HER MASAL MUTLU BİTMEZMİŞ

103 11 0
                                    

Medya:Birsen Yıldız

Ona anlatamadığım o kadar çok şey vardı ki ben susmakla yetiniyordum. Anlatmadıklarımın yanında anlattıklarım hiçbir şeydi. Uzun bir süre bakıştık sonra zil çaldı beni gözlerinim esaretinden kurtarmıştı eşyalarımı ve müziğimi alıp ayrıldım yanından gözlerini sırtımda hissediyordum dönüp bakmaya cesaretim yoktu ne olacak sanıyordum ki benim gibi okulun eziğine mi bakacaktı üstelik güzelde değildim etrafındaki kızlar bana fark atıyordu kara cadıyı unutmamalı. Hızlı adımlarla otobüs duraklarına gittim gelen ilk araca binecektim insan yüzü görmek istemiyordum Birsen'in bugün ek dersi olduğu için benimle gelemiyordu benim için yanlız dönmek sorun değildi ben yanlızlığa alışmıştım alıştıranlar sağolsun. Uzun bir süre bekledikten sonra otobüs gelmişti bu benim beklediğim araçtı en azından bu konuda şansım yaver gitmişti kulaklıktan gelen ses ile rahatladım en sevdiğim şarkıydı bu; james arthur impossible (imkânsız). Otobüs camından dışarı bakarken aklımda sadece tek şey vardı yine ve yine sadece onu düşünüyordum neydi o vazgeçilmez mi sanırım gerçekten öyleydi sanki bir anda kaybolup gidecekmişçesine seviyordum onu her an benim olabilecekmiş gibi bırakıp gitsede yine dönecekmiş gibi olmuyordu işte zihnim onunla aramda bağ kurmuştu hem de düğümlü bir bağ asla çözülemeyen ama hayaldi hepsi resim gibiydi hayallerim su dökülse bozuluyordu hep kötü sonlanıyordu onsuz günlerim ne yapmalıydım ki uzak mı durmalıydım yapamazdım unutmalı mıydım şaka gibi beceremezdim. Sonunda eve gelmiştim yok artık gözlerime inanamıyordum Yağız evimin duvarına yaslanmış beni bekliyordu elim ayağıma dolanmıştı ama hissiz davranmalıydım onu farketmemiş gibi yaptım tam kapıyı açacaktım ki seslendi

-hey Selen !

-ahh sen mi burdaydın farketmemişim pardon

-onca kız beni kokumdan tanırken sen beni farketmediğini mi söylüyorsun ?

-onca kız senin hayranın ben değilim seninle ilgili hiçbir şeyi bilmek ve tanımak zorunda değilim

Bunları ben söylemiş olamazdım bunlar kesinlikle kalbimden geçenler değildi onunla ilgili her şeyi çok iyi biliyordum yengeç burcuydu 6 sayısı uğurlu sayısıydı yemek ayırmaz ancak patatesli köfteye bayılırdı mavi rengini çok severdi spor yapardı vs... Bunları söylersem onun bağımlısı olduğumu düşünürdü beni düşüncelerimden ayıran onun kalın erkeksi sesiydi

-heeeyyyy dünyadan Selen'e orda mısın ?

-burdayım sadece dalmışım bu arada ne var ne diyeceksin ?

-bir şey soracaktım bana ilk zamanlardaki gibi yakın davranmıyorsun acaba bir şey yapıp seni incittim mi ?

-Hayır şimdi müsadenle eve gitmeliyim işlerim var

-yalan söylüyorsun hiçbir işin yok bir an önce kurtulmak için söylüyorsun bunları

-peki sen söyle Yağız ne yapmalıyım diğer kızlar gibi pervane mi olayım üzerine mi atlıyım kulun kölen mi olayım ne yapıyım söyler misin lütfen ?

-şeyy ben bunları kastetmedim neyse ben daha çok mahfetmeden gidiyim rahatsız ettiysem kusura bakma iyi günler

Böyle masum olduğunda çok daha yakışıklı oluyorsun ama bunu sana söyleyemiyorum eve girdiğimde bizimkiler işteydi ev boştu eve erken gelmenin faydaları, günlük rütin işlerimi halledip odama çıktım yine kulaklıklarımı taktım ve hayal kurmaya başladım bu sefer çalan müzik sakindi {pessenger let her go} gözlerimi yumdum ve yine onunla ilgili hayallerim başlıyordu biliyordum ben onsuz bir hiçtim yanımda olması karşıdan ona bakmak bile huzur veriyordu bana kurduğum hayalle uyuya kalmışım hayalim kısaca :

Yağız ile bir sabah yan yana uyanıyorduk meğer evlenmişiz o beni koluna yatırıyordu ben onun parmağındaki alyans ile oynuyordum yüzüme bakıp alnımdan öpüyordu birlikte yaşlanacağımızı söylüyordu tam o sırada bizi ayıran tatlı belamız bağırarak odaya giriyordu "anne baba hep uyuyayak mı geçiyceksiniz bugünü" bu küçük kızımız Derin'di yine çok bilmişti meleğimiz onu da ortamıza alıp sarılıyorduk birbirimize sonrası karanlık...

Hayaldi işte bir nebzede olsa mutluluk veriyordu insana. Gözlerimi açtığımda hava kararmıştı saat 04.56 olmuştu neredeyse sabahtı yemek yememiştim kalktım ve aşağı mutfağa indim bir kaç şey atıştırdım çok ses yapmamaya özen gösteriyordum annem ile babam muhtemelen uyumuşlardı. Tıkındıktan sonra oturma odasına geçtim ve televizyonu açtım dikkatimi çeken bir şey bulamayınca kapattım odama çıkarken babam ile karşılaştım gözlerini ovuşturuyordu gece uyanıp elma yerdi garip bir huyu vardı beni görünce gülümsedi ve ekledi:

-uyandın mı prensesim

-evet neden gelince kaldırmadınız

-çok güzel uyuyordun belki prensini bekliyorsundur diye seslenmedik

-malesef prensim kayıp babacım bulana 1000 $

-fiyat biraz yüksek değil mi ?

-bence normal bulunamayacağı için neyse yatıyorum ben iyi geceler

-tamam kızım sanada

Babamı çok seviyordum o dünyadaki bütün erkeklerden farklıydı sadıktı yuvasına bağlıydı en çokta bana onun sevgisi beni şımartmıyor aksine muylu ediyordu. Odama çıktığımda pencerem açıktı gidip kapattım içerisi soğumuştu yorganımın altına girdim ve yatağıma gömüldüm yarın yeni bir gün olacaktı hayatımda belki yeni maceralar...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

alarm yine yüksek sesiyle çalıyordu beynimin içindeydi sanki kalkıp kapattım ve banyoya koştum elimi yüzümü yıkadım günlük işlerimi hallettim sonra okula hazırlanmaya başladım yavaş yavaş değişiyordum bugün gömleğimi yine eteğin dışında bıraktım ve ilk iki düğmesini açtım armamı bol bıraktım saçlarımı ise saldım doğal haliyle çok daha iyiydiler çantamı alıp evden çıktım Birsen'i de alıp okula geldim gelene kadar hiç konuşmamıştık sırama geçtim ders kimyaydı yine kitap kontrolü zamanıydı ve yine Yağızın kitabı yoktu ancak kimyacı kitabı olmayanları direk müdüremizin yanına yolluyordu hiç korkmadan kitabımı yine ona verdim ne zaman değerim anlaşılacaktı benim yüzüme baktı geri vermeye fırsat bulamadan hoca geldi ve beni ve bir kaç kişiyi müdürenin yanına götürdü ben kolayca yırttım çünki ne disiplin suçum vardı ne de uyarım dedim ya inek öğrenciydim. Zil çaldığında sınıfa girdim Yağız ortalarda yoktu gıcık insan bi teşekkür ederdi sırama geçip kitap okumaya başladım bu da en sevdiğim şeylerdendi derken Yağız moreli bozuk biçimde geldi sormadan yapamazdım o böyleyken ben de mutsuz oluyordum kitabı kapattım gözlüklerimi psikologlar gibi burnumun ucuna indirdim ve

-söyleyin bakalım bayım neyiniz var

-morelim bozuk

- hmm peki antidepresana ne dersiniz

-teşekkürler psikolog hanım

-anlat hadi benden sır çıkmaz söz

-sırlık yanı yok sevgilimden ayrıldım

-şaşırmadım desem

-nasıl yani ?

-şöyle etrafında çok kız var ve bu sevgilini rahatsız etmiş olabilir kızlar kıskançtır aynı şeyi bende yapardım

Aaooww ne dedim ben bende yapardım mı kendimk onun sevgilisiymişim gibi benzetme yaptım ama tepki vermedi açıklama yaptı

-ondan değil ona taşınacağımızı ve şehir dışına gideceğimizi söyledim buna kızdı

-taşınmak mı? Gidiyor musun şimdi ?

Kafayı yiyecektim olmamalıydı merhaba demeden hoşçakal diyemezdim baslamadan bitemezdi gidemezdi daha yolun başındayken sonuna nasıl hemen varmış olabilirdim ki gözlerim doluyordu ağlamamalıydım yoksa anlardı yere baktım sessizlik olmuştu şimdi gerçektende gidiyor muydu yani ya sonra ne olacaktı onsuz da hayal kurabilir miydim hayır yapamazdım unutur muydum onu simasını kokusunu bana verdiği hisleri çıkarabilir miydim hayatımdan sesini gülüşünü hemen kalktım ve lavaboya koştum ağlıyordum bugün çıkardığım tek ders şuydu :

"HER MASAL MUTLU BİTMEZMİŞ"

ENGELLERLE AŞK (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin