Yaşam ve Ölüm

614 62 17
                                    

Ne telefon ne de televizyon vardı evinde çünkü bir sonrakinin kim olacağı ya da yakalamak için yapılan aldatmaca yayınlar onu ilgilendirmiyordu. Artık müziği de tamamen bıraktığından yapacak hiçbir şeyi kalmamıştı. Yiyordu, uyuyordu, çoğu zaman yeniden düşüncelere kapılıp kendine olan nefretini yineliyordu.

Çünkü haklı olduğu tek bir nokta bile yoktu, tamamen gururuna ve gereksiz özgüvenine yenilmişti o kadar. Buzdolabını açarken başında hissettiği ağrıya lanet etti, günlerdir sürüyordu ve sebebini bilmiyordu. Geçecek gibi değildi ve ne yazık ki ağrı kesici alması gerekiyordu.

Oysa dışarı çıkmaktan da nefret ederdi.

Genelde tüm o insanları görmek istemediğinden.

Genelde Deku olmadığından.

Özellikle de bugün, görünüşe göre Hagakure adındaki kızın cesedi kaldırıldıktan sonra bir sonraki kişinin ismi açıklanacak. Kukla gibi oynatılıyorlar, kimse sesin çıkarmıyor. Bir tür komedi gibi. 

Sarışın üstüne yıpranmış kot pantolonunu ve siyah kapüşonlusunu geçirdi ve olabildiğince az dikkat çekmeye özen gösterdi. Anahtarını alıp kapıyı kapatmaya bile zahmet etmeden binadan ayrıldı.

Gözlerini kaldırımdan çekmemeye çalıştı, çünkü aynı döngüyü izlemek artık acı veriyordu. Göz yakan ışıklar, soldan dönüldüğünde yüksek bir müzik sesi.

Rahatça nefes veren insanlar, nadiren korkuya kapılanlar da var. Ve bir sonrakini görmek için panonun etrafına toplanan kalabalık, bunları atlatabilirse eczaneye ulaşmayı başarabilirdi.

İlk adım tamam,

Sesleri göz ardı et.

Asla düşündüğü kadar umursamaz olmamıştı.

İşte, geçti gitti. Şimdi şu figüranların yaptığı kalabalığı aşarsam... Ama kimin olduğunu merak ediyorum, işte bu yüzden dışarı çıkmıyorsun. İradeni sikeyim Katsuki, sadece geçip git.

Ama yine de insanları omuzlarından ittirerek öne geçti, bunu engelleyemiyordu ne zaman gelse bakmak istiyordu geçen sefer olduğu gibi. Hayır, kendi hayatı umurunda değildi, gerçekten. Bir başkası için.

Arada "Bu Katsuki Bakugo değil mi!? Ne kadar değişmiş." Fısıltılarını işitti, demek hala hatırlanıyordu. Ne işe yarayacaksa.

Rengi solmuş kırmızı gözlerini karşıya dikti,

İzuku Midoriya (1) 

"Be-ben İzuku Midoriya! Senin en büyük hayranlarındanım aslında-"

Bekle,

Hayır... Onları takip edecekti, yaşayacağının garantisi asla olmamıştı o buna rağmen gitmeyi seçti ve asla geri dönmedi.

Yani, o hala hayatta mı?

Yaşıyor.

Deku yaşıyor.

Allah kahretsin!

Deku ölecek.

Katsuki o ana dek neredeyse üç yıldır kalbinin ritminin değiştiğini hissetmemişti, ama bu isim tüm bedeninin buz kesmesine neden olmuştu. Dakikalarca orada durdu, algılamayı denedi. Evet çok derinlerde bir yerde onun için bakıyordu ama göreceğine hiç şans vermemişti. Oradan uzaklaşması gerekiyordu.

Hızlı adımlarla eczaneye yürüdü, açıkçası yapacağından emin olduğu tek şey buydu. Oraya vardığında bomboş olduğunu fark etti, ihtiyacı olanı alıp çıktı. 

Deku yaşıyor ama iki gün sonra öldürülecek, gerçekten onları takip etti demek? İsminin yanında 1 yazıyordu, başka türlü neden ana liste dışında olsun ki. Peki neden bu kadar geç fark ettiler? O gerçekten bir şey mi başardı?

Öleceğini biliyor mu? Kaçışı var mı?

Fark etmeden tuttuğu nefesini bıraktı ve kalp atışları düzelene kadar bekledi.

Yıllar sonra, onu görme şansını öylece kaçıracak mıydı? Ama onu burada bulamazdı ve sokaklarda dolaşması tamamen saçmalık olurdu.

Hah... Yapabileceği hiçbir şey yoktu.

Zaten Deku onun için neydi ki? Arkadaş mı? Kesinlikle hayır. Sadece peşini bırakmayan bir hayrandan ibaretti.

Hayır, saçmalık, öyle olmadığını biliyordu.

***

Aynı şekilde evine geldiğinde üstündekileri ışık hızıyla çıkarıp koltuğa geçti, aylar sonra ilk defa televizyonu açtı. Belki de nerede olduğunu söylerlerdi ve konuşurdu, konuşmalıydı.

O gün aslında gerçekten öyle düşünmediğini söylemesi gerekiyordu.

"-Bugün saat altı civarlarında belli oldu, uzun süre sonra ilk defa 1 sayısını gördük. Ne söylemek istersin Hisashi?"

"Kesinlikle alışılmadık bir durum, İzuku Midoriya'nın geçmişi araştırıldığında sadece annesinin ismine ulaşılıyor yani onu hedef yapacak herhangi bir bilgi yok. Fakat 5 yıl öncesine kadar birkaç paparazi tarafından Katsuki Bakugo ile çekilen fotoğraflarına rastladık, izleyicilerimiz konser fotoğraflarını da incelemiş ve bize onun da olduğu birkaç kare gösterdiler."

Kırmızı gözlüklü kadın düşünceli bir şekilde gözlerini kıstı,

"Evet, fakat bu onu nasıl bir hedef haline getirdi?"

"Oyuncular eylemlerine başladıktan birkaç ay sonra tamamen iletişimleri kesildi, belki de o da üyelerden biriydi?"

Oyuncular, katillere seslenmek için ne yumuşak bir isim seçimi.

"İlginç bir düşünce, sizce bu yüzden mi Katsuki onunla iletişimini kesmek zorunda kaldı?"

"Sadece varsayım, eğer durum bu ise ihanet etmiş olabilir ve şimdi kasıtlı kurban oldu."

Kadın onu onaylayan mırıltılar çıkardı,

"Ama bunların olasılığı düşük, değil mi?"

"Yani, oyuncular ile başka ne tür bir iletişimi-"

Kumandayı sinirle yere fırlattı, bir daha televizyona açmayacaktı. Şimdi de herkesi kurtarmaya çalışan çocuğu katil mi ilan etmişti? Orospu çocukları...

Gözleri yeniden piyanosuna dikildi, Deku gittiğinden beri çalmamıştı. Onun anlamsız iltifatları olmadan çalmak çok gereksiz gelmişti.

Ne kadar ezik bir düşünce biçimi!

Onun her konserine gelmişti, bir kez kaçırdı. O günün ertesinde, Katsuki çalma isteğini öylece bir anda kaybettiğini hissetti. 

Kendi konserinin ortasında parmaklarını ateş değmiş gibi hızla müzik aletinden çekmesinin kareleri aylarca internette dolaştı.

Katsuki Bakugo'ya ne oldu?

MÜZİK DÜNYASINA DEVRİM YARATTIRAN GENÇ MÜZİSYEN KARİYERİNİ SONLANDIRDI

Katsuki Bakugo'nun gizli kalmış geçmişi!

Ellerini kullanamaz hale mi geldi?

Ve ertesi gün baterist olarak gitmesi gereken mekana gitmedi, sonraki gün de, ve bir sonraki gün de.

3 yıl göz açıp kapayana kadar geçti.

Havanın karardığını fark ettiğinde hiç uykusu olmadığını fark etti, geçmişi üzerine düşünmemeyi tercih ederdi ama bu sefer kaçamadı.

Her zaman gelirdi.

Tabii ki! O her zaman gelirdi.

Tamamen aptalca bir düşünceydi ama kaybedeceği tek şey Deku olabilirdi ve bunu engelleyemezdi, ancak onu son kez görebilirdi. Belki de sadece hayal kuruyordu, belki bambaşka bir yerdeydi ve haberi olmayacaktı,

Belki de, görecek ve gelecekti.





grave || bakudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin