Evet her şey anlaşılacak deyip yine yarım bırakmam hakkında... Neyse diyorum ki burada böyle bırakayım bir günde iki bölüm çünkü kendimi durduramıyorum arkdslr. Valla sonraki bölümde anlayacaksınız.
---
Katuki sigara ve içkiden nefret ederdi, o güne dek. Birkaç içki onu daha önce hiç görmediği parlaklıkta ışık saçan bir adama götürdü. Saçma olduğunu biliyordu, hatta bu onu sinirden delirtiyordu çünkü yarım yamalak hatırlıyordu ve yine de hiç hissetmediği kadar yaşam dolu olduğunu biliyordu. Onu tanımayarak rastgele şeyler söyleme cüretine kim sahip olabilirdi ki, kanı kaynıyordu ve onu bulup haddini bildirme isteğiyle yanıp tutuşuyordu.
Fakat başka bir yandan...
***
"Hey Katsuki."
***
Onunla her gece aynı kumsalda konuşmaya başladılar, Katsuki her zaman sinirle oraya gidiyor ama onu gördüğünde tüm sinir sadece basit tersleme sözlerine dönüşüyordu. Onlar da etkisiz gibi görünüyordu.
Adamın ismi İzukuydu ama Katsuki ismini söylemekten kaçınıyordu. Bu yüzden ona işe yaramaz anlamına gelen Deku ismini takmıştı.
Onun hakkında pek bir şey bilmiyordu, aslında çok konuşmazlardı. Sadece sessizce otururlardı ve İzuku'nun çizmesini izlerdi, bazen konuşmasını dinler ve dalga geçerdi. Katsuki sadece yeni tanıştığı bu adamla olduğunda yaşadığını hissediyordu. Aylar geçti ve aralarındaki bağ güçlenmeye devam etti, Katsuki hala çok çalışıyordu ama sadece şirketteyken. Boş zamanında kumsala gidip Deku ile konuşuyordu ve bu, bir şeyleri değiştiriyordu.
Zaman geçtikçe onun hakkında bir şeyler öğrendi, annesiyle yaşıyordu ve hala okuyordu. Resim çizmeyi çok seviyordu ve aslında kendi kendine gelişmişti.
Aralarında bir yaş vardı ama Katsuki okurken aynı anda çalıştığından kariyeri erken başlamıştı ve mezun olduğu an saygı duyulan bir yönetici olmuştu.
Ayrıca, saatten midir bilinmez İzuku fazla güzel görünüyordu ve Katsuki gün geçtikçe ona dokunmak için daha çok istek duyuyordu. Bazen kafası güzel olurdu bu yüzden farkına bile varmadan temasta bulurdu ama önemsiz şeylerdi. O gün yeşil saçlı çocuk daha farklıydı,
"Hey Katsuki?"
Katsuki duymaya alıştığı kelimeleri yumuşaktan farklı bir tonda duyduğunda başını ona çevirdi.
"Nasılsın?"
"İyiyim, tabii ki. Neden?"
"Yalnız hissediyor musun?"
"Hayır, yalnızlık umurumda değil, o fazlalıklar hayatına huzursuzluk katacaklarsa neden girsinler ki? Tek başıma mutluyum."
"Anlıyorum..."
"Ne alaka?"
"Hiç." Gülümsedi "Seninle zaman geçirmek beni iyi hissettiriyor."
Kırmızı gözleri ayrılmış olan dudaklarına kadar yüzünü takip etti. İzuku, kaleminin üst kısmındaki silgiyi ısırıyordu, çizime odaklanmıştı ve Katsuki, İzuku'nun her zaman bir tür oral fiksasyon sergilediğini, yani her zaman ağzına bir şeyler koyduğunu fark etti. Kalem, tükenmez kalem, kendi parmakları ya da elinde ne varsa.
O an Katsuki başka bir şey fark etti, her gece yaptığı gibi bu gece eve dönmek istemiyordu. Deku'yu bırakmak istemiyordu ve onu sadece ay ışığında değil güneşin ilk ışıkları yüzüne vurduğunda da ilk gören olmak istiyordu.
Ah, hayır. Hepsi saçmalıktan ibaretti, Bakugo Katsuki bağlanmazdı.
Yine de...
Bakışları kesişti, İzuku'nun göğsünün hızla inip kalktığını fark etti. Yeşil gözler bedenini süzüyordu. "Gitmeni istemiyorum..." Diye fısıldadı.
"Nereden çıktı bu şimdi?!"
"Benimle kalır mısın?"
"Deku ne diyorsun cidden anlamıyorum."
İzuku avucunu sarışının yünde gezdirdiğinde Katsuki aceleyle kendisini geri çekti. Bu sırada İzuku'nun alkol koktuğunu fark etti, ama daha önce bunlardan nefret ettiğini söylemişti.
"Sen içtin mi?"
"Hayır, evet, çok değil, çok mutsuzum, ama sen olunca unutuyorum." Başını sağa eğdi,
"Daha fazla dokunmak istiyorum..." Yanakları kıpkırmızı olmuştu ve Katsuki şok oldu, yönelimini genç yaşta fark etmişti ama kariyer takıntısı yüzünden hiç ilişki hakkında düşünmemişti. Ve bu... Yani hiçbir şey bilmiyor falan değildi ama düşünmemişti işte. Yeşil kıvırcık bukleler boynuna değdiğinde irkildi,
"Kafan yerinde değil Deku."
"Sadece biraz cesaret içindi." Kıkırdadı ve Katsuki dudaklarını hissetti, siktir.
"Bunu yapmayacağız-"
"Lütfen, beni bırakma..."
"Seni niye bırakayım be."
"Beni istemiyor musun?"
"Bana öyle bakma, tanrım..."
"Lütfen."
"Deku, senin iyiliğin içi-"
*** (Smut Alert!!!)
"Siktir."
Katsuki nefes alış verişinin farkına varmak istercesine birkaç dakika sessizleşti, hissetmek istedi, bedenini görmek yeterli gelmiyordu ona ulaşmak istiyordu. Her şey o kadar tatmin edici geliyordu ki hayatı boyunca hiçbir günah işlerken bu derece iyi hissetmemişti. Kötü olduğunu biliyordu ama aldığı zevk o kadar fazlaydı ki onu umursayamıyordu bile. Vücudunun kıvrımlarının hepsine sahip olmak ve aylardır gizliden gizliye hissettiği nahoş duyguyu gösterebilmek istiyordu.
Parmak uçlarını göğsünde dolaştırırken titrediğini hissetti, sanki yeterli gelmiyordu. Tamamıyla baştan sona onu bitirmek istiyordu yorulmasını ve durmasını istemesini, gözlerindeki savunmasız bakışın sebebi olmak istiyordu. Şimdi yeterince zamanı vardı, ama onun bile yeteceğinden şüphelendi.
Göğüs kafesine dudaklarını bastırdı ve yukarı çıkarken bedenin sahibinin belinin kavislendiğini hissetti, hep bunu hayal ettiğini söylemek isterdi ama bu kadar hayal bile edemezdi.
Göğüs uçlarını diliyle hareket ettirirken altındaki adamın hafifçe inlemesine karşılık gülümsedi, bedeninin her noktasında olması gerekenden daha uzun süre durdu ve başını kaldırıp eseri ile gurur duymasını gizleyemedi. Dudaklarını yumuşak dudaklara büyük bir açlıkla bastırdı, Dilini alt dudağının üstünde gezdirdi ve sert bir geri dönüş aldığında hoşnutlukla aralanan dudakların arasından geçti, altındaki adamın bacaklarının beline sarıldığını hissetti. Parmaklarını saçlarının arasından geçirirken üstündeki baskıyla bir an kontrolünü kaybederek saç tellerine çekiştirdi ama İzuku bundan hoşlandı.
"Benim sıram." Diye mırıldandı nefesinin arasında, Katsuki'yi altına alarak boynuna yöneldi.
"Bekle"
Katsuki kızardı, gözleri kapalı, avuç içlerindeki çarşafı sıktı. Aniden hissettiği acıyla dudaklarını bastırdı ama devam ettikçe acı kendini zevke bıraktı. İzuku'yu ilk defa bu kadar cüretkar görüyordu ve, kahretsin adam ateşliydi.
"Ahh, Kacchan." diyen İzuku, sarışının da hoşuna gittiğini anlayarak hareketlerini sertleştirdi. Katsuki aynı durumda...
"Nereden hoşlandığını söyle~" Yeşil gözleri şehvetle bakarken.
"'Zuku" diye seslendi Katsuki, sesi her zamankinden biraz daha rahatsız edici. "Siktir, devam et."
Izuku belli belirsiz küfretti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
grave || bakudeku
Fanfictionbasically şehirde her hafta ölecek kişilerin ismini gösteren bir cenaze aracı vardır ve eski ünlü müzisyen katsuki bakugo kendisine yabancı gelmeyen bir isimle karşılaşır.