Tam 1 saattir odamın tavanıyla bakışıyordum. Jimin nasıl böyle biri olabilirdi ? Ben nasıl kabul edebildim ? Ne ara ona boyun eğer oldum ? Onunla evlenmek neden heyecanlandırıyor ?
Bunların cevabını bulamıyordum ancak Jimin'in beni elde ettikten sonra vazgeçeceğini düşünüyordum bu bir hırstan ibaretti ve hırsını alınca beni hiçe sayacaktı.
Daha fazla dayanamayarak kafamın doluluğuyla uyuya kalmıştım.
Gece sürekli uyandığımdan sabah erken kalkmıştım. Pencereye dikilerek bir süre yeni doğan güneşi izledim. Bahçede birinin silüeti dikkatimi çektiğinde gözlerimi ona diktim. Bu Jennie'ydi.
Annemlerle geldiğini sanıyordum ancak daha yeni geliyordu hemde sabahın bu saatinde. Şirkette miydi acaba ?
Odamdan sessizce çıkıp merdivenlerden indim. İnmemle kapıyı açması bir olmuştu.
"Nerdeydin ?!" Şaşırdı.
"Korkuttun!" Göz devirdim.
"Cevap ver Jennie" ofladı.
"Nerde olabilirim ? Şirkette tabi ki" neden hiç inanasım gelmemişti ?
"Neden yine geç saatte şirkete gittin ki ?"göz devirip merdivene yöneldi.
"Seninle uğraşamam Rosé yorgunum" tek kaşımı kaldırarak merdivenden çıkan Jennie'nin arkasından baktım. Bunda bir şeyler vardı.
Daha fazka uyuma ümidiyle yatağa tekrar girdim. Jimin sabah beni alacağını söylemişti. Tehdit ediliyordum ve bu beni etkilemiyordu bile. Tam bir salaktım.
Uyandığım an telefona uzanarak saatte baktım 11'di!! Nasıl bu kadar uyuyabilmiştim ?!
jimin'den 6 cevapsız aramayı görmemle hızla arama tuşuna bastım. Aniden açılmıştı.
"Nerdesin sen?!!" Göz devirdim. Bununla bir ömür geçmezdi sürekli bağırıp kızıyordu.
"Yatakta"
"Ne ?!" Sırıttım.
"Dün biraz fazla kaçırmışım da yanlışlıkla birini yatağıma atmışım" yüzünün nasıl olduğunu burdan bile tahmin edebiliyordum.
"Saçma sapan şakalar yapmayı bırak komik değil, hazırlan seni almaya geliyorum" göz devirdim. Yine beni yönlendirmeye çalışıyordu.
"Hazırlanmıyorum"
"Gelip benim hazırlamamı ister misin bayan Park ?!" Sapık şey, neyi kastettiğini anlamıştım.
"Ah lanet olası!! arabayı evin önüne getirmene gerek yok ben gelirim" Bir şey söylemesini beklemeden telefonu kapatıp yatağa attım. Geçen sefer ki gibi duvara atamazdım. Babam bir daha almamakla tehdit ediyordu sanki küçük bir çocukmuşum gibi.
Hazırlanıp evden çıktım bizimkiler çoktan kahvaltı etmişti. Annem ve babam kahvaltı yapmamı söyleselerde istemediğimi söylemiştim. Abim ve Lisa erkenden balayı havalarına girmişti. Aptallar.
Jennie ise büyük ihtimalle hala uyuyordu. Ne çeviriyordu kim bilir ?
Bahçeden çıkarak biraz aşağımızdaki Jimin'lerin evine adımladım arabaya yaslanmıştı. Bu şekilde fotoğrafını çekip duvarıma asabilirdim. Hayır neden duvarıma asayım ki salak mıyım neyim ?
"Ah merhaba bayan Park sonunda lütfettiniz" göz devirdim. Hala Park diyordu.
"Park demeyi kes artık!" Sinirle ön koltuğa geçtim.
"Yakışıyor" umursamadan çantamdan telefonumu çıkarttım. Çıkan haberleri merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MODALITÀ ITALIA
Fanfiction"Sensiz bırakırsan ölecek olan bu adama sevgini bahşedebilir misin Roséanne?" ... JIROSE