26

1.2K 82 28
                                    

Kasıklarımı okşayarak yüzümü buruşturdum. Feci ağrıyordu. Görünüşe göre bir süre yürüyemeyecektim.

"Bebeğim~" yeni uyanan Jimin'e döndüm. Tatlıydı.

"Ağrıyor değil mi ?" Kafamı salladım.

Ellerini kasıklarıma koyarak okşamaya başladı.

Boynumu öpüp fısıldadı.

"Çok özür dilerim~" 

Yataktan doğrulmaya çalışırken ağrıyla yüzümü buruşturup belimi tuttum.

"Bugün dinlenmelisin sana sıcak bir şeyler sipariş edeceğim" başımı sallayıp yattığım yere iyice sindim.

___________________________________

Jimin'in sipariş ettiği yeşil çayı içtikten sonra biraz olsun rahatlamıştım fakat hala ağrım vardı ve geçeceğe de benzemiyordu. Zaten alışkın olduğum için pek zorluk çekmiyordum.

Belimi tutarak banyoya ilerledim. Sıcak bir duş daha iyi gelebilirdi.

Giyinme odasından çıkan Jimin beni görür görmez yanıma koştu.

"Bebeğim neden kalktın?!" İki yanağımdan tuttu.

"İzin verirsen duş alacağım Jimin" tişörtümü çıkartmaya çalıştığında kaşlarımı çattım.

"Ya yardımcı olmama izin verirsin ya da duş alamazsın Roséanne" göz devirip sesimi çıkartmadım.

Tüm üstümdekileri çıkarttığında belimden tutarak duşa soktu. Suyu çok sıcak olmayacak şekilde ayarladığında şampuanla nazikçe saçlarımı yıkıyordu.

"Bende yıkamalıyım" şampuanı elime sıkıp saçına sürdüm. Saçları yumuşaktı.

Ben saçlarını yıkarken dudağında bir gülümsemeyle bana hayranlıkla bakan Jimin'i farketmem zor olmamıştı. Bu adam bana cidden bu kadar aşık mıydı ?

"Öyle bakma!" Gülümsemesini genişletip aynı şekilde bakmaya devam ediyordu.

"Neden ?" Gözlerine değmek istemeyen gözlerim sonunda değdiğinde en derinine indim.

"Bakışlarına karşılık veremem" nefesini dışarı verdi.

"Karşılık verene kadar bekleyeceğim" gülümseyip duştan çıktım.

"Az önce sen gülümsedin mi?!!" Şaşkınlığına kıkırdayıp bornozumu giyindim.

"Sus ve saçlarını yıka Jimin hala köpüklü" gülümseyerek suyu tekrar açtı.

Tek bir gülümsememin eşsiz yüzünü parlatacağını bilseydim önceden de gülümseyebilirdim.

Kafamdan Jimin'in yüzünü atmak istermişcesine giyinme odasına geçip kıyafet seçmeye başladım kasıklarımın ağrısının geçmesini beklemek istemiyordum çünkü oda yeterince sıkıcıydı biraz bizimkilerin yanına insem iyi olacaktı.

Siyah bir kot ve tişörtü seçip giyindim.

Giyinme odasından çıktığımda Jimin havluyu beline sarmakla meşguldü. Vücudunda yer edinen su damlacıklarıyla yutkundum, belli olmasın diye hızla kapıya ilerledim.

"Ben dışardayım giyinip gelirsin haya- Jimin" Jimin kaşlarını çattı. Yanlışlıkla hayatım diyeceğimi anlamış mıydı?!

"Kasıkların ağrımıyor muydu Rosé nereye gidiyorsun ?" Ofladım.

"Oda yeterince sıktı Jimin hem bu kadarcık ağrıya dayanabilirim" tek kaşını kaldırdı.

"Aslında bu kadar kolay yürüyememen gerekirdi" sırıttım.

MODALITÀ ITALIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin