Rose hıçkırarak ağlamaya başladığında olayın şokunu hala atlatamamıştım.
"B-bir daha y-yap" Jisoo şaşkınlıkla kafasını salladı.
"Bir daha yap Jennie belki yanlıştır" hızla kafamı sallayarak testi alıp kabine girdim.
Artık bu elimdeki üçüncüydü. Lanet olsun ki hepsi de pozitifti!!
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Rosé bana kızmakla meşguldü.
"Nasıl yaparsın Jennie ?! Anlamıyorum, anlayamıyorum, aklım almıyor!!" Bağırıyordu.
"Rosé yeter!! Bağırma, üstüne gitmenin bir anlamı yok olan olmuş" Jisoo olgunlukla karşılamaya çalışıyordu ancak ben bile kendime kızıyordum.
"Şimdi ne olacak Jennie söyle bana!!" Gözlerimi diktiğim duvardan almayarak sessiz kaldım bir süre.
"Aileler bilmeli" Jisoo'ya hızla gözlerimi çevirdim. Olumsuz anlamda kafa salladım.
"Hayır asla, istemiyorum"
"Saçmalama Jennie bir hata yaptıysanız üstlenmelisiniz hem o karnındaki canın ne suçu var söyle bana ?!!" Jisoo haklıydı onun suçu yoktu ancak bazı çocuklar anne babalarının günahlarının bedelini çekmek zorunda kalabilirdi.
"İstemiyorum dedim benim bir kariyerim var, ailem var onlara bunu nasıl açıklayacağım ?!" Rosé sinirle güldü.
"Bunları o hatayı yapmadan önce düşünecektin, sen sarhoşken bile iradeni kontrol edebilen bir insansın Jennie bunu hepimiz biliyoruz!!" Rosé'ye kafa salladım.
"Evet irademi kontrol edebilen bir insanım ancak olmadı Rosé" göz yaşlarım akmaya devam ediyordu. Artık tükenmiştim.
"Hâlâ olmadı diyor delireceğim" Rosé sinirle tekrar ağlamaya başladığında hepimizi büyük bir girdaba soktuğumu anlamıştım. Bunun sebebi karnımdakiydi ve ondan kurtulacaktım.
"Ağlamayı bırakın ayrıca Taehyung'a bunu söylemelisin Jennie, en büyük hakkı" durmadan kafamı iki yana sallıyordum.
"Hayır hayır istemiyorum, olmaz" Jisoo sarılıp başımı okşadı.
"Jennie bir kaç gün düşün olur mu ? Acele karar verme" kafamı salladım ancak kararımı çoktan vermiştim. Onu zerre istemiyordum.
"İstersen eve gidip dinlen Jennie" Jisoo'ya olumsuzca kafamı salladım.
"Hayır iyiyim abimin bu mutlu gününde yanında olmak istiyorum" jisoo onaylarak göz yaşlarımı silip akan makyajımı yeniledi.
Rosé bizi beklemeyip önden çıktı. Yüzüme bakmak istemediğini biliyordum. Haklıydı.
Lavabodan çıkıp düğün alanına ilerledik. Annemlerin masasına zorla gülümseyip hemen yanındaki bizimkilerin masasına oturduk.
O geceden beri Taehyung'tan uzak durmaya çalışıyordum. Ancak şimdi daha da zorlaşmıştı. Resmen karnımda onun çocuğunu taşıyordum. Büyük ihtimalle istemezdi. Ancak yinede kendimi küçük düşürüp senden hamileyim diyemezdim. Bu yüzden en iyisi sessiz sedasız aldırmaktı.
Düğün boyunca bir yere gözlerimi dikmiş öylece durmuştum. Sadece abim ve babamla dans edip tekrar aynı pozisyona geçmiştim. Abimin en mutlu günü benim en kötü günümdü.
Düğün bitiminde bizimkiler kutlamaya gitmişti. Ancak halim olmadığını farkedip çokta zorlamamışlardı. Rosé benimle göz göze gelmekten kaçınıyordu. O bile böyle yapıyorsa babam gile desem neler olurdu kim bilir ?
Şoförle eve geldiğimizde annem ve babamın sorularına 'hasta oldum sanırım' cevabını verip odama çıktım. Üstümü değiştirmeden yere çöküp ağlamaya başladığımda gittikçe daha da şiddetleniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MODALITÀ ITALIA
Fanfic"Sensiz bırakırsan ölecek olan bu adama sevgini bahşedebilir misin Roséanne?" ... JIROSE