Yeşil bukleler, utançla hafif kızarmış çilli yanakları, elini ensesine atmış ama son gördüğü ana kıyasla uzamış ve ciddi derecede değişmiş vücudu. Deku oradaydı.
Sesini yeniden duyuyordu, onu yavaşça süzdü ve gerçekten orada olduğundan emin oldu. Kendini o kadar bir daha görmeyeceği gerçeğine inandırmıştı ki bu onun için bir tür mucizeydi, kollarında sargılar vardı ama bunu sorun ediyor gibi durmuyordu. Saçları biraz daha uzamış ve karışmıştı, buraya aceleyle geldiği belliydi.
"Başından beri buradaydım, sadece orada çok dikkat çekeceğimi düşündüm ve Minadan şimdilik bundan kimseye bahsetmemesini istedim. Hatta, sanırım az önce çıktılar, mükemmeldin! Arada geçen zamanda hiçbir şey değişmemiş, her zamanki gibi müthiştin Kacchan."
Kacchan
Kacchan
Katsuki'nin kalbi tekledi. Çocuk ışık hızıyla konuşmaya devam etti.
"-Ve, müziğe geri dönmene gerçekten sevindim."
"Deku." Dedi hırıltılı bir sesle, yeşil saçlının sesi anında kesildi ve beklentiyle ona baktı.
"Bana kahrolası neler olduğunu anlat! Gittikten sonra nasıl sikimsonik yerlerde kaldın, neden oyuncuların kasıtlı öldürme listesine girdin? Neden bana hiçbir şey söylemedin? Sen dünyanın en beceriksiz insanısın, bu zamana kadar nasıl hayatta kaldın? Şu kollarının haline bak."
İzuku dudaklarını ıslattı, bu uzun bir konuşma olacaktı. Ve oldukça gergin. Duvarla bitişik koltuğa oturduğunda onu takip etti ve karşısına oturdu.
"İlk gittiğimde olur da bir çatışmada kalırım diye dövüş becerilerime geliştirmeye çalıştım çünkü biliyorsun, pek iyi değildim... Toshinori Sensei bana gerçekten çok iyi ipuçları verdi ve beni eğitti. Gelişmek için çok çaba harcadım-"
"Görebiliyorum." Dedi alayla,
"Bu bir buçuk yıl içinde güncel her şeyi takip ederek ölüm sıralarını listeledim ve belli bir düzen bulmaya çalıştım. Kişilerle veya aileleri ile tanıştım, hayatları hakkında önemli olan noktaları öğrendim ve onları birleştirmeye çalıştım. Eğer sıradakinin kim olduğunu bilirsem o gün yanına gidip kurtarabileceğimi düşündüm am tek şansım vardı, eğer iki farklı kişiyle 'o' günlerinde birlikte görülürsem benden şüphelenirlerdi."
Arka cebinden üstünden no 32 yazan minik bir not defteri çıkarıp ona uzattı, Katsuki defteri aldı ve sayfalarını karıştırdı. İlk sayfalar isimlerle doluydu. Çok, çok fazla. Bu insanların hepsi teker teker bir kukla gibi öldürüldü. Başta isim ve soyad benzerliklerini ele almış, kırmızıyla isimleri işaretlemişti.
Muhtemelen bundan bir şey çıkmadığından bu sefer sadece haberlerde bahsedilen kişilik özellikleri yazılmıştı başta çok genel şeylerken ilerledikçe bilgiler derinleşmiş -en sevdiği renk, en iyi arkadaşı, yaşam yerleri, arkadaşının hoşlanmadıkları veya eski sevgilileri- tabii ki bu kadar basit bir konu olmadığını tahmin edebiliyordu ama belli ki en küçük bir noktayı kaçırmak istememişti.
Sonlara doğru ise geçmiş yani bu olayın başladığı ilk aylara dair bilgiler vardı.
"İlk aylarda kaçırılanların tamamı Shizuoka'da, yani burada yaşıyor. Sanki zaman ilerledikçe göze batmamak için yavaş yavaş dağılmışlar, diğer şehirlerde belli bir sıra yoktu ama buradaki herkesin bir şekilde birbiriyle ilişkisi vardı. Sadece tanışıklık bile olsa, tesadüf olamayacak kadar fazla tekrarlandı. Ve sonunda buradakilerin ana örüntüsünü çözdüm ve tek bölgeye odaklandım, her seferinde bir diğerinin son görüştüğü kişi hedef alınıyordu. Ama şehir sıralamasını da çözmeliydim ki-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
grave || bakudeku
Fanfictionbasically şehirde her hafta ölecek kişilerin ismini gösteren bir cenaze aracı vardır ve eski ünlü müzisyen katsuki bakugo kendisine yabancı gelmeyen bir isimle karşılaşır.