Terushima x Reader (Haikyuu x Reader)

Mesajlar

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

.
.
.

Voleybol Topu Girsin Hepinize

Kiyoko Takıntılı:

Arkadaşlar

Ben:

Ne var yine

Oikawa kiwi kiwi:

Yine Kiyoko dersen top sepetini sokarım sana.

Ben:

ĞRMSİMDŞDMDPSMĞDMDĞ

İsa Asahi:

Dua edin ey gençlik! Tanaka'nın Kiyoko dememesi için dua edin!

Piercing Çuvalı:

Ne oluyor yine amk

Ben:

La Tanaka

Ne diyeceksen de artık

Kiyoko takıntılı:

Oikawa dikkat et de o sepeti ağzına sokmayayım canım😃😃

Ben diyorum ki...

Uzaylı saçları var:

LALALALALA SELENAAA SELENAA

Oikawa kiwi kiwi:

Bokuto

İçtin mi yine

Ben:

Tanaka

2 saniye içinde söylemezsen
telefonu kapatıp gideceğim

Kiyoko takıntılı:

Bence Kiyoko'ya evlilik teklif edersem kabul eder😉😉😉

Ben:

Ya bi siktir git amına koyduğumun malı

"Piercing Çuvalı" grup açıklamasını değiştirdi: Tanaka'yı cinler siksin.

"Oikawa kiwi kiwi" gruptan ayrıldı.

"Piercing Çuvalı" gruptan ayrıldı.

Kiyoko Takıntılı:

LAN

GİTMEYİN

NAMUSSUZLAR ŞEREFSİZLER

İsa Asahi:

Tanaka

Yarın sakın yanıma gelme

Telefon girer sana.

Ben:

Hoşçakalın ey gençlik.

Gruptan ayrıldın.

Telefonu kapatıp uzandığım yataktan kalktım ve merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım.

Normalde Yuji 5-10 dakika önce duşa girmişti. Mesaj attığına göre çıkmış olmalıydı.

Kapısını 2 kez tıklayıp içeri girdim, "Çıktın mı-"

Dolabın karşısında altında eşofmanı, üstü ise çıplak duruyordu. Elinde de bir tişört vardı. Gelmeseydim birazdan giyeceği tişört olmalıydı.

Bedenini birçok kez görmüştüm ama onunla sevgili olduğumdan beri ne yapsa ya da nasıl görünse onu her zamankinden daha çok beğeniyordum.

Baştan aşağı onu süzdüm ve ona doğru ilerlemeye başladım. Vücudunu bana çevirdiğinde yüzünde her zamanki gülümsemelerinden biri vardı.

"Hayırdır? Beğendin sanırım?"

Elimi karın kasına değdirdim ve sonra hızlı bir şaplak attım. Bunu beklemediği için acıyla inleyerek elini karnına koydu ve iki büklüm oldu.

"Çok beğendim. Bir daha önceden haber et de psikolojik olarak seni böyle görmeye kendimi hazırlayayım."

Doğrulup bana baktı. Gözlerini kısmıştı, sinsi sinsi bakıyordu.

Tişörtünü hızlıca kafasından geçirip saçlarını düzeltti ve beni kendisine çekip önce dudaklarımı, sonra da boynumu öptü.

Ellerini belime sarıp bana sarıldığında ben de kollarımı boynuna doladım.

"Ne oldu kız, sevgi pıtırcığı seni." dalga amaçlı söylediğim söze karşılık başını boyun boşluğumdan kaldırıp yanağımı ısırdı.

"Ya!"  koluna vurup ondan ayrıldığımda gülerek köşedeki koltuğa ilerledi ve oturdu.

"Çok tatlısın he. Isırasım geliyor seni."

Elim hâlâ ısırdığı yanağımın üstündeyken ben de koltuğa ilerledim. "Sadece gelmiyor, ısırıyorsun zaten."

Yanına oturdum ve biraz sola dönüp ayaklarımı da kotluğun kol kısmına uzattım. Başım ise Yuji'nin omzuna dayalıydı.

"Nasılsın bebeğim?"

"İyiyim şekerparem, sen nasılsın?" ona karşı olan hitap şeklimi duyunca başını biraz eğip bana baktı ve güldü.

"Ben de iyiyim nutellalı krebim. Acıktım bu arada."

"N'apim? Yemek mi yapayım? Benim yaptığım yemekten zehirlenirsin biliyorsun."

"Benimkinden de zehirleniriz."

Kahkaha atarak doğrulduğumda o da gülmeye başladı. Birkaç yıl önce evde tektik ve dışarıda fırtına olduğu için kuryeler bir günlüğüne izinliydi. Biz de yemek yapalım demiştik ve kendimizi zehirlemiştik. Sabah gözümüzü hastanede açmıştık.

Gülmekten yaşaran gözlerimi elimin tersiyle silip ayağa kalktım. "Annem dolapta yemek bırakmıştır."

Kapıya ilerlerken onun da koltuktan kalktığını seslerden dolayı anlamıştım. "Annem?"

Merdivenlerden inerken omuz üstünden ona baktım ve sırıttım, "Annemiz değil mi?"

Duraksadı, sonra dudakları aralandı, yanakları hafif hafif pembeleşti. "Sana çok fena aşığım ben."