Terushima x Reader (Haikyuu x Reader)

Otobüs

Beğenin lütfen 

Yorum da atın

"Tatile, gidiyoruz! Tatile, gidiyoruz!" hep birlikte ayaklarımızla ritim tutarak bağırırken başımı sağa çevirip camdan dışarı baktım.

Arazinin karşı tarafında gideceğimiz kamp alanının büyük tabelasını gördüğümde heyecanla ayağa fırladım ve elimle camı işaret ettim. "KARA GÖZÜKTÜ!"

Diğerleri hem bana gülüp hem de camdan dışarı bakarken otobüsün aniden sallanması ile zaten daracık yerde duran ayaklarım dengesini kaybetti ve koltukların arasındaki koridorda geriye düşmeye başladım. 

Belki götü kurtarırım düşüncesiyle ellerimi sağa sola atıp tutacak bir yer ararken Yuji hemen oturduğu koltuktan bana dönüp kolumu tuttu ve öne doğru çekti.

Gözlerim far görmüş tavşan gibi açılmış ona bakarken o ise kaşları çatık bana bakıyordu. Bu bakışı biliyordum, "Dikkat et." bakışıydı.

"Üzgünüm..." diye mırıldandım başım yere eğikken. İç çekerek yanındakine döndü, "Kalksana."

"Niye lan?" dedi yanındaki çocuk şaşkın şaşkın.

"Keyfim ve kahyası birader. Başka soru?"

Çocuk başını bana çevirdi, daha sonra olayı anlamış olacak ki ayağa kalktı. "Kanka sevgilim oturacak desene ya. "

Yuji'nin önünden geçip arkadaki boş koltuklardan birine ilerlemeye başladı. O sırada ben de Yuji'nin yanına oturdum ve ayaklarımı bağdaş kurup sağımdaki Yuji'ye baktım.

"Nasılsın çilekli waffleım?"

"İyiyim sütlü çikolatam, sen?"

"Ben de iyiyim kardeş, sağ olasın."

Kulağındaki kulaklığı çıkarıp tek kaşıyla bana baktı, "Rica ederim bacım ya... Anne baba nasıl?"

Gülümsedim, "Ellerinden öperler abiciğim. Seninkiler nasıl? Var mı yavuklun falan?"

O da artık sırıtıyordu. "Var var... Olmaz olur mu? Yanaklarından öper o da. Senin var mı?"

"Var tabii! Başka erkeklerle konuşmamı sevmez ama..." sanki başkasının dedikodusunu yapıyormuşuz gibi ona yaklaşıp elimle ağzımı kapadım. "Kekodur biraz. Sevgilim diye ona diyemiyorum ama... yavşaktır da."

'Öyle mi?' dercesine kaşlarını kaldırdı ve oturuşunu değiştirip iyice bana döndü. "Benimki de kafadan çatlaktır biraz. Hele bir de sarhoş halini görsen var ya... Tanrı sınıyor beni."

Elimi çok şaşırmış gibi ağzımın önüne getirdim, "Aaa! Yazık ya bize... Zor iş valla."

Başını sallayarak önüne döndü, "Öyle."

Başımı cama çevirip dışarıyı izlemeye başladım. 2 dakika bile geçmemişti ki birden bire Yuji'nin bana döndüğünü hissettim.

"Keko muyum ben harbiden?"

Başımı şaşkınlıkla ona çevirdim ve kahkaha atmaya başladım. "Çatlak mıyım ben? Manyak seni."

Aniden ona olan sevgim 100 katına artmıştı. Kafasını yavru köpekmiş gibi ellerimin arasına aldım ve saçlarını karıştırdım. "Oyy kuçu kuçu seni!"

Kaşları çatıldı, 2 saniye sonra ise bacağımı cimcikledi. "Hoşt kız. Deli etme beni."

Gözlerimi sinsi sinsi kıstım, "Edersem ne olur beyim?"

Dudağında şeytanice bir gülümseme belirdi, "Aramızda kalırsın."

Ne dediğini anlamadığım için kaşlarım çatıldı. Zaten bunu istiyormuş gibi gülümsemesi büyüdü. Etrafına bakındı ve bana doğru yaklaştı. Dediğini duymak için kulağımı ona yakınlaştırdım. 

"Yatakla aramızda kalırsın." dediği şey ile donakalmışken otobüsün durduğunu hissettim.

Herkes yavaş yavaş ayaklanıp çantaları ile inerken ben ise az önce Yuji'nin bilerek tahrik edici ses tonu ile söylediği şeyi düşünüyordum.

"Lass." başımı ona çevirdim. Çantasını omzuna asmış otobüs kapısında bana bakıyordu, "Gel hadi."

Sanki az önce dediği şeyi o değil de başkası demişti. Ayağa kalktım ve peşinden otobüsten çıktım.