Yanıyordum.
Aklımdan tamamen çıkmış olan kızgınlık dönemim birden kapımı çaldığında buna hazırlıksız yakalanmıştım. Karşılıklı kahvaltı yaptığımız masada yoğunlaşan kokumdan dolayı Taehyung kahvaltının ortasında birden "Kızgınlığın mı yaklaşıyor?" diye sorduğunda şok olmuştum. Sonrasında ekim ayının ortalarında olduğumuzu hatırlayarak onaylamıştım onu.
İkimizde burada durursa işlerin nereye gideceğini kestiremediğimiz için müsaade istemiş ve bir şeye ihtiyacım olduğunda kurduyla iletişim kurabileceğimi söyleyerek gitmişti.
Şimdi ise kabarmış erkekliğimle odamda deli gibi omeganın birinden aldığım bastırıcı ilacı arıyordum. Omegayı tanımıyordum fakat pazardayken Jimin ve ben onunla karşılaşmış ve sattığı bu bastırıcıyı almıştık. Sonunda en alt çekmecede bulduğumda ilacı içerek kendimi yatağa atmış ve etkisini göstermesini beklemiştim. Ardan geçen birkaç dakikanın sonunda vücudumun gevşediğini hissetmiş ve arkamda hissettiğim kaşıntı azalınca da kalkarak banyoya doğru adımlamıştım.
Üzerimdekilerden kurtulunca şişmiş penisim ile başbaşa kalmıştım. Soğuk suyu ayarlayarak altına girdiğimde biraz daha rahatlamış hissediyordum. Kızgınlık dönemlerinden gerçekten nefret ediyordum. Yaklaşık on beş dakikada yıkanıp suyu kapatarak bedenimi kurulamış ve gri bir eşofman altı ile siyah bir kazak geçirmiştim üzerime.
Evden çıkarak her zaman takıldığımız mekana doğru adımlarken oldukça garip hissediyordum. Sabah yediklerim midemden çıkmak için an kovalıyormuş gibiydi. Ayrıca yanımdan geçen birkaç omeganın garip bakışları ise kendimi oldukça kötü hissettirmişti. Yüzümde bir şey falan mı vardı acaba?
Birkaç dakikanın sonunda tanıdık mekanı gördüğümde aklımdaki düşüncelerde uçuşmuştu. Kapıyı ittirerek içeri girmiş ve içeridekilere selam vererek kendimi koltuklardan birine atmıştım.
"Ne yapıyorsunuz?" Sorum ile Sehun omuz silkmiş ve uzattığı bacaklarından birini diğerinin üzerine atmıştı. Sıkıldığı her halinden belli oluyordu.
"Yapacak hiçbir şey yok, öylece uzanıyoruz burada." Joy'da yattığı yerden mızmızlandığında gülümsemiştim. Sonra birden toparlanarak bana döndüğünde "Bizi boşverde sabah neler olmuş ya onu anlat sen!" demişti.
Aklıma gelenler yüzünden tekrar sinirlenirken arkama yaslanmıştım. Yugyeom'da anlatmam için yüzüme bakarken Sehun hala istifini bozmadan elinde tuttuğu kağıdı katlıyordu.
Onlara Kangjoon'un yaptığı şeyi anlatırken bir yandan da iyice garip hissetmeye başlayan vücudumu kontrol altında tutmaya çalışıyordum. Sürekli olarak vücudumda bir yerler kaşınıyor ya da kusacakmışım gibi hissediyordum. Üstelik terliyordum da ve mekanın çok fazla sıcak olmadığına emindim. Sabah yaşanan her şeyi anlattıktan sonra susmuş ve tepkilerini izlemiştim.
"Yani, beni şaşırtmadı Kangjoon korkak bir alfa." Yugyeom'da kafasını sallayarak Joy'a katıldığını belli etmişti.
"Hala bizimle takıldıklarına inanamıyorum."
Aniden açılan kapının sesi ortamda yankılandığında hepimiz o tarafa dönmüştük. Seokjin hyung ve Namjoon hyung telaşlı bir şekilde içeri girdiklerinde merakla açılmış gözlerimle onları izlemiştim. Namjoon hyung etrafta dolanıyor ve kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu fakat anlamıyordum. Kenarda bulunan çekmecelere doğru ilerlediğinde hepimiz sessizce onu izliyorduk.
"Bir sorun mu var?" Sehun ilk kez konuştuğunda Seokjin hyung ona dönerek "Jimin rahatsızlanmış." demişti.
Kaşlarım çatılırken biraz doğrulmuş ve alnımda biriken ter damlalarını kazağımın ucuyla silerken "Neyi varmış ki?" diye sormuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wild hearts and loves | taekook
FanfictionKim Taehyung, yıllar sonra kasabasına geri döndüğünde hiçbir şey bıraktığı gibi değildi. Buna Jeon Jeongguk'ta dahildi. omegaverse alfa taehyung omega jeongguk