6.Bölüm: ''İlkler''

11.5K 388 96
                                    

Bölüm şarkısını günümüz yazan yerde açınız! Aşağıda buluşuruz, öptüm.

Şarkı: Lord Huron - The Night We Met




Karasar-1996

Kızıl Cevdet elinin askıda kalmasıyla birlikte geriye dönüp, karşısında dikilen gence baktı. Ağır ve sinirli bir hareketle kolunu kurtardıktan sonra boğazını temizledi. Karşısında gördüğü genç çocuğu tanıyordu.

''Ne oluyor lan?'' deyip Ömer'in yüzüne öfkeyle tısladı.

Ömer, kelepçe gibi kavradığı bileği serbest bırakıp kaya gibi Kızıl Cevdet'in karşısında dikildi. Öfkeyle kalkıp zararla oturmak istemiyordu ama bu kadarına dayanmaya gücü kalmamıştı. Gözleri yerde üstü başı çamur olmuş sevdiğini buldu. Yüzünü acıyla buruşturup, bulanan zihninden söyleyecek bir cümle çıkmayınca göğsünden istekle yükselen cümle dudaklarından dökülüverdi.

''Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızına talibim.''

Kızıl Cevdet'in terli alnı kaşlarını çattığı için kırıştı. Sevilay başını korkuyla kaldırıp babasına baktı. Ömer kurduğu cümle kendi kulağında yankılanınca, pişman olmadığını göstermek için sırtını dikleştirdi. Kızıl Cevdet elini sakalına götürüp sıvazladıktan sonra, Ömer'i tepeden tırnağa ağır ağır süzdü.

''Sen Dinçerlerin oğlan değil misin?'' dedi.

Ömer'in çatık kaşları düzeldi, boğazını temizledi. Başını onaylarcasına sallarken, Sevilay'ın içi umutla doldu.

''Evet,'' dedi ciddi bir tonla.

Cevdet zihninde dolanan tilkileri işini gördükten sonra kovaladı. Elini sakalından indirip, cebine koydu. Necmiye elini uzatıp, yerde yatan Sevilay'ı kaldırdı ve kolunu sıvazladı. Sevilay yediği dayağı unutmuş, babasının verdiği tepkilerden dolayı da içinde umuda bir sürü kelebek kanat çırpmaya başlamıştı. Dudağının kenarından sızan sıcak sıvıyı hissedip, kazağının koluyla kuruladı.

''Kız böyle ayak üstü mü isteniyor?'' dedi Kızıl Cevdet ve arkasında dikilen Sevilay ve eşine döndü.

''Yürüyün eve.''

Sevilay babasının peşinden gitmeden önce dönüp, Ömer'e baktı. Merak, korku, umut bütün duyguları gördü sevdiğinde. Onun bakışları da aynı duyguları barındırıyordu. Arkasını dönüp eve doğru yürürken Ömer'in kurduğu cümle tekrar aklına geldiğinde, istemsizce sırttı. Babasının tepkisini düşünüp yaralı dudağını ısırdı. Belki de hiçbir şey onların düşündüğü kadar zor değildi. Birlikte olmalarına engel diye düşündükleri babası, beklediği kadar sert tepki vermemişti. Kız böyle ayak üstü mü isteniyor? Ne demekti bu? Ailenle gel iste demek miydi? Genç kız pervasızca atan kalbinin üstüne elini bastırdı.

Eve girdiklerinde, Cevdet odaya geçti bir şey demeden. Sevilay başını öne eğip kendi odasına girdi telaşla. Çamur olan üstünü başına baktı bir süre. Ağrıyan kaburgalarına elini attı ve inledi. Üstündekileri çıkarıp, başka şeyler giydikten sonra ayna karşısına geçip berelerini temizledi. Uzun uzun kendini izledi, az önce duyduklarını hatırlayıp sırıttı. Sevdiği adam ne olursa olsun sevdasının arkasında durmuş, cesurca babasının karşısına dikilmişti. Niyeti ciddiydi, Sevilay'ı seviyordu. İçini kaplayan mutluluk hissi bir silgi gibi tüm acılarını sildi.

***

Sabah kaburgalarına saplanan ağrıyla uyanırken, yüzünü buruşturdu. İnleyerek acının kaynağını bulduğunda, elini ağrıyı durdurmak için bastırdı. Sırtının üstüne yattıktan sonra başını, sıvaları dökülmüş tavana çevirdi. Yaşadıklarını düşündü, bugün zihnindeki bulanık sular çekilmişti artık mantığı gün yüzündeydi. Yutkundu, gece vücudunu tıka basa dolduran güzel hisler buharlaşıp uçmuş gibiydi. Şimdi ne olacaktı, babası uyanık bir adamdı. Aralarında bir şey olduğunu, dün Ömer'in sözlerinden mutlaka anlamıştı. Peki bu sessizlik hayra alamet miydi? Cevabı bilmiyordu. Sıkıntıyla nefesini dışarıya üfleyip, üzerinden yorganını attı. Soğuk zeminle ayağı temas edince ürperdi. Bileğindeki tokayı çıkarıp, saçlarını elleriyle geri taradı ve bir araya getirip lastiği saçlarına geçirdi. Diz vermiş alt pijamasını çıkarırken, hızla kapı açılınca üst pijamasının eteklerini tutup altı çekiştirdi.

HİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin