9. Bölüm: ''Bulutların Üzeri''

11.4K 391 92
                                    


Bölüm şarkısı Doja Cat- Streets 

Karasar-1996

Sevilay babasının karşısında rüzgârda salınan bir dal gibi titriyordu. Verdiği cevabın onda ne tür bir etkisi olacağını biliyordu fakat ona boyun eğmek Ömer'e yalan söylemekti, sözünde durmamaktı. Sevdiği adam ona dayan demişti, Sevilay da direnecekti. Kızıl Cevdet kızaran gözlerle kızına bakarken, başını yana yatırdı. Yay gibi gerilen sinirlerini dizginlemeye çalıştı.

''Kocaman adam hiç mi utanmıyorsun?'' dedi Sevilay hırçın bir şekilde.

Odada yankılanan cümle Cevdet'in şalterlerini attırmaya yetti.

''Gebertirim lan seni!'' diye kükreyip, Sevilay'a doğru adım attığında Necmiye önüne geçip tutmaya çalıştı.

Sevilay'ın ense kökünden giren ürperti tüm vücuduna yayılırken dik durmaya çalıştı. Korkup susarsa başına geleceklerin farkındaydı. Az kalmıştı, Ömer onu bu bataklıktan çıkaracaktı ve çok mutlu olacaklardı. Dayak yiyecek olmak umurunda bile değildi artık, kurtulacaktı.

Necmiye zor Cevdet'i zapt etmeye çalışırken, Sevilay dolan gözlerle babasına baktı. Ona hissettiği tek duygu safi nefretti. Yaşattıkları ruhunda öyle yaralar açmıştı ki, ayağa kalkacak hâli kalmamıştı bu yaşta. Ömer tek dalıydı ve onu kaybetmekten ölümüne korkuyordu. Yaşadıklarının ağırlığını omuzlarından atmak mümkün müydü bilmiyordu fakat belki nasıl taşıması gerektiğini öğrenebilirdi.

''O adamla evleneceğime kendimi öldürürüm,'' dedi Sevilay bağırarak.

İlk defa babasıyla bu tonda konuşuyordu. Sesinin yankısı duvarlara çarparken, nabzı hızlanmıştı. Öfke damarlarında gezinirken, hissettiği yoğun duygu karşısında afalladı. İlk defa böylesine yoğun bir öfke yaşıyordu.

''Duydun mu öldürürüm?'' diye tekrar bağırdı ağzından tükürükler saçılırken.

Bağırdıkça öfkeleniyor, öfkelendikçe içinde birikenleri boşaltmak istiyordu. Kızıl Cevdet afallayarak kızına bakarken, gücünün ilk defa yetmediğini fark etti. Karşısında öfke ve nefretle bakan kızın gözlerinde o tanıdık ifadeyi gördü. Sevilay'ın öfkesi de kendisininkine benziyordu.

Gücünü tekrar kabul ettirebilmek için bağırarak, kolunu tutan karısını savurdu ve kızına doğru hışımla yürüyüp tokat attı. Sevilay, yediği tokadın etkisiyle yere düşerken, gerçeklerle tekrar buluştu. Cevdet yere düşen genç kıza tepeden bakarken, sinirden burun delikleri büyüyüp küçülüyordu.

''Bana bağıramazsın hadsiz,'' deyip parmağını salladı.

Sevilay başını kaldırıp tepesinde dikilen adamın öfkeli gözlerine bakarken, kapı sesiyle bakışlarının adresi değişti. Herkes nefesini tutup duydukları sesten emin olmak için bekledikleri sırada, kapıya inen yumruk darbeleri sessizliği bozdu.

Necmiye hızlı adımlarla kapıya yönelirken, Kızıl Cevdet peşinden gitti. Necmiye kapıyı açar açmaz nefes nefese kalan gençle karşılaştı.

''Necmiye abla, Cevdet abi...'' dediği sırada Cevdet kapıya ulaştı.

Karısını elinin tersiyle iteklerken, uzun boylu gence kaşlarını çatarak baktı.

''Ne var ne oldu?'' dedi.

''Abi iş arıyordun ya,'' dediğinde genç Cevdet merakla baktı.

''Eee ne olmuş?''

''Kahvede adam bekliyor iş varmış, seni çağırıyor,'' dediğinde Cevdet'in gözleri büyüdü ve şaşırdı.

''Gerçek mi diyorsun?'' derken tereddütlüydü.

HİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin