08

980 90 8
                                    


"Biz Eun teyzenle bugün biraz konuştukta Jimin ve senin birbirinize çok yakıştığından bahsettik" annemin ne söyleyeceğini başta tahmin etmeliydim. Hem bunu söylemenin sırası mıydı? Cevap vereceğim sırada babam atıldı.

"Bu tür şeylerin hoşuma gitmediğini biliyorsun Min Ju, ayıp olmasın diye susayım diyorum ancak çocuklar rahatsız oluyor" babam böyle şeyleri gerçekten sevmezdi fakat son zamanlarda davranışlarından dolayı destekler diye düşünmüştüm.

"Ne var hayatım sadece yakıştırdığımızdan bahsettim evlensinler demedim ki" evlenme lafını duyunca içtiği su boğazında kalan Jennie öksürdü. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Büyükler konuşuyor diye bir şey demek istemedim ama böyle şeylerden haz etmem Rose ve Jennie de istemiyor zaten" abim Jennie ve bana kısa bir bakış atıp çatık kaşlarıyla önüne döndü.

"Tamam sizin dediğiniz olsun çocukları sıkmayacağız ama bakın da görün bu ikisi aşık oldum diye gezecek etrafta" babam böyle birşeye ihtimal vermediği için umursamayarak yemeğine devam etti. Abim göz devirerek sinirle suyundan bir yudum aldı.

Rahatsız olmamıza rağmen annemin üstümüze gelmesi hoş değildi ve babam annemin bu huyunu sevmezdi. Sadece babam değil tüm aile sevmezdi aslında.

Lisa abimin kulağına bişeyler fısıldayarak elini tuttu. Sakinleştirmeye çalıştığı belliydi.

"Ah neyse ben doydum uyumaya çıkıyorum, size afiyet olsun" hepsi kafa salladıktan sonra yavaş adımlarla merdivenlerden çıkarak odama ulaştım. Bugün de bayağı yoğun geçmişti. Güzel bir uyku çekmek istiyordum.

...

Lisa;

Saat 11'di herkes yataklarına geçtiği için Jungkook'un yanına gidebilirdim. Yakalanmaktan korkuyordum eğer yakalanırsak büyük rezillikti.

Yavaş adımlarla kapıyı açarak koridorun sonundaki odaya ilerledim. Kapıyı yavaşça aralayarak gri odaya bakındım Jungkook'un sırtı kapıya dönüktü. Belki de uyumuştu.

Yavaşça yanına sokuldum.

"Bebeğim" mırıldanarak kulağına eğildim. Ani bir hareketle beni altına aldı. Uyanık.

"Uyuma numarası mı yapıyordun?!" Kaşlarımı yalandan çatarak güzel gözlerine diktim gözlerimi.

"Senin gelmeni bekliyordum" başını eğerek boynuma burnunu sürtmeye başladı. Beni delirtiyordu.

Burnuyla dudağıma kadar bir yol çizip durdu. Dudağımın kenarına öpücük bırakıp yavaş yavaş dudağımı emmeye başladı. O nazikçe alt dudağımı emerken dayanamayıp üst dudağını sertçe emerek ısırdım. Bana karşılık daha da sert öpmeye başladı. Birbirimizden aldığımız haz tarif edilemezdi.

Dudağımı yavaşça bırakıp boynuma tekrar yöneldiğinde, ellerimi boynuna sarıp ensesindeki saçları okşadım.

Boynumu emerek öpücükler bırakıyordu. Ani bir hareketle beni kucağına çıkardığında alınlarımız birbirine yaslıydı. Nefesi dudaklarıma değdiğinde o an ki istekle dudaklarına yapıştım.

Bu sefer nazikçe öpmeyi bırakmıştı. Ara sıra ısırıyordu. Ellerini belime sardığında kendimi ona bastırarak zevkle boğuk inlemesini dinledim.

Jungkook'tan aldığım hazı kimseden alamazdım. Dudaklarını dudaklarımdan ayırmayarak yatağa yatırdı. Yavaşça ayrıldığımızda gözlerimi açtım hala üstümdeydi dudakları kızarmıştı benimkinin ondan daha kötü olduğu kesindi.

Yüzüme eğildi.

"Beni deli ediyorsun Jeon Lalisa" gülümsedim.

Dudaklarıma küçük bir öpücük daha kondurup yanıma uzandı ve beni kendine çekerek sarmaladı. Yanında huzurluydum. Bu hissi sadece o verebilirdi.

MODALITÀ ITALIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin