Next

666 80 78
                                    

Benim biricik okuyucularım neden yorum atmıyorsunuuuzzz üzülüyorum gerçi taş çatlasa 50 kişisiniz ama olsun...//

Koltukta bir sağa bir sola yuvarlanırken gündüz programlarında zap yapıyordu. Yeni diziler çıkmıştı ve gün içinde sürekli onları verip duruyorlardı.

Sıkıntıdan off çekerek telefonuna uzandı, felix bir şey yazmış mı diye kontrol etti ki anlaşılan miniğide kendi kadar çekinmişti.

Dün gece neler mi olmuştu. Bir ara Changbin bayılıyordu bile. İtirafı ettikten sonra büyük bir olumsuzluğa kapılmıştı. O ana kadar olan şeyleri yanlış anladığını sanmıştı. Ama aksine kendine sıkı sıkı sarılan kollarla oldukça şaşırmıştı

Duyduğu şeyi atlatamazken yanağına birde öpücük kondurup gitmişti. Changbin eli yanağında bir saat boyunca orda dikilmiş gelen telefon sesiyle ayıkmıştı.

Küçüğü aynen şöyle demişti telefonda ; Changbin biraz daha aynı pozisyonda dikilirsen ambulansı arayacağım.

Konuşması biter bitmez kapatmıştı. Changbin duyduğu kalın sese karşın gülümsemiş ve oradan ayrılmıştı.

Şimdi benden mi hoşlanıyor cidden. Koltukta tekrar debelenmeye başladı. Heyecandan uyuyamamış uyusa bile zevk almayınca  oturma odasına geçmişti.

Kahvaltı yapmadığı için midesinden gelen gurultuyla ayaklandı. Üşengeç birisiyseniz yemek yemeyide unuturdunuz. Örnek Seo Changbin.

Dolaptan çıkardığı dilim kaşarı masanın üzerine bırakırken ekmekliktende tost ekmeğini aldı. Tostunu hazırlayıp yanınada çayını alarak tekrar salona geçti. Sehpaya kahvaltısını bıraktı.

Tostunu yerken teslim ettiği ödevlerin notlarını kontrol etmişti. Bir hafta sonra son ödevi yani felixle ortak yaptığını teslim edeceklerdi. Zaten her şeyi yoluna koymuşlardı. Maillerinide kontrol ederken son lokmalarını ağzına atmıştı. Saati kontrol ederken çoktan 14.00 olduğunu görmüş hayıflanarak bulaşıkları mutfağa bırakmıştı.

Kendine tatil verdiği günlerde bu vakit nasıl çabucak geçiyordu. Bunu sorgulamaya devam edecekti etmesinede alacaklı gibi çalan kapıyla, kafasını meşgul etmeyi bırakıp açmaya gitti.

Tabi ki açtığında iki dingilden başkası gelmemişti. Kim gelebilirdi ki zaten... Neyse changbinah bu mallarla idare et artık. Kendi kendine söylenirken diğer ikili çoktan eve girmişti.

'Hyung çay var mı çay???'

'Iyy azcık elit ol sung. Çay ne aq kahve var mı hyung'

İkisinin kafasınada bir tokat geçirdikten sonra mutfağa geçip üç bardak kola doldurdu. Bu iki gerizekalı yoksa kavgaya tutuşur beynini yerdi akşama kadar.

"Hayırdır niye geldiniz?" Sehpaya tepsiyi bırakıp ardından kendini de koltuğa attı.

'Kovsaydın canım."

Eline bardağını alıp bir yudum aldı.

"Onuda yaparımda canım sıkılıyordu bu yüzden sizi kovmayacağım."

Üstüne atılan jisungla kolasını zar zor dökmemeyi başardı. Ama jisung ondan kaçmayı başaramamış kafasına güzel bir şaplak yemişti.

'Hyung ya inş felix sana bakmaz amin.'

Dediği şeyle aptal aptal sırıtmaya başlaması diğer ikiliyi şaşkınlığa itti.

'Seungmin bu öbür dünyaya geçti.'

'Lan yoksa bir şey oldu bizim mi haberimiz yok jisung.'

İkisi aynı anda göz göze gelirken dudaklarından yüksek sesli bir küfür döküldü. Küfürü duyan changbin kendine gelirken konuşmaya girdi.

Albino 《ChangLix》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin