Beğenin lütfen
Yorum da atın
"Buyrun efendim." kasadaki kişinin bana uzattığı kahveyi aldım ve gülümsedim, "Teşekkürler. Kolay gelsin."
Bir yandan telefona bakarken kapıya doğru gidiyordum.
Aniden birine çarpıp kahvenin dökülmesiyle şaşkınlıkla karşımdaki adama baktım. Beyaz tişörtü tamamen kahve olmuştu.
"Ayy!" etrafıma bakıp en yakın masadan kat kat peçete aldım ve kahve dökülen yere bastırdım. "Özür dilerim! Yanlışlıkla oldu, gerçekten!"
"Sorun değil, iyiyim." eliyle tişörtün kahve dökülen kısmını tutup tenine değmemesi için çekti.
Başımı kaldırıp ona baktım. Genç biriydi ve yüzü... Tanıdıktı sanki.
Elimden aldığı peçeteleri tişörtünün altına sokarken bana baktı, gözleri kısıldı. "Siz... Kulüpteki kız değil misiniz?"
"Kulüpteki kız derken?"
Birkaç saniye sonra haftalar önce Yuji ile gittiğim kulüp aklıma geldi. Orada bir adam ile konuştuğumu hatırlıyordum. Gözlerim kocaman açıldı, "Aaa! Kumral popo bey!"
Hafifçe güldü ve başını salladı, "Sadece sarhoşken bu şekilde hitap ettiğini düşünmüştüm. Merhaba sarhoş kız."
"Merhaba!" gözüm tekrar kahve dökülen tişörtüne kaydı, "Ay iyi misiniz ya? Valla yanlışlıkla oldu, özür dilerim."
"Sorun değil, dediğim gibi." başımı aşağı yukarı sallarken etrafımızdaki insanların neredeyse yarısının bize baktığını fark edince kaşlarım havalandı.
Tekrar karşımdaki adama döndüm. Yakışıklı diye bakıyorlardı herhalde.
Elini bana doğru uzattı, "Ben Akiro." ben de elimi uzattım ve elini sıktım. "Lassie."
"Memnun oldum Lassie." gülümseyerek başımı salladım, "Ben de. Bir şeye ihtiyacınız olmadığına emin misiniz?"
"Hayır yok, teşekkürler."
"Peki o zaman... Tekrardan üzgünüm. Hoşçakalın."
O da bana veda ettiğinde direkt kafeden çıkıp eve doğru yürümeye başladım. Kahve içme hevesim de kaçtığı için yeni bir kahve almamıştım.
15 dakika sonra eve geldiğimde salondan kalabalık bir topluluğun sesi geldiğinde kaşlarımı çattım. Ayakkabılarımı çıkarıp salona gittiğimde içeride bizimkilerin olduğunu gördüm.
Yuji, Oikawa, Kuroo ve Kenma playstation oynarken diğerleri de yerlere ve boş koltuklara oturmuş sohbet edip bir yandan da abur cubur yiyorlardı.
Yuji gözünü oyundan ayırmadan mırıldandı, "Lass, hoşgeldin güzelim."
"Selam çocuklar." üstümdeki ceketi çıkarıp bir koltuğun kenarına bıraktım ve Bokuto'nun elinde olan cips paketine elimi sokup ağzıma bir cips attım.
Başımı diğer taraftaki Akaashi'ye çevirdim, "N'aber Akaashi?"
"İyiyim Lassie-san. Siz?"
"Ben de iyi."
Koltukların arasındaki masanın etrafına oturmuş olan Tanakalar'ın yanına gidip oturdum ve oyunu izlemeye başladım.
"Yaz tatiline az kaldı." Atsumu'nun dediği şeye karşı başımı salladım. "Kız kesmeye sahile gidersin artık."
"Niye tek ben yapıyormuşum gibi bana söylüyorsun!" eliyle diğerlerini işaret etti, "Onlar da yapıyor!"
Ağzıma birkaç tane jelibon attım ve gülümseyerek mırıldandım, "Yavrum ben sana kötü bir şey demedim ki. Ben de kız kesiyorum." ona dönüp göz kırptım, "Birlikte keseriz artık."
Yuji sesli bir şekilde boğazını temizlediğinde başımı ona çevirdim, "Ay hayatım özür dilerim, seni unuttum!"
Yan gözle bana bakıp bir şey demeden oyuna döndüğünde ayağa kalkıp oturduğu koltuğun köşesine tek bacağımı koyarak oturdum ve saçlarını karıştırıp öptüm.
"Lan saplar var burada! Ayıp amına koyayım!" Tanaka'ya bakıp nah çektim ve ona inat tekrardan Yuji'yi öptüm.
Birkaç saat sonra herkes evden gitmişti ve Yuji'nin odasında uzanıyorduk. Daha doğrusu Yuji sırtını tarak başlığına yaslamış otururken ben de dizine başımı yaslamış uzanıyordum ve ikimiz de telefonlarımıza bakıyorduk.
"Lass." ismimi söylediğinde başımı ona çevirdimi "Efendim?"
Çatık kaşları ile telefonuna bakıyordu. "Yuji? Ne oldu?"
Gözlerini telefondan ayırıp bana çevirdi. Sinirli bakıyordu ve bu durum hiç hoşuma gitmemişti. Rahatsız bir şekilde doğruldum ve ona döndüm, "Ne oldu? Söyle."
Telefonunu bana çevirdiğinde başımı telefona yaklaştırdım. Gördüğüm şey ile gözlerim kocaman oldu ve telefonu elime alıp daha yakından baktım. "Hassiktir!"
Twitter açıktı ve ana sayfada Akiro ile benim fotoğrafım vardı. Benim, onun tişörtünü sildiğim sırada çekilmiş bir fotoğraftı.
Yanıtlar kısmına girdiğimde birçok kullanıcının beni kıskandığını söyleyen yorumlarını görünce gözlerim daha da açıldı. "Bu adam neymiş lan böyle?"
"Ünlü bir oyuncunun model olan oğluymuş." Yuji'nin soğuk sesi ile tekrar ona döndüm. Şaşkınlıktan onun bana sinirlendiğini unutmuştum.
Telefonu kapatıp kenara koydum. "Şansa karşılaştık, gerçekten. Üstüne yanlışlıkla kahve döktüm. Birkaç dakika konuştuk daha sonra da veda ettik."
Hiçbir şey söylemeyince yüzüm düştü. Dizlerimin üstünde ona doğru ilerleyip kollarımı onun boynuna sardım. "Kıskanacağın bir şey olmadı, gerçekten." çenemi başının üstüne yasladım ve saçlarını öptüm. "Seni seviyorum. O ilgimi çekmedi, çekemez."
Belimden tutup beni kucağına oturttu ve yüzümü inceledi. "Seni kıskandım... Bunu ne ile ödeyeceksin hanımefendi?" yüzünde yine çapkın bir gülümseme oluşmuştu.
Dudağım yana kıvrıldı, elimi boynuna çıkardım ve ona yaklaşıp dudağını yavaş ve nazik bir şekilde öptüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Terushima x Reader (Haikyuu x Reader)
FanfictionTerushima ile çocukluk arkadaşı olan Lassie, liseden beri onların evinde kalıyordur. Teru ile aralarında kopmaz bir bağ varken, bu bağ başka bir şeye dönüşecek midir?