Melodi

229 26 3
                                    

İzuku zihni bulanık bir şekilde güne devam etti, ana dersleri bittikten sonra klasik fiziksel antrenmana geçtiler. Zaman zaman bedeninin uyuştuğunu hissediyordu ama kontrol ettiğinde dokunuşları hissediyordu. Muhtemelen önemsizdi, yine de sadece odasına gidip uyumak istiyordu. Bedeni ve aklı feci derecede yorgundu belki ilaç falan alabilirdi?

Gün bittiğinde rahat bir nefes vererek odasına yöneldi ama Uraraka ile karşılaştı, onu severdi, gerçekten. Ama o an dikkati fazlasıyla dağınıktı. Kız gülümseyerek yanına geldi ve iyi olup olmadığını sordu, ah, tabii ki anlaşılmıştı.

"Beni merak etme!" Sahte ama inandırıcı bir gülümsemeyle devam etti, "Kendimi antrenmanda fazla zorladım sanırım... Biraz dinleneceğim."

Kahverengi saçlı kız anlayışla gülümsedi.

"Bir şey olursa lütfen haber ver, ayrıca bizimkilerle sinema gecesi yapacağız. Gelmek istersen buradayız."

İzuku onu onayladı ve merdivenlerden çıkmaya başladı.

- Aynı gün -

Katsuki ter içinde gözlerini açtı, kalbi deli gibi çarpıyordu. Dakikalarca odasına göz gezdirdi ve tanımaya çalıştı.

"Siktir, siktir, siktir."

Başı ağrıyordu ve berbat hissediyordu, gözlerinin önüne her saniye yeşil kıvırcık saçlar, parlayan gözler ve o kişiye ait çiller geliyordu. Sadece, ne oluyordu be?

Hayatı boyunca hiç bu kadar kafası karışmış hissetmemişti, derin nefes alarak kendini sakinleştirdi, yataktan kalkarak yüzüne soğuk su çarparken bir süre aynada kendini izledi. Gerçekliğinden emin olmak için kendine vurdu, hissediyordu. Ama hala inanamadı, kendini kısa süreli bir evrende sıkışmış gibi hissetti, yeniden.

Hayır, telefonundan takvime baktı. Sadece bir gün geçmişti, yani rüya görmüş olmalıydı...? Rüya için fazla uzundu, ayrıca gerçekçi. Üstüne düşünmek bile istemiyordu. Gömleğini dikkatsizce giyerken bunun rüya olduğunu kabullenmişti. Zaman geçişleri vardı, ayrıca çok mantıksız şeyler.

Mantıksız şeyler demişken...

Deku.

Oh.

Oh...

O, bunun hakkında ne düşüneceğini bilmiyordu. Yani tüm bunlar, ona çok yabancıydı. Deku mu? Bu çok saçmaydı, saçma olmalıydı, ama kalbi öyle demiyordu. Yutkundu, kızlar hiç ilgisini çekmemişti ama erkekler? Ama Deku? Liseye girdiklerinden beri suçluluk onu yiyip bitirdiğinden yardım etmeye başladı ama sadece kendi iyiliği için değil. Hoşuna gidiyordu yardım etmek falan, neyse işte.

Arkadaşlar mıydı? Hiç olmamışlardı.

Çocukken bile aralarında diğer arkadaşlarından daha güçlü bir bağ vardı. Katsuki özgünlüğü çıktıktan sonra bunu mahvedene kadar en azından.

Ama telafi etmişti, az da olsa, öyle olmasını umdu, İzuku'nun içten içe onu affetmesini umdu. Bunları düşünmemek en iyisiydi, gün bitmeye yakın Kirishima yanına uğradı, klasik bir sohbetti ve açıkçası Katsuki dikkatini veremedi.

"-Tüm gün ona bakıp durdun sanki."

"Kim?

"Midoriya'ya, heyy dinliyor musun beni? Ders boyunca ona bakıp durdun, bir şey mi oldu merak ediyorum."

"Hah? Tabii ki olmadı! Ayrıca sanane."

Kirishima gözlerini kıstı, arkadaşının verebileceği en abartılı tepki buydu.

"Tamam dostum... Sadece sordum sakin ol," derin bir nefes aldı.

"Sakinim!?"

"Ben buradayım, konuşmak istersen, ciddiyim ve bir şey olduğunu hissediyorum."

"Siktir git boktan saç"

"Hadi Bakugoo"

"Bir şey yok dedim!"

"Var! Görüyorum, birine anlatırsan için rahatlar, hem belki yardımım olur?"

"Pekala," Dedi sinirle ve sırf rahat bırakması için konuştu.

"Hiç bazı tür rüyaların çok gerçekçi oldu mu..?" 

"Ne tür?"

Hayır bunu yapmıyorlar, Katsuki hazır değil.

"Öldüğünü falan gördün mü?" Kafasına asıl takılan bu değildi ama diğerini söylemesinin imkanı yoktu.

"Ehh, birkaç kere ağır yaralandığımı falan görmüştüm. Ama bildiğim kadarıyla rüyalar tam ölme aşamasında bitermiş, çünkü bilincin ölümü daha tecrübe etmediğinden gösteremezmiş."

"Aslında bu gerçekten yardımcı oldu..." Sarışın mırıldandı, temelde öldüğünü hiç görmedi ve son anda da uyanmıştı... Yani tüm bunlar beyninin yarattığı anlamsız bir gerçeklikti, bir daha olmayacaktı.

Yatacağını söyleyerek merdivenlere yöneldi,

"Ah, bu arada akşam sinema gecesi yapacağız! Haberin olsun yani."

- - -

İki genç de gözlerini kapatsalar da uyuyamadılar, çok sinir bozucuydu çünkü ikisi de sadece ertesi güne geçip bunları unutmak istiyordu. Ama ya aynı şeyleri görmek istemediklerinden ya da sadece uykuları gelmediğinden. (Ki Bakugo için nadir olur, uyku saatleri her zaman aynıdır.) Belki de arkadaşlarının davet ettiği sinema gecesi için aşağı inebilirlerdi...

Ve uykuları geldiğinde geri gelirler, evet, bu mantıklı. İzuku kapısını açtığında üst kattan inen çocuğu gördüğünde gerildi, nasıl aynı anda denk gelebilirlerdi?! Hiçbir şey söylemeyebilirdi ama garip kaçardı, yoksa kaçmaz mı? Zaten çok konuşmuyorlar, gerçi son zamanlarda konuşmaya başladılar. Yo, onunla ilgili böyle... Bir rüya gördükten sonra konuşmamak en iyisiydi yoksa garip davranabilirdi. Ayrıca, bir yanı... Garip bir şekilde merak ediyordu da,

Her neyse.

Kısa süre göz teması kurdular ama hemen bitti, 

"Aşağıya mı iniyorsun?"

"Evet." Oh, Katsuki'nin sesi sert çıkmıştı... Keşke hiç ağzını açmasaydı. Sessizce aşağı indiklerinde televizyonda aksiyon filmi oynuyordu, koltuklar doluydu bu yüzden İzuku Todoroki'nin ayakucuna oturdu ve Katsuki Koltuğun kenarına yaslanarak kolunu başının arkasına koydu. Yatmak üzere olduğundan saçları gün içindeki kadar keskin değildi, karışmıştı. Onu izlerken açıkça zaten filme odaklanamayan kırmızı gözler onu yakaladı, İzuku ani bir kararla bakışmayı sürdürdü.

Bakugo gözlerini kaçırmamak için zor duruyordu ama zayıf gözükeceğini düşündü, yeşil gözlerin de düşündüğünü anlamak zordu. Sert duruyordu, kaşları çatık ve...

O zaman da öyle görünüyordu.

Ah kahretsin.

Nasıl bir sapıktı da hala aynı rüyadaki o anı düşünüyordu?!

Ama cidden...

Televizyondan gelen patlama sesiyle odakları bozuldu ve filmi izlemeye devam ettiler, bazıları uyumuştu veya film bittikten sonra odaya çıkmışlardı. Bakugo ve Midoriya hala oradaydı, uykuları gelmemişti. Kaminari, Sero ve Mina da sohbet ediyorlardı arada onlara da laf atılıyordu.

Ve o an İzuku aklında sabahtan beri dolanan şarkıyı mırıldanmaya başladı, rastgele, hatta farkında bile değildi. 

-Cenaze arabası geçerken gülme, çünkü sıradaki sen olabilirsin. 

Çok sesli değildi ama yakınında olduğunda Katsuki onu duydu, mırıldanmalarına kulak asmazdı ama bu tanıdık geldi ve dinledi. Çocuğun mırıldanma sesi bile hoşuna gidi- ah neyse.

Bu melodi neden tanıdık geliyordu?

Çok üstünde durmadı belki de şimdi uyuyabilirdi, saat oldukça geç olmuştu. Yavaşça odasına çıkarken aniden şarkıyı nereden duyduğunu hatırladı.

Siktir.

Cidden, hassiktir.


grave || bakudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin