Kendimi bildiğimden beri inatçı bir kişiliğe sahiptim. Hatta o kadar inatçıydım ki bana istemediğim bir şeyi yaptırmak için kırk atla atmanız gerekirdi. Tabularım vardı ve kolay kırılmazlardı. Eğer bir şeyi istiyorsam onu yapardım ve engellere takılmazdım. İsterdim ve alırdım.
Şimdi de karşımda durmuş olan iki alfanın bana söylediklerini dinlemiyordum bile. Çünkü kararımı çoktan vermiştim ve vazgeçmeyi düşünmüyordum.
"Jeongguk, orada hiç omega olmayacak. Senin gelmen çok mantıksız." Sehun hala vazgeçmem adına bir şeyler söylerken Namjoon hyung çoktan vazgeçmiş ve oturduğu yerden sıkıntılı bakışları ile bize bakıyordu. Üzülüyordum ona da, benim gibi bir omega ile uğraşıyordu.
"Vazgeçmeyeceğini sizde biliyorsunuz." Seokjin hyung oturduğu yerden bacaklarını masaya uzatırken elinde tuttuğu havuçtan bir ısırık aldı ve sonra havuç olan eliyle alfaları işaret etti. "Omegaya karşı hiç şansınız yok."
Ufak bir kıkırtı dudaklarımın arasından döküldüğünde Seokjin hyunga göz kırparak tekrar önümdeki alfalara döndüm ve anında yüzümü düz bir ifadeye getirdim. "Geleceğim."
"Ben pes ediyorum!" Sehun ellerini kaldırarak oturduğu yerden kalktığında hepimiz gülmüştük. Joy elini havaya kaldırırken "İşte omega gücü!" diye bağırdığında Jimin ve bende ellerimizi kaldırarak ona destek çıkmıştık.
Gözlerim Namjoon hyunga kaydığında hala sıkıntılı bir şekilde zemine baktığını görmem ile "Hyung," demiştim. "Endişelenme hem zaten lider alfa askerlerini de yollayacak demedin mi? Kokumu da gizlerim, omega olduğumu anlamazlar bile."
"Taehyung beni öldürecek. Tamam gel başımın belası." Sevinçle yerimde tepindiğimde "Merak etme hyung," demiştim. "Hiçbir şey olmayacak."
Ardından herkes kendi haline döndüğünde bende Jimin ve Joy'un yanına giderek muhabbetlerine dahil olmuştum.
"Dohwan nerede bu arada?" Yugyeom hepimizin merak ettiği soruyu sorduğunda hepimiz aynı anda kafamızı Namjoon hyunga çevirmiştik. Birden herkesin ona dönmesi komik geldiğinde kendi aramızda gülüşmüş ardından tekrar ona dönmüştük.
"Dohwan içerde." diyerek rahat bir şekilde arkasına yaslandığı sırada içeri ekürileri girmişti. Kangjoon ve Gayoung içeri geçerek oturdukları sırada hepimiz sessizce onları izliyorduk. Elle tutulur bir gerginlik hissi havaya yayılırken onları umursamadan tekrar döndüm Namjoon hyunga.
"Nasıl yani?"
Gayoung'un ezici bakışlarını üzerimde hissederken ona bakmadan Namjoon hyungu dinlemeye başladım. "Yabani alfalara bulaşması tutuklanması için gayet yeterli bir sebep. Birde yetmezmiş gibi onun yüzünden kasabamızı bastılar ve bir alfaya zarar verdiler." Taehyung ile dün revirde yaşadıklarımız aklıma geldiğinde yüzüme yayılan gülümsemeye engel olamamıştım. Omegam tekrar onu görmek istediğini söylerken bende en kısa zamanda buradan çıkıp onun yanına gitmek istiyordum.
"Nasılda sırıtıyor? Dohwan'ın tutuklanması hoşuna gidiyor, değil mi?" Tahmin ettiğim şey olmuştu işte. Gayoung daha fazla dayanamamış ve kalkıp sinirle konuşmuştu. Etrafa yaydığı feromonlardan oldukça sinirli olduğu da anlaşılıyordu. Kafamı arkaya atarak derin bir nefes alırken sabır dilemiştim tanrıdan.
"Gayoung saçmalama istersen." diyen beta Seokjin'i umursamamış ve üzerime doğru yürümeye başlamıştı. Kurdum ise anında ayaklanırken sivri dişlerini göstermekten çekinmemişti. Onunda sorunu buydu işte. Dohwan'a aşıktı ve bu yüzden de beni sevmiyordu. Yaklaşık iki sene önce Dohwan'la aramda geçen olaylara bir tek o şahit olmuştu ve o zamandan beri ona aşık olduğunu bu gruptaki herkes biliyordu. Aşkının karşılıksız olduğunu da herkes biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wild hearts and loves | taekook
FanfictionKim Taehyung, yıllar sonra kasabasına geri döndüğünde hiçbir şey bıraktığı gibi değildi. Buna Jeon Jeongguk'ta dahildi. omegaverse alfa taehyung omega jeongguk