Bölüm 18

1.5K 116 9
                                    




Lalisa mutlu bir şekilde uyanmıştı o gün, güneş yüzüne vururken yatağında esnedi. Gece yanına gizlice gelen Jungkook ise hala kolları Lalisa'nın beline dolanmış yatıyordu. Lalisa gülmeden edemedi, tüm gece yanından ayrılmadığını biliyordu. Onu hiç yalnız bırakmamıştı.

"Günaydın."dedi Jungkook uykulu kalın sesiyle. Öyle ki bu ses Lalisa'ya iki gün yeterdi çünkü o sesine bile aşıktı. "Günaydın."dedi Lalisa da.
Yataktan kalkmaya çalışan Lalisa'nın belinden tutup kendine çekti Jungkook. "Nereye gidiyorsun?"dedi Jungkook bir elini başının altına destek olarak koymuş Lalisa'ya çapkın bakışlar atıyordu. Lalisa gülümsedi ve dudaklarını büzerek konuştu. "İyileştim artık hem acıktım birazcık o yüzden kahvaltı hazırlamaya ineceğim."dedi Lalisa. Jungkook büzülen dudaklara baktı ve derin bir nefes aldı. "Ne yapacağım ben seninle? Neden bu kadar nefes kesicisin?"dedi Jungkook. Lalisa kaşlarını çattı. "Şu halimle mi? Tanrı aşkına Jungkook terden kötü koktuğuma eminim, dün geceden beri her yerime battaniyeleri örttün sıcaktan kavruldum."diyerek sitem eden Lalisa'nın boynuna yüzünü koydu Jungkook. "Oysaki çiçek bahçesi kokuyor burası."diyip öptü. Lalisa huylanmıştı bu yüzden yataktan kalktı.

"Tamam hadi daha fazla oyalanmadan kahvaltıya inelim."dedi Lalisa. Jungkook başıyla onayladı ve yatağın etrafından dolanıp Lalisa'yı bir çırpıda kucağına aldı. "Hey! Ne yapıyorsun?!"dedi Lalisa panikle.

Jungkook ise sırıtıyordu, onu kucağında odadan çıkardı, merdivenleri indi ve en sonunda da kahvaltı masasındaki sandalyesine oturttu. Onları şaşkınca seyreden ama bir o kadar da mutlu olan Eunra gülümseyerek günaydın dedi. Ona karşılık verdiler ve kahvaltılarını ettiler, Seojun da yanlarındaydı. Çalan telefonla Lalisa bakışlarını Jungkook'un telefonuna çevirdi, arayan kişiyi görmüştü ve ister istemez ortam gerilmişti. Jungkook önce Lalisa'ya ardından da telefona baktı, ellerini önündeki peçete yardımıyla temizledikten sonra aramayı cevapladı. "Evet Nancy?"dedi Jungkook. Karşıdan mutluluk nidaları geliyordu adeta. "Merhaba hayatım. Acaba acil olarak şirkete gelir misin?" Jungkook içinden oflamıştı.

"Neden Nancy?"
"Üzgünüm ama telefonda anlatamam, sen dün Seojun'u bekleyeceğim dedin ama acil gelmen gerek."diyip sinsice gülümsedi Nancy.

"Pekala çıkarım fakat umarım geçerli bir sebebin vardır."dedi Jungkook ayağa kalktı ve portmantodan ceketini giydi. Lalisa'ya el sallamadan önce oğlunun yanaklarından öpmüştü. Onun evden çıkmasını sağlayan Eunra Nancy hakkında hiç iyi şeyler düşünmüyordu.

"Biz beraber gidecektik."dedi Seojun. Lalisa gülümsedi. "Boşver Seojun, bugün izinlisin fena mı? Hem Eunra'ya yardım edersin ben de bugün oğlumla vakit geçiririm."diyip kahvaltısını bitiren Lalisa oğlunu da alıp üst kata çıktı. "Dün annecik sana bakamadı mı?"diyip mızmız sesler çıkaran Lalisa'ya bebek gülücüklerle karşılık vermişti.

"Annen çok üzgün bebeğim. Lütfen affet."diyip alnına öpücük kondurdu oğlunun. Altını alıp, emzirdi oğlunu. Gerçekten çok iyi bir anneydi Lalisa fakat bazen oğluna vakit ayıramadığı oluyordu.

Oğlu emdikten sonra esnemeye başlamıştı, onu kucağında sallayıp uyuttu Lalisa. Biricik oğlu hemen uykuya dalmıştı bile. Lalisa pencere kenarına geçip derin bir nefes aldı fakat nefesi yarıda kalmıştı çünkü evin önüne bilmediği birkaç adam arabayı park etmişti. Lalisa yavaşça ses çıkarmadan odadan çıktı ve hemen merdivenlerden indi. Kapıyı açmaya gelen Eunra'yı durdurdu ve kapıyı kendi açtı. Karşısında gerçekten de tanımadığı adamlar vardı. "Merhaba iyi günler biz şirketten geliyoruz, Seojun Bey bir bakabilir mi?"diyen adamlara kısık gözlerle bakıyordu Lalisa. "Ben yardımcı olayım."dedi Lalisa.

AFFİNİTYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin