"İzuku'yu bana geri getirin, lütfen..."

254 30 16
                                    

Yazın dediniz yazıyorum ama cokta seyapmayın, bisiler oldu kotu, seylr. AMA MORALINIZI BOZMAYIN HEP KOTU SEYLER OLUR OPUYORUM HEPINIZI NEYSE OKUYN KACIYORUM. He bir de pcden yazdığımı telefondan okuyunca nedense soru işareti veya noktayla bırlesık olmus bazı harfler kriz gecirdim szıden ozur dilerim :( Medyadaki şarkıyı dınleyın onemlı!!!

-

İzuku göz kapakları kendi kendine kapanmaya başladığında saat gece üçü gösteriyordu, orada uyuyakalmamak için ayaklandı ve kendi yatağına gitti. Fakat başını yastığa koyduğu anda yeniden bitmeyecek bir kabusun başlayacağından korktu ve uykusu aniden kaçmıştı.

Sadece rüyaydı evet, ama anlatamayacak kadar başka bir şey vardı. Sanki bir geceden çok daha uzun sürmüştü ve hissetmişti. Her şeyi canlı canlı hissetmişti.

Acaba Kacchan neden geç saate kadar orada kalmıştı? Çocukluklarından beri erken yatardı, kendinden başka kimseye doğru düzgün dikkatini veremediğinden onun da farklı davrandığını anlayamamıştı.

Oflayarak ortak salona geri dönmek için merdivene ulaştı ve tam karşısında duran sarışını gördü. Evet, tam zamanıydı.

Katsuki ona sormak istedi, gerçekten istedi ama yanılıyorsa küçük düşecekti. Komikti çünkü onun yerine çoktan İzuku bir şey sormak istediğini söyleyerek asansöre binmişti.

Ne olacağını tahmin edebiliyordu ama kesinlikle düşündüğü gibi olmadı,

Yeşil saçlı asansörü durdurdu, boşukta sallanarak duran makinanın içinde şaşkınlıkla ona baktı.

"Bu da ne demek oluyor be!?"

İzuku ona yaklaşırken geri gitmeye çalıştı,

"Bazen sadece geçici olduğunu düşünüyordum..." Diye mırıldandı İzuku.

"Neyin?"

"Ama bu bedene gerçekten ciddi derecede takıntılısın ha? Kacchan~"

"Siktir, hayır."

Yeniden olmaz.

Çocuk gerçek mi hayal mi olduğunu anlayamadı ama yeniden aynı gerçeklikte hissettiriyordu.

"Ne kadar reddetsen de dönüp dolaşıp geri dönüyorsun," 

"Yapmazsın..." Katsuki ne kadar korkak davrandığına sinirlendi, bu sefer daha farklıydı? Galiba.

"Seni öldüreceğim."

Yeşil gözler korkuyla geri çekildi,

"Ne? Kacchan? İyi misin sabahtan beri tuhaf davranıyorsun..."

Katsuki gözlerini kırpıştırdı, ne?

Hayal mi görmüştü gerçekten? Asansör açıkça çalışıyordu.

Kahretsin.

"Benden uzak dur Deku."

"Neler oluyor? Belki anlatırsan yardımcı olabilirim."

"Sen yardım falan istemiyorum! Sadece yaklaşma bana yoksa seni öldürürüm."

"Anlamıyorum..." Aniden gülmeye başladı, eliyle ağzını kapattı ve devam etti. Katsuki'nin gözleri büyüdü, yeniden karanlığa düşmüştü. Ne sikim oluyordu?

"Siktir git, benim aklımla oynayamazsın."

"Açıkça yapabiliyorum beyefendi." Bu sözler İzuku'nun dudaklarından dökülüyordu ama ona ait değildi.

Başından beri tüm bunlarda tek başına mıydı? Kahretsin.

"Bana bak, bu basit oyunlara kanmam ben."

Elindeki patlamaları serbest bırakmak üzereyken aslında tam olarak istenileni yaptığını fark etti, onu öldürecekti, siktir, hayır.

Asansör kapısı açıldı, gelen sesler yüzünden herkes oraya toplanmıştı. Hepsi şok olmuş gibi görünüyordu, Uraraka elleriyle ağzını kapatmış dehşetle ona bakıyordu. Todoroki'nin bile kaşları kalkmış korkmuş görünüyordu. 

Özellikle Kirishima, hayal kırıklığına benzer bir şey vardı. Çok anlamsızdı alt tarafı biraz ses gelmişti. 

"Katsuki... Ne yaptın sen?"

"Ne?"

Gözleri baktıkları yöne döndü, ayaklarının dibindeki yeşil saçlı çocuğu gördü. 

Hayır, yo bunu o yapmadı. Bu da o hayalin bir parçası evet.

Göğüs kafesi hızla inip kalkıyordu, nefes alamadığını hissetti, boğuluyordu. Elleri kan içindeydi, ama ona dokunmamıştı bile?! İzuku'nun göğüs kafesi neredeyse tamamen görünür haldeydi. Bu görüntü midesini bulandırdı ve dönüp eliyle ağzını kapattı.

Başı dönüyordu, ah... Elleri titriyordu, onları kontrol edemiyordu. O yapmamıştı, inanmaları gerekiyor, hayır o yapmadı, hayır.

O kadın yaptı, gerçekten ona dokunmadı bile zarar vermek istemedi. 

Konuşmak için dudaklarını oynatmaya çalıştı ama olmuyordu ona saatler geçmiş gibi geldi ama sadece birkaç saniye olmuştu, hareket bile edemiyordu. Vücudu kaskatı duruyordu, bedenine değen çocuğun soğukluğunu hissedebiliyordu.

"Ben-"

Birkaç kişi onu önünden almaya giriştiğinde gözleri korkuyla açıldı, tişörtünün bir parçasını tutarak kendine saklamaya çalıştı. Geri dönecekti çünkü, biliyordu. Öyle olmalıydı. 

Herkes ona sesleniyordu ama duymuyordu, dışarıdan tam olarak aklını kaybetmiş gibi görünüyordu. Asansörde sadece ikisi vardı, İzuku'nun bağırışlarını duymuşlardı. Ve göğüs kafesini özgünlüğüyle yaktığı apaçık belliydi.

Öfke sorunları olduğunu biliyorlardı ama bu kadar ileri gideceğini asla düşünmediler. Asla.

Kahraman olmayacak mıydı sonuçta?

Katsuki nefes alamadı.

"Onu geri getirin, İzuku!"

"Kendine gel! Ne yaptın sen?!"

Ağlamalar vardı, anımsayamıyordu.

"Ben yapmadım, yemin ederim."

Rüya değil, bir kabusu yaşıyordu. Uyanması gerekiyor.

"Durun, ah!"

"Hata yapıyorsunuz kahrolası- bırakın beni."

Gözyaşları o farkında bile olmadan akmaya devam etti.

Zihni bulandı, dünya dönüyordu ve o bunu açıkça hissetti.

"İzuku'yu bana geri getirin, lütfen..."








grave || bakudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin