Winner of Everything: We (Final)

577 63 48
                                    

Son iki aydır çalıştıkları ödev ardından yarışma derken ikiside oldukça yorulmuşlardı. Önceki gün özel ayarlanmış yarışma alanına öğretmenle beraber gitmişlerdi.

Toplam 8 takım vardı. Herkesin tarzıda oldukça iyi görünüyordu. Heyecanla bir   o yana bir bu yana gidip gelenler , felix gibi stresten kendini yiyenler ve changbin gibi rahat kişilikler bir aradaydı kısaca. Küçük sevgilisinin stresini alırken sıranın kendilerine gelmesiyle performansı sergilemişler ardından herkes gibi sonucu beklemeye başlamışlardı.

Hocalarına göre kesin almışlardı ama yine de bundan emin değillerdi. Az ömce sakin olduğunu sanan changbinin bile eli ayağı titriyordu. Küçüğüne birinci olmanın vereceği mutluluğu görmek istiyordu.

Sonunda sonuçlar açıklanırken 3.yü açıklamışlardı. Sonucu beklerken el ele tutuşmuşlardı.

'Evet şimdi yarışmamızın birincisini açıklama vakti. Yarışmanın kazananı-herkes nefesini tutmuş devamını bekliyordu- Seoul Sanat Ümiversitesi Kırmızı Ay Grubu! TEBRİKLER'

Changbine ve felix ilkte anlamasa bile ikisine birden sarılan öğretmenle beraber kendilerine gelmişlerdi. Mutluluklarını bir süre bir kenara bırakıp ödül olarak hazırlanan küçüj kupayı almışlardı.

Şimdiyse kendi evinden çıkmadan önce aynada kendini inceledi. İyi durduğuna kanaat getirdiğinde askılıktan motorunun anahtarını alarak evden çıktı.

Sokakları içindeki huzurla aşarken diğerinin onu bekleyeceği sokağa geldiğinde onun için yaptırdığı kaskı hatırlayarak gülümsedi.

Az ilerde binanın önünde pembe eşofmanlarıyla kendini bekleyen miniğin yanına sürdü. Önünde durduğunda kaskını çıkarıp gülümsedi.

Motorundan indikten sonra diğerini bileğinden tutup kendine çekerek sarıldı. Saçından gelen vanilyamsı kokuyu içine çekerek öptü.

"Gidelim mi meleğim."

Beline sarılan kolların ardından sırtında hissetiği okşanma hissi içini sıcacık yapmıştı.

'Gidelim binnie~'

Küçüğünden ayrılırken diğer kaskı çıkararak ona uzattı. Küçüğü şaşkınca bakarken elindeki kaskını kaldırarak gösterdi. Kendisininki dümdüz siyahken felixle uğraşmak için özel yaptırdığı kedi kulaklı siyah kaska güldü.

"Kediler için özel yapım. Kulakların içinde rahat etsin."

Felix göz devirirken küçücük bir gülümseme bahşetmişti. Elindeki bluetooth kulaklığı felixin kulaklarına taktı. Ardından küçüğün kaskını güzelce kafasına giydirdikten sonra kendi kaskını taktığında arkasındaki boşluğu ardından telefonundan şarkıyı başlattı. Beline sarılan miniğiyle beraber motoru çalıştırdı.

'Tut elimi, burdan gidelim. Olmaz demeden... Dinle beni bi.'

Motor sokakları hızla aşarken sahil yoluna yaklaştıklarında sağ taraflarındaki denizden esen hafif rüzgar felixin kulaklarındaki şarkıyla karışıyordu.

'Sen yokken ne gece ne de gündüz ne ay var ne tek bir yıldız... Her yer karanlık ve ıssız göremiyorum.'

Felixin kafasının sırtına hafiften sürtündüğünü hissetti. Huzur buydu işte motoru üzerinde yüzüne çarpan rüzgar ve beline tutunmuş oğlan.

Sonunda bir kaç gün önce kiraladığı sahil evini görünce yüzüne gülümsemesini oturturken sahilin otoparkına motorunu bıraktığında küçüğünü elinden tutarak evin yoluna gitti.

İnce uzun patika yolda miniğinin neşeli kıkırtıları kulaklarından içeri sızıyordu. Etrafa bakarak nerede olduklarını çözmek ister gibi bir hali vardı. Kümelerle evler denizin üzerinde konumlanmıştı, sahilden başlayan kısa tahta köprülerle evlere gidiliyordu.

Albino 《ChangLix》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin