To My Heart's

713 89 76
                                    

"Felix burada kalır mısın?"

______

Ettiği tekliften sonra aldığı olumlu cevapla beraber içinden içinden sevinmişti Changbin. Ondan sonra uykuları olmadığı için önce film izlemeye karar vermişlerdi. Şimdiyse televizyonun karşısındaki kanepede filmi izliyorlardı. Tabi Changbin daha çok beyaz çocuğu izliyordu. Arada beline giren hafif ağrıları umursamıyordu. 

Nasıl olsa geçer. Bu çocuk pamuk şeker mi? Dokunsam kızar mı? Babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi? Saçmalama Changbin altı üstü saç... hadi dokun... dokunabilirsin...1...2..3

Saçlarıyla eli buluştuğunda yumuşak tutamların elinden kayışıyla iç çekti. Felix'in dönen bakışları gözlerini bulunca rahatsız olabileceğini düşünerek geri çekmişti. 

'Hyung nerede yatacağım ben?'

Sorduğu soruyla aklına gelen ayrıntıyla kafasını bir yerlere çarpmak istedi Changbin. 

"Imm sen benim yatağımda uyursun bende burada kanepede uyurum."

Belinin ağrısı ikiye katlanacaktı ama Felixe değerdi.

'Hyung olmaz öyle zaten belin ağrıyor. ben burada uyurum.'

"Felix saçmalama yatakta yatıyorsun."

'O zaman sende yanımda yatıyorsun hyung en azından sabah bel ağrısıyla uyanmazsın.'

Dediği şeyle içinden sevinç çığlığı atıyordu. Tüm gece onunla uyumak mı tanrım sana geliyorum. 

"Peki o zaman gel sana rahat edebileceğin bir şeyler vereyim önce." 

Beraber odaya ilerlemişlerdi  Felix odayı incelerken Changbin dolabındaki kıyafetlerden çıkarmıştı Felixe. Boyları aynı olsa da kalıpları farklı olduğu için Changbin'in kıyafetleri Felixe bir iki beden büyük olmuştu. Changbin, Felixin güzelliğine ağlamak istiyordu.sonunda yatağa girebildiklerinde Changbin iki kişilik yatak aldığı güne şükranlarını sunuyordu.

"Felix" 

Konuşma isteğini durduramamıştı.

'Efendim'

Hafif uykulu ve daha kalın sesle içi tiredi.

"Neler yapmaktan hoşlanırsın?" 

'Demiştim ya hyung piyano çalmayı ve yemek yapmayı seviyorum'  

Biliyordu bunları ama konuşmak istemişti sadece. o sırada yerine daha çok yerleşerek uykusuna dalan çilliye odaklandı. Dirseğinin üzerinde kalkmış kafasında eline yaslamış bir şekilde küçüğünü yakından incelmeye başlamıştı. Küçüklüğünden beri perdeleri çekmezdi, onun için ayı yada yıldızları görmek mükemmel bir duyguydu.  Eğer onları göremiyorsa şehrin ışıklarını görmek bile içini rahatlatırdı. Şimdiyse bu alışkanlığı sayesinde küçüğünün yüzüne vuran ay ışığı ve ne kadar güzel olduğunu görüyordu.

Gözlerini kirpiklerinde konumlandırmış, beyaz kirpiklerin kıvrımlarını izliyordu. Gözlerindeki çillerinde ellerini gezdirdi. Küçüğün uykusu ağır olmalıydı ki kıpırdamamıştı bile. 1,2,3,4,5,6... Tüm çillerini saymıştı. Oradan daha aşağı inerek gözlerini ay ışığının vurduğu pembemsi dudaklara çevirdi. Tanrı özene bezene yaratmış diye düşündü Changbin. Bu kadar mükemmel olamazdı dimi sonunda daha fazla izleyememiş ona dönük bir şekilde uyuyakalmıştı. 

Sabahın ilk ışıkları odaya dolarken telefonun çalan alarmıyla gözlerini açmıştı. Dalgınlıkla elini kaldırıp alarmı kapatmaya çalıştığında elinin altında hissettiği yumuşak saçlarla gözlerini sonuna kadar açtı. Az önce alarm niyetine Felix'in yüzünde turlamıştı ki bu da Felixi uyandırmıştı. Şimdi uyku mahmurluğuyla gözlerine sevimlice bakıyordu. Tabi üzerine eğilmiş bir Changbin görmeyi beklemediği için tuhaf tuhaf bakmıştı.

Albino 《ChangLix》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin