Friends

728 94 115
                                    

Masada çeşit çeşit kuruyemişler, kolalar, cipsler, farklı atıştırmalıklar bulunuyordu. Masayla işi bittiğinde üzerini değiştirmiş koltukta telefona bakarak vakit öldürüyordu.

Kapının çalmasıyla koşar adım gidip kapıyı açtı. Karşındaki minhoda gözünü gezdirdi. Şaşırmıştı en geç onun gelmesini beklerken en erken onun gelmesi cidden şüpheliydi.

'Changbin daha ne kadar kapıda dikilmeliyim?'

Sorduğu soruyla adamı kapıda beklettiğini hatırlayıp içeri gel işareti yaptı.

"Ah bir an şaşırdım senin erken gelmene."

Beraber salona geçerken minho masaya bakıp küçük bir ıslık çalmıştı.

'Atıştırmalıklara bayılırım.'

Araları iyiydi ama ilk defa bu kadar samimi oluyorlardı. Changbin çekinmeyi bırakarak koltuğa oturdu.

"İstediğin bir şey varsa yiyebilirsin yenisini koyarım."

Sanki ciddiyetini sorgular gibi bakan çocuğa gülümsediğinde, koşarak gidip karışık çerezleri alıp koltuğa kurulmuştu diğeride.

"Aynı Jisung gibisin. Sincap gibi bir şeyleri kemirmeden duramıyor."

Dediği şeyden sonra minhonun kasılır gibi olduğunu fark etmişti. Ama üstelemedi.

'Imm changbin, açık konuşacağım.'

Merakla gözlerine baktı.

'Ben aslında bu konuyu konuşmak için biraz erken geldim.'

"Hangi konuyu."

'Jisung, şey ben galiba Jisung'dan hoşlanıyorum.'

"NE!?!?! Sen homofobik değil miydin."

'Ne homofobiği Changbin.'

"Okuldakiler her daim senin homofobik olduğunu konuşuyorlardı hatta jisung ilkte projeyi seninle yapmak istemedi..."

Changbin kırdığı potla sessizleşti.

'Aptallar o ben değilim diğer Lee Minho perma saçlı olan... Peki sizi homofobik olmam niye gerdi ki değilimde neyse.'

Kapının tekrar çalması kurtarıcı melek gibi gelmişti. Ve bir saniye gerçekten meleği gelmişti. Elinde tuttuğu kutuyu gözünün önünde sallamış daha sonrada ellerine tutuşturmuştu.

Üzerine giydiği mavi kazak o kadar tatlı durmuştu ki gözlerinin rengini açığa çıkarmıştı.

'Selam Changbin hyung.'

Parlak gülümsemesi güneşin doğuşunu andırıyodu. Birlikte salona geçecekken tekrar zil çalmıştı. Kapıyı açtığında bu sefer kalabalığı gördü. Jeongin, Seungmin ve Jisung gelmişti. Hep beraber içeri geçtiklerinde salonun az da olsa daralmış olduğunu gördü. Odasında dolabının üzerinde duran yer yatağını alıp tekrar salona dönmüştü. Yere kanapenin önüne sermişti.

"Yere oturmak isterseniz."

Son olarak Hyunjin ve Chan da gelmişti. Masanın üzerindekileri orta sehpa olmadığı için yere taşımaya karar vermişlerdi. Herkes tabaklardan alarak ilerlerken Changbin aklına gelen kurabiyeyle mutfağa tekrar gitmişti.

Kutusundan çıkardığı kurabiyeler o kadar güzel kokuyordu ki dayanamamış ağzına bir tane atıvermişti.

"Ihmm... Çok güzel bu ya aşık oldum hee. Kurabiyeside kendi gibi..."

F'Çok beğendiysen yine yaparım hyung da kurabiyemde ben gibi???'

Changbin duyduğu kalın sesle kendine gelmiş araladığı gözleriyle masanın arkasındaki çocuğa bakmıştı.Elini ensesine atarken uydurması gereken yalanı düşünüyordu ama ilk defa cesur oldu.

Albino 《ChangLix》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin