Jennie
Biraz çalışmak için şirkete gelmiştim ancak gıcık Taehyung'la odalarımızın
yan yana olması tüm dikkatimi dağıtıyordu. Arada cam olmasa herşey güzeldi fakat o beni görebiliyordu bu berbat bir histi. Gerçi pek umrunda değildim her ona baktığımda çalışıyor oluyordu. Bende sapık gibi ara sıra ona bakıyordum. Akıllanmaz bir salağım.Ayaklandığını gördüğümde hızla önümdeki belgelere döndüm. Odamın kapısı açıldığında onun olmaması için tanrıya yalvarıyordum ancak şirkette bu saatte pek çalışan kalmamıştı. Lütfen baktığımı farketmemiş olsun lütfen.
Kafamı kaldırdığım an Kim Taehyung ve karizması tüm mükemmeliğiyle karşımdaydı.
Masama doğru yürüyüp önümdeki belgeleri aldı.
"Gerekli olan belgeleri alıyorum ve sende gözlerini benden almayı unutma" arkasını dönerek kapıya ilerledi.
"Kim Taehyung!!" Olduğu yerde durdu.
"Ne ?!" Yüzünü tekrar bana döndü.
Yanımdaki şarabı elime alıp hafif salladım.
"Biraz içmek ister misin ?" Yüzünde hiç bir duygu kırıntısı yoktu.
"Neden ?"
"Az önce senden alamadığım gözlerim biraz daha sende kalsın istiyorum olamaz mı ?" Tabi ki öyle bir isteğim yoktu.
"Bana platonik olduğunuzu bilmiyordum Jeon Jennie" tabi bilmezsin çünkü değilim.
"Geliyor musun ?" Biraz durup odamın içindeki toplantı masasının başında oturdu. Harika birde ayağına hizmet bekliyordu, bu adamla evlenecek olan kadın yanmıştı. Gerçi kimsenin isteyeceğini sanmıyordum ama.
Dolaptan iki kadehi ve şarap şişesini alarak toplantı masasına geçtim. Hemen yanına oturup kadehleri doldurdum.
"Sen hep böyle ifadesiz misin ?" Kadehimden bir yudum aldım.
"Öyle miyim ? Öyleyse seninde benden bir farkın yok"
"Ben hep gülerim bir kere" göz devirdim.
"Hiç görmedim"
"Ahh inkar edemeyeceğim gülmeyi sevmem ancak bazen ufakta olsa yüzümüzün gülmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum"
"Yüzün güzel görünsün diye mi güldüğünü söylüyorsun ?"
"Hayır" bu dediğime karşı birşeyler mırıldanmıştı ama duyamamıştım.
"Sende en çok neyi merak ediyorum biliyor musun ?" Kadehimden bir yudum daha aldım. Sessiz kalmasını cevap olarak varsaydım.
"Aşık olup olmadığını" gözlerini kaçırdı.
"Az önce bana platonik olduğunu söylerken haklıymışım" göz devirdim.
"Hayır senin gibi biri ancak kendine aşık olabilir diye düşünüyorum da ondan sordum" gözlerini gözlerime çıkarttı.
"Bilmem olmuşumdur belki" ne vardı belki demek yerine söyleseydi.
"Ben oldum sanırım" hala gözlerimin içine bakıyordu.
"Ancak boşuna, sonra öğrendim ki sevgimi hiç haketmiyormuş" Taehyung'un umursamadığını bile bile anlatıyordum belki de umursamasını istiyordum.
"Biliyor musun Kim Taehyung ? Daha önce böyle bir adamın peşinden hiç koşmamıştım" "beni istemediğini söylediği halde gururumu ayaklar altına alıp yalvardığım bile olmuştu ama nafile" tek gözümden akan yaşla mayışmıştım. Kolumu kafamın altına alarak gözlerimi Taehyung'a diktim. Gözlerimiz birbirindeydi ayrılmak istemiyordu. İstemeyerek gözlerim kapanınca geceyi sonlandırmam gerektiğini anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MODALITÀ ITALIA
Fanfiction"Sensiz bırakırsan ölecek olan bu adama sevgini bahşedebilir misin Roséanne?" ... JIROSE