmedim zaten ona hâlâ kızgındım zaten hiç öpüşme deneyimim yoktu ne diye her fırsatta beni öpmeye çalışıyordu birde o yetmezmiş gibi dalga da geçiyordu. Düşüncelerimden ayrılmama sebep olan yüksek sesli çalan telefonumdu elime aldığım da açmakla açmamak arasında tereddütte kaldım en sonunda açtım ve konuşmaya başladım
-efendim anne
-kızım Tanem hiç durmuyo ablamla konuşçam diye tutturdu iki dakikan var mı ?
-var anne ver.
bu Tanem beni çok seviyordu ancak ben sevgisinde boğulup gidiyordum evet o benim manyak kız kardeşimdi daha 5 yaşında olmasına rağmen çok olgun hareketler sergileyebiliyordu.
-efendim ablacım
-abla ne zaman geleceksin
-ama Tanemcim daha yeni geldim Birsen ablanlara sen yat ben gelince senin yanına yatıcam
-söz mü ablacım
-söz meleğim söz
-tamam o zaman öptüüüüümmmm
-bende
belki de benim hayatta ki tek gülümseme sebebim Tanem'di. O çok farklı bi çocuktu sürekli beni örnek almaya çalışıyordu ama ben bunu istemiyordum önemli olan kendisi olması değil miydi zaten ? Hem örnek alınacak bir hayatım yoktu benim gibi boktan bir hayat yaşamasını istemiyorum ben ki asosyallikten ölücek Selen asla örnek alınamazdım. Sonunda aşağıda korna sesleri yükselince düşüncelerimden sıyrıldım bir de Gökhan'ın arkadaşı vardı inşallah tanıdık biridir de tanışmakla uğraşmam. Hızla aşağı inerken Birsen topuklu çizmeleriyle apartmanda büyük bir yankı uyandırıyordu. Arabanın kapısını açıp bindim yan taraftan yükselen tanıdık ses tüylerimin ürpermesine yetmişti zaten bu kesinlikle Yağız'ın sesiydi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENGELLERLE AŞK (askıda)
ChickLitBütün engellere rağmen aşık olabilir misin? Sevdiğin seni sevmezse ne yaparsın? Platonik bir kızın aşkı karşılıklı aşka dönüşebilir mi? -Üşüdün mü? -Papatyalar üşümez. -Sen ayrıcalıklı bir Papatya'sın. -O zaman üşüdüm 🌼