On

664 84 61
                                    

O günün üzerinden bir hafta geçmişti ama Changbin hala etkisinden çıkamamıştı. Felixi her gördüğünde hafif içkiyle birleşen kirazlı nemlendiricinin tadı geliyordu aklına.

Herkes tüm yaşanılanları hatırlıyordu ama beklenilenin aksine ne Changbin Felix'ten kaçmıştı ne de Felix Changbin'den kaçmıştı. İkiside gayet doğal davranıyordu.

Changbin içten içe keşke o gün oyundan değilde beni sevdiği için öpüşebilseydik diye geçirdi.

Yanına bırakılan çantayla kafasını kaldırmış karşında ona gülen çilliye gülümsemişti.

'Niye tek başına burada oturuyorsun hyung.'

Derse girmek istememişti. Stüdyoda darlamıştı biraz bu yüzden kafetaryada oturup kahve içerken dinlenmek istemişti.

"Öylesine Lix. Senin dersin yok mu?"

Elindeki kahve bardağında gözlerini gezdiren felixten cevap bekliyordu.

'Vardı ama girmek istemedim. Kesinlikle seni görmek için dönmedim.'

İkinci cümleyi kısık sesle söylemişti ama bir sorun vardı ki Changbin'in seslerle arası çok iyiydi.

"Anladım."

'Bu hafta sonu yeniden çalışma yapalım mı? Az kaldı sunuma.'

Changbinin aklından tamamen çıkmıştı ödev.

"Olur."

Tepkisini merak ettiği için kısa cevaplar veriyordu.

'Yah hyung neyin var.'

Gerçekten o öpüşmeden sonra neyi olabilirdi ki. Hala harika hissediyordu ama felixin unutmuş gibi davranması sinirine dokunuyordu. O sırada içtiği kahvenin dudaklarına bulaştığını görmüştü.

"Felix"

Dudaklarını göstererek silmesi gerektiğini anlatmaya çalıştı ama bir sorun vardı felix anlamamıştı.
Elini dolgun şekilli dudağa götürerek silmiş ardından parmağına bulaşan kısmı dudaklarıyla temizlemişti.

Kıpkırmızı olmuş Felix kendini tatmin ederken güldü. Kendi kaşınmıştı beyazlı, eğer o unutmuş gibi davranıyorsa Changbin de hatırlatırdı.

'Hyung benim dersim vardı. Hay aksiye bak unutmuşum.'

Hızlı hızlı konuşan Felix kalkmış gitmeye hazırlanıyordu. Changbin küçüğüne geri yerine oturması için kolundan tuttu.

"Felix, demin girmek istemiyorum demiştin?

Köşeye sıkışmış gibi masum masum baka n çocuğa gülümsedi. Gözlerindeki gözler yavaşca dudaklarını bulmuş ardından yutkunmuştu beyazlı. Changbin mi? Kalp krizi geçirdi az önce. Beyninde aradığınız aboneye şuan ulaşılamıyor lütfen siktirip gidiniz sinyalleri dolaşıyordu.

'Changbin...'

"Hmm... Ne Changbin mi?"

Changbin o geceden sonra ilk defa hyung demeyen çocuğun karşısında titredi. Kafasını sallayan miniğe bakarken gelen soru daha fazla şaşırmasına neden olmuştu.

'Hadi bugün her şeyi geride bırakalım ve eğer istersen bir yerlere gidelim. Eğer istemezsen sorun yok gerçi ben çok fazla dışırıda duramam off ...'

Felixin dudaklarının üzerine işaret parmağını koyarak susturdu.

"Gidelim Lix~ Sinemaya gitmek ister misin? Güneş yok falan."

Aferim changbin az daha belli et.  Ayrıca parmağına değen dudaklardan elşne vuran nefesle huylanarak çekti. Keza eğer tutmaya devam ederse tüm dudağını, tüm çillerini, tüm yüzünü gezerdi.

Albino 《ChangLix》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin