Beğenin lütfen
Yorum da atın 🔪
Öğle arasındaydık. Bacak bacak üstüne atmış bir bacağımı sallarken önümdeki boş deftere bir şeyler karalıyordum.
Yuji muhtemelen bahçede arkadaşları ile takılıyordu. Normalde ben de onlarla olurdum ama biraz yalnız kalmak istemiştim.
Sabah söylediği şeyler kafamın içinde dönüp duruyordu.
"Ben de sana bakıyorum."
"Fark etsene beni."
Yuji flörtöz biriydi. Bu yüzden şu ana kadar dediği şeyleri genellikle ciddiye almaz ve şakaya vururdum. Ama bu sefer ben bile şakaya vuramamış ve öylece ona bakmıştım.
Okula geldiğimizden beri de bu konuyu bir daha açmamıştı. Arada bir yanıma gelip her gün konuştuğumuz sıradan konular hakkında bir şeyler demişti o kadar.
Onu ilkokuldan beri tanıyordum. Erina teyzeden bile daha iyi tanırdım onu. Eğlence bağımlısı biriydi, dersleri önemsemezdi, piercing ve dövmeye bayılırdı, insan saçlarıyla uğraşmayı çok severdi...
"Jane-san." başımı çevirip sınıf kapısında bana bakan çocuğa baktım.
"Evet?"
Kim olduğunu bilmiyordum ama alt dönemlerden olduğunu biliyordum. Utangaç duruyordu.
"Gelebilir misin acaba?"
Sesi bile konuşurken titriyordu. Bu alt sınıfların utangaçlığı hem çok komik hem de çok tatlıydı. Sanki yanlış bir şey derslerse onları öldürecekmişiz gibi davranıyorlardı.
Elimdeki kalemi defterimin üstüne bıraktım ve sandalyemi geriye iterek ayağa kalktım.
Saatlerdir oturmanın verdiği uyuşukluk geçsin diye kollarımı havaya kaldırdım ve sağa sola doğru esneyip kapıya yöneldim.
Sınıfın önüne çıktığımızda koridorda 1-2 kişi hariç kimsenin olmadığını gördüm. Öğle arası olduğu için çoğu kişi bahçede ve yemekhanede olmalıydı.
"Ben... Şey diyecektim."
"Utanmasana benden be. Ne oldu? Bir şeye mi ihtiyacınız var?"
Alt dönemlerden çok kişiyle konuşmazdım ama alt dönemlerin ilgilendikleri kişilerden biriydim. Bir şeye ihtiyaçları olursa genellikle benden ve Yuji'den isterlerdi.
"Ben senden hoşlanıyorum." bir anda söylediği şeye karşılık gözlerim büyüdü.
Birincisi, ilgimi çeken biri değildi. İkincisi, asla alt dönemlerden biriyle birlikte olmazdım. Üçüncüsü...
"Ah... Üzgünüm, benim..." başımı sağa çevirdim ve penceren dışarıya göz gezdirdim. Onu reddedecektim ama nazik olmaya çalışıyordum.
O an gözüme bahçede arkadaşları ile konuşan ve kahkaha atan Yuji çarptı. Dudaklarımı tekrar araladım ve önüme döndüm ama başım yere eğikti.
"Hoşlandığım biri var." başımı kaldırıp gülümseyerek karşımdaki çocuğun omzunu sıktım. "Hem ben son sınıfım. Beni doğru düzgün tanımıyorsundur bile. Kendine daha çok uyan biri karşına çıkacaktır."
Biraz üzüldüğü belliydi ama anlayışlı bir biçimde başını sallayıp benden uzaklaştı. İç çekerek tekrar cama döndüm. Yuji hâlâ arkadaşları ile konuşuyordu.
Birkaç metre ötedeki bahçeye çıkan kapıya ilerledim ve kapının tam yanında durdum. Omzumu kapıya yaslayıp onları izlemeye başladım.
Daha 1 dakika bile geçmeden geçen gün koridorda kavga ettiğim kızın Yuji'ye yaklaştığını görünce kaşlarım çatıldı.
Tam yanlarına gittiğinde Yuji ona döndü. Kızın sırtı bana dönüktü, Yuji'de bana. Ama ben uzakta olduğum için beni henüz fark etmemişti.
Kız ona ne diyordu bilmiyordum ama Yuji ifadesiz bir şekilde onu dinliyor, arada bir kısa cevaplar veriyordu.
Sinirlerim bozulmuştu. O kızı gerçekten sevmiyordum.
O an Yuji'nin arkadaşları da onlara ne dediyse ikisi de gülmeye başladı. Kaşlarım iyice çatılmıştı. Hatta şu an gidip o kızı sürükleye sürükleye oradan uzaklaştırmak istiyordum.
Yuji etrafına bakınırken benimle göz göze geldi. Gülmesi duraksadı. Nasıl bir negatif enerji yayıyordum bilmiyordum ama irkilmişti.
Tek kaşımı kaldırdım ve çenemle kızı işaret ettim. Kıza döndü ve birkaç şey geveleyip hemen yanlarından ayrıldı.
Hızlı adımlarla bana gelirken kız da arkasını dönüp onun arkasından bakmaya başladı. Geldiği yerin benim yanım olduğunu fark edince yüzü düştü.
Kıza karşılık olarak hafifçe gülümsedim. Yuji yanıma geldiğinde içeri girdim, o da peşimden geliyordu.
"Lass. Önemli bir şey konuşmuyorduk."
"Eminim çok eğlenmişsindir konuşurken. Kahkahalar atıyordun." göz ucuyla ona baktım, hızlı adımlarla hemen yanımda yürüyordu. "Bana bile bu kadar gülmemişsindir."
Kaşları havalandı, "Abartma. Yemin ederim önemli bir şey konuşmuyorduk. Hem kendisi yanıma geldi. Reddedemezdim öylece, ayıp olurdu."
Aniden durup ona döndüm. "Reddedemez miydin? Lan ben 5 dakika önce bir çocuğun çıkma teklifini reddettim!"
Kaşları çatıldı, "Kim sana çıkma teklifi-"
Elimi "Sus" anlamında kaldırdım ve daha sonra da bahçe kapısını işaret ettim.
"Ayrıca reddedemezdim dediğin kız daha birkaç gün önce bana koridorun ortasında kevaşe dedi Yuji! Hatta sen de bunun için ona siktiri çektin!" önüme dönüp sınıfa girdim, "Hatırlıyorsan tabii..."
Kolumdan tutup beni kendisine çevirdi. "Özür dilerim. Yemin ederim biraz daha bir şeyler söylemeye devam etse onu diğerleriyle bırakıp yanına gelecektim."
Özür dilerken o kadar masum duruyordu ki daha fazla kızamadım. İç çekerek başımı yere eğdim.
"Ayrıca... Sen sanki kıskandın beni."
Gözlerim büyüdü. Kıskanmış mıydım? Tanrım, evet. Kıskanmıştım.
Bir parmağının tersiyle çenemi yukarı kaldırıp kendisine bakmamı sağladı. "Kıskandın mı?" dudağı kıvrıldı, "Kesinlikle kıskandın."
Gözlerimi ondan kaçırdım. Şu an buna cevap vermek istemiyordum. Kabul etsem işler farklı bir yere gidecekti. Reddetsem inat etmeye devam edecekti.
Tam o an evren bile bu durumdan kurtulmamı istermiş gibi zil çaldı ve birkaç saniye sonra insanlar sınıfa doluşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Terushima x Reader (Haikyuu x Reader)
FanficTerushima ile çocukluk arkadaşı olan Lassie, liseden beri onların evinde kalıyordur. Teru ile aralarında kopmaz bir bağ varken, bu bağ başka bir şeye dönüşecek midir?