19

832 78 15
                                    

Taehyung;

Kafamın doluluğundan mesaiye kalmak istemiştim. Stres atmanın en iyi yolu çalışmaktı bu yüzden annem gile katılmak istememiştim. Zaten Jennie beni her gördüğünde kaçıyordu. Onu bu kadar mı rahatsız ediyordum ? Evet aramızda yanlış şeyler geçmiş olabilirdi ancak çocukluk yapıp sonsuza kadar birbirimizden kaçacak mıydık ?

Çalışmak istemiştim fakat aklımın sürekli o geceye gitmesiyle odaklanmıyordum. Oysa öylesine bir geceydi diyip geçiştirmeye de çalışmıştım. İşe yaramıyordu.

Kapının çalınmasıyla gel komutunu verdim. Büyük ihtimalle sekreterdi.

"Bay Kim, Jennie hanıma bir kağıt geldi de şirkette kimse olmayınca size getirmemin doğru olduğunu düşündüm" başımı sallayarak elimi getir anlamında işaret ettim.

Kağıdı önüme koyup baş selamı verip çıktı.

Üstünde Seoul şehir hastanesi yazıyordu. Acaba hasta mıydı ?

Kağıdı zarfın içinden çıkararak açtım. Anlamadığım tıp terimleri yazıyordu. Biraz daha incelediğimde kürtaj işlemi olduğunu ve altında Jennie'nin imzası olduğunu gördüm.

Kürtaj kim içindi ? Acaba kağıtlar mı karışmıştı ? Kağıdın üstünde kocaman harflerle Jeon yazıyordu. Kafamda tekrarlanan düşünceyi eş geçip yanlış düşündüğümü kanıtlamak için hastaneyi aradım. Yanlış anlıyor olmalıydım. Böyle bir ihtimal yoktu. Olamazdı.

"Alo, nasıl yardımcı olabilirim ?" büyük ihtimalle telefonu sekreter açmıştı.

"Jeon Jennie adlı hasta için aramıştım" kağıdı tekrar tekrar okuyordum.

"Ah evet geçen hafta ki hastamız"

"Onun ne için hastaneye geldiğini öğrenebilir miyim ?"

"Her hangi bir yakınlığınız yoksa size bu bilgiyi veremem beyefendi"

"Ben eşiyim" bunu söylemezsem öğrenemeyeceğimi biliyordum.

"Anladım, Jennie hanım kürtaj işlemi için gelmişti" lanet olsun ki doğru anlıyordum!! Telefonu kapattım.

Sinirden elimdeki kâğıdı buruşturmuştum. Ayağa kalkarak ileri geri gitmeye başladım. Şimdi ne yapacaktım ?! Ne diyecektim ?!

1 hafta önce ki düğünde lavaboda o kadar kalmasının ve Rosé'nin elinde eczane poşetiyle dönmesinin sebebi bu muydu ?! Anlamalıydım. Şüphelenmeliydim.

O benim çocuğumu aldırmıştı ve bana sormamıştı. Aldırdıktan sonra söylemeye tenezzül bile etmemişti.

Sinirle arabanın anahtarını alıp çıktım. Ödetecektim. Bana bunun hesabını verecekti!!

Bindiğim arabanın direksiyonuna tekrar tekrar vurdum. O benim kanımdan olan bir canı kendi elleriyle öldürmüştü. Gözüm dönmüş gibiydi arabayı son sürat sürüyordum sanki hızlı varsam canı alınan bebeğim tekrar hayata tutunacakmış gibi.

Küfürler savurarak önümdeki arabaları hızla geçtim. Canım yanıyordu ve bunun tek suçlusu Jennie'ydi. Jeon Jennie

Evlerinin önüne geldiğimde arabayı park etme gereği duymadan indim. İrademi kontrol edemiyordum artık canımı yaktığı gibi canı yansın istiyordum. Belki öyle soğurdum.

Kapıyı ardı ardına çaldım sonunda açtıklarında içerde gülen Jennie'yi görmemle daha da sinirlendim.

"JEON JENNİE!!!" sesim çıkamayacak kadar yüksek çıkmıştı. Bu şuan umrumda bile değildi. Elimdeki kağıdı havaya kaldırdım.

MODALITÀ ITALIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin